Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Silivri Kapısı’nın İki Fotoğrafı

Silivri Kapısı’ndan söz etme nedenim, yaklaşık 25 yıl arayla çektiğim iki fotoğraf. İlk fotoğrafın tarihini tam anımsamıyorum, 1980’lerin başları olmalı. İkincisi ise dijital bir fotoğraf, bu yüzden tarihi de büyük bir kesinlikle belirli: 22 Ağustos 2008, saat 14.22. Her iki fotoğraf da Silivri Kapısı’nın sur dışından görünümü, hemen hemen aynı

Radikal İKİ
Silivri Kapısı’nın İki Fotoğrafı

/P>

Fotoğrafın solunda, surlara yaslanmış bir kahve görülüyor. Hafif strüktürüyle surlara zarar vermekten uzak eski bir ahşap yapının yüzyıla yakın bir tarihi olduğunu kestirmek zor değil. Kahve, surların bir parçasına dönüşmüş, sanki surlarla birlikte yapılmış ve hep orada var olmuş gibi. Bu kahve Murat Belge’nin de dikkatini çekmiş, ‘İstanbul Gezi Rehberi’nde “kapıya dışarıdan bakıldığında, solda, şirin bir kahve duruyordu” diyor.

Kahveden çıkan bir kişi sur kapısına doğru yönelmiş; şurası çok açık, kahve sur içindeki mahallenin yaşamını sur dışına taşıyor. Resmin sağındaki Anadol’un sahibi de ya kahvede ya da sur içindeki evinde. Anadol’un hemen yanında, fotoğrafta yarısı görünen bir at arabası duruyor. Her ikisi de aynı ortamı sorunsuz paylaşıyor, her ikisine de “park etmek” yasak değil.

Sur içindeki yaşam kapıdan sur dışına sızıyor, sur üzerindeki tabelalara yansıyor. Yani “kapı” içeriyle dışarıyı bağlıyor, ayırırken birleştiriyor. Kapının hemen yanında bir dizi tabela, hepsi sac üzerine yazılmış: Eczane, Nalbur, Sur Elektrik, Baca Temizlik İşleri, Azim Ter Jeneratör, Güvenal Mermercisi. Doğrusu ya, mahallenin bu “iletişim” öğeleri de çevresini rahatsız etmiyor. Hepsi belirli bir yerde toplanmış, bunları da artık surun kendisinden ayırmak zor. Tabelasının boyutlarıyla üste çıkmaya çalışan, üstelik mezartaşı örneklerini sur dibinde sergileyen Güvenal Mermercisi bile alçakgönüllü ortamın bir parçası.

Fotoğrafın odak noktasında, yolun tam ortasında kapıya doğru kol kola yürüyenler büyük bir olasılıkla bir ana-kız. Yürüyüşleri yolu öncelikle yayaların kullandığını, büyük bir otomobil trafiği olmadığını gösteriyor. Ama bu ana-kız mahalleye ait başka bir öykü anlatıyor. Sonbaharın hüznünü umursamayan ama daha görünür kılan bir öykü. Bu ana-kız, Roland Barthes’ın adlandırmasıyla fotoğrafın ‘punctum’u, delip geçici noktası.

Fotoğrafta, kapının içinde, ahşap bir İstanbul evinin cumbası zorlukla da olsa -bir karartı halinde- fark ediliyor. Bu ev Murat Belge’nin belleğinde de iz bırakmış, yine İstanbul Gezi Rehberi’nden okuyalım: “Kapıdan girer girmez, solda, üstü teneke kaplı, duvara yaslanmış, küçük ahşap bir ev vardı. Cumbasında bir yaşlı kadın oturur ve gelen geçeni öfkeli öfkeli süzerdi.” İçeriye ait bir başka görüntü ise surların üzerinden kendini daha açıkça gösteriyor: Hadım İbrahim Paşa Camisi’nin minaresi. Silivri Kapısı Camisi adıyla da anılan Sinan döneminin bu camisi kapının hemen ardında yer alıyor, minaresinin görüntüsü ise “kapı”nın ötesine geçiyor.

Bu fotoğrafı, aktardığım bu sahneyi görüntülemek için değil, kapıyı belgelemek için çekmiştim. Yani fotoğrafın asıl nesnesi Silivri Kapısı. Ama Silivri Kapısı’nı, aktardığım bu sahneden yalıtmaya olanak yok. Her şey bir bütünün anlamlı bir parçasını oluşturuyor. Bu bütün ise yaşamın kendisi. İstanbul’un tarihsel gerçekliği de bu yaşamın içine kuvvetle sızmış olarak duruyor.

TÜMÜNÜ GÖSTERSONRAKİ SAYFA HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3
http://www.yapi.com.tr/haberler/silivri-kapisinin-iki-fotografi_63565.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!