|
b>Çok çatlaklı ve kırıklı malzemesi olan alandaki kayaların iklimsel ve çeşitli nedenlerle kırılıp, yerinden oynadığı vurgulandı. Oynamış zemini yerine tutturmak için serpme çimento veya çelik ağ uygulanmasının gerekli olduğu ifade edildi.
Zaman zaman eğimin de etkisiyle heyelanların meydana geldiği, bu nedenle kökü olmayan kayalar için tedbir alınmasının şart olduğu belirtilerek, Sümela Manastırı’na gelen ziyaretçilerin de mutlaka kask takması gerektiği vurgulandı.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü UygulamalıFizik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kenan Gelişli, Sümela Manastırı’nın bulunduğu alanın çok çatlaklı ve kırıklı malzemesi olduğunu söyledi. Gelişli, Trabzon’un Maçka İlçesi’nde bulunan ve yılda yaklaşık 150 bin kişinin ziyaret ettiği Sümela Manastırı’nın vadiden yaklaşık 250 metre yükseklikte bulunduğunu belirtti.
Sümela Manastırı’nın bulunduğu alanın üst tarafında Nisan 2001’de heyelan meydana geldiğini ve yukarıdan düşen kayaların manastırın yan bölümlerine zarar verdiğini ifade eden Gelişli, “Manastır, meydana gelen heyelan sonucu bir süre ziyaretçiye kapatılmış, heyelan bölgesinde düşme ihtimali olan bloklar temizlendikten sonra tekrar ziyarete açılmıştı. Bu heyelandan sonra biz de manastırın bulunduğu alanda heyelan tehlikesinin boyutunu araştırmaya başladık” dedi.
Manastırın bulunduğu alandaki kayaçların çatlaklık ve kırıklık durumunun ayrışma derecelerini jeofizik yöntemlerle araştırdıklarını kaydeden Gelişli, şunları söyledi:
“İlk belirlemelere göre Sümela Manastırı’nın bulunduğu alanın çok çatlaklı ve kırıklı bir yapıya sahip olduğunu tespit ettik. Manastır volkanik proklastik kayaçlar içerisinde yer alıyor. Bu alandaki kayaçlar zaman içerisinde iklimsel ve çeşitli nedenlerle ayrışmış, kırılmış ve yerinden oynamıştır. Bu nedenle zaman zaman eğimin de etkisiyle heyelanlar meydana gelmektedir.”
Gelişli, manastırın bulunduğu alanda radar ve sismik ölçümler yapıp elde ettikleri değerleri laboratuvar ortamında değerlendirdiklerini de belirterek, “Bu ölçümlerde kayaçların kırılma, çatlama gibi özelliklerini ve elastikiyetini belirlemeye çalışıyoruz. Bu alandaki kayaçlar zayıf orta sağlamlıktadır” diye konuştu.
Ayrışmış kayalardan küçük parçaların kopmasının her zaman mümkün olduğunu, bu nedenle manastırın üst tarafında kökü olmayan kayalar için tedbir alınması gerektiğini vurgulayan Gelişli, ziyaretçilerin de mutlaka kask takması gerektiğini söyledi.
Bölgedeki doğal ve yapay sarsıntıların yerinden oynamış blokları hareket ettirebileceğine işaret eden Gelişli, “Meydana gelebilecek heyelanlar için jeolojik tedbirler alınmalıdır. Oynamış zemini yerine tutturmak için serpme çimento veya çelik ağ uygulanması gerekir” dedi.
|
