br />
Muafiyet 10 yıl uzatılacak
Kuluçka merkezi inşasının da destek ve muafiyetler kapsamına alınmasını
öngören tasarı, arazi temini konusundaki bakanlık desteğini kaldırıyor.
İşletmeler, bölgede başlatılıp sonuçlandırdıkları Ar-Ge projeleri sonucu elde
ettikleri teknolojik ürünün yatırımını, bölge içinde yapabilecek. Tasarı,
teknoloji geliştirme bölgelerindeki faaliyetlerin Kamu İhale Kanunu
hükümlerinden muaf tutulmasını öngörüyor. Teknoloji geliştirme bölgesi yönetici
şirketlerin kazançları, bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi
mükelleflerinin, yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları, 31
Aralık 2023 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden muaf olacak. Bölgede
çalışan araştırmacı, yazılımcı, Ar-Ge ve destek personelinin ücretlerindeki
vergi muafiyeti de 31 Aralık 2013'den 31 Aralık 2023'e çekilecek.
Ar-Ge personelinin, bölge dışında geçirmesi gereken süreye ait ücretlerin bir
kısmı, gelir vergisi kapsamı dışında tutulacak. Ar-Ge faaliyetleri ile tasarım
ve süreç doğrulama testlerinin yapıldığı merkezlerin kurulması için Orman Kanuna
göre orman sayılan alanlardan Hazineye ait olan alanlar Maliye Bakanlığınca;
diğer yerler ise Çevre ve Orman Bakanlığınca, Sanayi ve Ticaret Bakanlığına
bedelsiz olarak tahsis edilecek. Tahsis edilecek alan, il genelindeki orman
sayılan yerlerin binde 2'sini geçemeyecek.
'Ar-Ge harcamaları yeterli değil'
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, tasarının
görüşmelerinde yaptığı konuşmada, teknolojik gelişmeyi sağlayan buluş ve
yeniliklerin ana kaynağının, araştırma-geliştirme faaliyetleri olduğuna işaret
etti. Geçmişten bugüne kadar, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler
arasında oluşan farkın temelinde, Ar-Ge faaliyetlerinin bulunduğunu kaydeden
Ergün, ''Gelişmiş ülkelerin sahip olduğu ekonomik gücün arkasında, bilgi ve
teknolojiye dayanarak yüksek katma değer üreten bir sanayi örgütlenmesinin
bulunduğu herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Şiddeti her geçen gün artan
küresel rekabet ortamında, dünya ülkelerini teknolojiyi üreten ülkeler ve
teknolojiyi satın alan ülkeler olarak ikiye ayırmak mümkündür'' diye
konuştu.
Ergün, Türkiye'de Ar-Ge harcamalarının, son yıllarda hızlı bir yükseliş
içinde olsa da gelinen seviyenin henüz yeterli olmadığını söyledi. Bilgiye sahip
olmak, bu bilgiyi teknoloji üretimine dönüştürmek ve inovasyon yapabilmek için
üniversitelere ve sanayiye önemli görevler düştüğüne dikkati çeken Ergün,
ülkelerin refah ve kalkınmışlık düzeyini, o ülkedeki sanayinin gelişmişlik
düzeyinin belirlediğini belirtti.
Ergün, ihracat içinde sanayi ürünlerinin payının yüzde 90'ı aştığını
vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye'nin ihracat yapısı içerisinde
yüksek teknoloji ürünlerinin payı sadece yüzde 5,1 iken, söz konusu ürünlerin AB
ihracatındaki payı yüzde 21,5'tir. Türkiye'nin kaybedecek vakti yoktur, aksine
başka ülkeler bir adım atıyorsa, biz birkaç adım birden atmalıyız. Son yıllarda,
dünyada Ar-Ge harcamalarını en hızlı artıran ülkeler arasında ilk sıralarda yer
alıyoruz. İnşallah 2013 yılına kadar Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payını
yüzde 2'ye kadar çıkaracak ve gelişmiş ülke standardını yakalamış olacağız.
Ancak bütçe ayırmakla iş bitmiyor, kullanılan kaynakların doğru alanlara ve
doğru projelere yönelmesini de sağlamak gerekiyor.''
Bakan Ergün, teknoparkların, sanayinin teknolojik gelişmesinde itici güç
olmasını hedeflediklerini vurguladı. Ergün, göreve geldikleri 2002'de Türkiye'de
kurulu teknopark sayısının 2'den 38'e ulaştığını, bunların 26 tanesinde üretime
başlandığını bildirdi.
|