Venedik Bienali’nin ana mekanı
Arsenale’nin Artigliere binasında kocaman bir
odanın dört bir yanında rengarenk borular dolanıyor: Pembe, mavi, mor, yeşil...
Kanaldan alınan su, bu borular vasıtasıyla odanın dört bir yanında dolaşıyor ve
en sonunda tekrar kanala ulaşıyor. Arıtılmış haliyle... Sözünü ettiğimiz bir
heykel yerleştirmesi; yaratıcısı ise Ayşe Erkmen. İçinde
bulunduğu sosyal ve fiziksel çevreden yola çıkarak eserlerini üreten Ayşe
Erkmen’in “Plan B” adlı bu heykel yerleştirmesi Venedik Bienali’nde Türkiye
pavyonunda büyük ilgi ile izleniyor.
Venedik’in suyla olan ilişkisinden yola çıkan Erkmen, bu projesinde bir “su
arıtma birimi” yaratıyor. Su arıtma biriminin birbirinden ayrılmış ve odanın
dört bir yanına dağılmış parçaları, renkli borularla birbirine bağlanıyor. Su,
tüm bu boruları dolaşırken tamamen arıtılıyor. İzleyici de, kanala temiz,
içilebilir suyu geri veren bu sürecin bir parçası oluyor.
“İstanbul’da da Venedik’te de su vardı”
Ayşe Erkmen “Geldiğim şehir, İstanbul, sularla çevrili. Bu sergiyi yaptığım
odada da kanala bakan bir pencere var. Her şey bir araya geldi ve ben acil
olarak su ile çalışmam gerektiğini düşündüm” diyor bir röportajında. Yaptığı işi
ise şu sözlerle anlatıyor: “Ben kanaldan suyu odanın içine alıyorum. İlk önce
kanaldan gelen su temizlenerek ilerliyor. En sonunda da tamamen temizlenmiş
oluyor. Önce temiz bir su var; siz bununla duş alabilir, işleriniz
yapabilirsiniz; en son halini alan suyu ise içebilirsiniz.”
Bu yıl 54’üncü kez düzenlenen Venedik Bienali’ndeki Türkiye pavyonu, Fulya
Erdemci ile Danae Mossman’ın küratöryel işbirliğiyle düzenleniyor. Fiat
sponsorluğunda, TC Dışişleri Bakanlığı himayesinde ve TC Başbakanlık Tanıtma
Fonu Kurulu’nun desteğiyle gerçekleşen Türkiye pavyonunun koordinasyonunu ise
İstanbul Kültür Sanat Vakfı yürütüyor. Türkiye pavyonu, şimdiden bienal
izleyicileri, küratörler, galericilerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Hatta
“Plan B” için tasarımcı Konstantin Grcic’in projenin kavramsal çerçevesinden
esinlenerek tasarladığı çantaları bile büyük ilgi görüyor; öyle ki açılışta kısa
bir sürede çantalar tükendi.
İstanbul ve Berlin’de yaşıyor
Mimar Sinan Üniversitesi Heykel Bölümü’nden 1977 yılında mezun olan Ayşe
Erkmen, 1993’te DAAD sanatçı programı (Berliner Künstlerprogramm) ile bir
yıllığına Berlin’e gitti. 1998-1999 arasında Kassel Sanat Akademisi’nde,
2000-2007 yıllarında ise Frankfurt Staedelschule’de çalıştı. 2002’de Almanya’nın
Hessen eyaletinde iki yılda bir verilen Maria Sibylla Merian Ödülü’ne değer
bulundu. 2. ve 4. İstanbul Bienali, Münster Sculpture Project, Shanghai, Berlin,
Kwangju, Sharjah, Christchurch bienalleri ile Folkestone ve Echigo Tsumari
trienallerine de katılan Ayşe Erkmen’in eserleri yerli, yabancı birçok müzede,
uluslararası galeride sergileniyor. Hem İstanbul hem de Berlin’de yaşayan
Erkmen, 2010 yılından bu yana Münster Kunstakademie’de ders veriyor.
84 ülke bu bienalde
27 Kasım’a kadar sürecek olan Venedik Bienali bu yıl sanat tarihçisi ve
eleştirmen Bice Curiger’in küratörlüğünde gerçekleşiyor. Curiger’in bienal için
koyduğu başlık ise “ILLUMInations”. Bienalde 84 ülkenin pavyonu yer
alıyor.
|