Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Tur-i Sina Manastırı'ndaki Peygamberimiz'in El İzine Ne Oldu?

Balat'taki Tur-i Sina Manastırı'nda 400 yıldır duran Peygamber Efendimiz'in el izini temsil eden mermer, iki yıl önce sessiz sedasız yerinden kaldırıldı. Bunu fark eden İstanbul sevdalılarından araştırmacı-gazeteci Fahri Sarrafoğlu, o günden bu yana el izinin peşinde...

Zaman CumaErtesi
Tur-i Sina Manastırı'ndaki Peygamberimiz'in El İzine Ne Oldu?

br />
Tur-i Sina Manastırı'nın İslam ve Hıristiyanlık tarihindeki önemi*

"Hz. Muhammed (sas), peygamber olmadan önce amcası Ebu Talip ile birlikte ticaret yaptığı dönemde Rahip Bahira ile görüşüyor. Kimdir Bahira, isterseniz önce ondan başlayalım anlatmaya. Gerçek adı Sergius'tur. Altıncı asırda yaşamış Hıristiyan din âlimlerinden olan Sergius, Aramî lisanında 'seçilmiş' anlamına gelen 'Behira' kelimesini unvan olarak kullanmıştır ve Rahip Bahira olarak tanınıp meşhur olmuştur.

Rivayetlere göre, henüz küçük yaşta olan Peygamber Efendimiz, amcası Ebu Talip tarafından, ticaret için Şam'a giden kafileye dahil edilmiştir. Ticaret kervanı, Busra'ya varınca her zaman konakladıkları yerde yine konaklamışlardır. Burada Bahira'nın yetiştiği ve yaşadığı küçük bir manastır bulunmaktadır. Bu manastır, din âlimleri yetiştirdiği için Hıristiyanlık açısından önemli bir yere sahiptir. Kureyşlilerin kafileleri daha önceleri de buraya gelip konaklamış olmalarına rağmen Bahira bunlarla hiç ilgilenmemiş ve konuşmamıştır. Ancak, bu kez tavrı değişmiştir. Manastırın penceresinden dışarıya baktığında, kervanın içinde bulunan Peygamber Efendimiz'i bir bulutun gölgelediğini görmüş ve bu durum dikkatinden kaçmamıştır. Ayrıca, Peygamber Efendimiz'in ağaç altında oturduğu esnada, dalların üzerine doğru eğildiklerini de görmüştür.
 
Bahira'dan müjde

Bahira, Kureyş kervanında bu değişikliği fark ettikten sonra, tüm kafile mensuplarını yemeğe dâvet etmiş ve bu dâvet Kureyşlileri şaşırtmıştır. Çünkü, şimdiye kadar kendileriyle ilgilenmeyen, konuşmayan bir kişi tarafından dâvet edilmekteydiler. Kervan mensupları, Peygamber Efendimiz'i küçük olduğu için götürmemişlerdi. Rahip, gelenler içinde aradığını bulamadı. Kureyşlilere geride kimseyi bırakıp bırakmadıklarını sordu. Onlar da bir çocuğu geride nöbetçi olarak bıraktıklarını söylediler. Bu cevap üzerine Bahira hemen Onun da getirilmesini istemiştir. Hazreti Muhammed'in gelişinden sonra Bahira kendisiyle yakından ilgilenmiş ve amcası Ebu Talib'e bazı sorular sormuştur. Manastıra çağrılan Efendimiz'e burada kendisine Rahip Bahira tarafından ileride peygamber olacağı müjdelenmiştir ve amcasından yeğenini korumasını istemiştir.

Peygamber Efendimiz (sas), peygamber olduktan sonra kendisini ziyarete gelen manastır keşişlerine ümmetinin manastırı koruyacağını belirten bir ferman vermiş ve fermana elini basmış. İşte kapının üzerindeki el kabartması bunu hatırlatıyor.

Rahip Bahira Manastırı, Suriye'nin başkenti Şam'a 120 kilometre uzaklıktaki Busra kentinde bulunuyor. Daha önceki dönemlerde Hıristiyanlığın önemli merkezlerinden olan Busra, Büyük Constantinus zamanında 306–337 tarihlerinde piskoposluk merkezi haline getirilmiştir. Şehir daha sonra Antakya Patrikliği'ne bağlanarak, Arabistan Başpiskoposluğu'nun merkezi olmuştur. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim Mısır'a sefere çıktığında manastır keşişleri ellerinde korudukları fermanı padişaha gösteriyor. Yavuz Sultan Selim, Mısır seferi dönüşünde bu emannameyi görünce öpüp başına koyar ve bu emannameyi vermeleri karşılığında evlatlarının bu dokunulmazlığı ilanihaye sürdüreceklerini ve İstanbul'da Tur-i Sina'ya ait manastır ve kilise yaptıracağını beyan ve ferman eder. IV. Murad'ın verdiği H. 1048 tarihli ferman da bu hususu teyit etmektedir. Bu fermanda da eskilerde âdet olduğu gibi el resmi bulunmaktadır.

Yavuz Sultan Selim döneminden sonra manastırın başına neler geliyor?

Kaynaklar Haliç kıyısındaki manastırın 1593 yılında harap bir halde olduğu ve tamir için ayrılan paranın başka bir kiliseye aktarıldığı (yönetimdeki değişiklikler dolayısıyla), 1623 sayılı bir fermanla sahiplik ve tamir belgesi verildiğini anlatıyor. Manastır 1640 yılında yanıyor. Yine 1670 yılında İskenderiye Patrikliği'ne ait iken 1686'da Rusya'nın müracaatı ile Sina Manastırı'na devrediliyor ve bu yıl Rusların yardımı ile yeniden inşa ediliyor. Zamanla harap olan kilise 1729 yılında Sina Manastırı tarafından yeniden yaptırılıyor. 1730 tarihinde yine yandığından Giritli Nikeforos tarafından yaptırılmıştır. Kilise 1851/1852 ve 1855 tarihinde tamir görmüştür. Manastır daha sonra Tur-i Sina keşişlerinin barındığı bir kilise olarak tanınmıştır.

Kilise halen İstanbul Patrikliği'ne değil, Sina Başpisoposluğu'na bağlı olup Sina Dağı'ndaki Saint Katerlina Manastırı'nın Metokhion'udur. Ancak Tur-i Sina Manastırı Aya Yani Kilisesi Ruhani Kurulu'nun 3.6.1986 tarihli yazısında kilisenin Yavuz Sultan Selim'in emriyle inşa edildiği belirtilmiştir. Ayrıca kapı üstündeki el tasvirinin Hz. Muhammed'in elini temsil ettiği şifahen belirtilmiştir.

*Bu yazı, Fahri Sarrafoğlu'nun araştırmasıdır.

TÜMÜNÜ GÖSTER HABERİN DEVAMI:   1  |   2
http://www.yapi.com.tr/haberler/tur-i-sina-manastirindaki-peygamberimizin-el-izine-ne-oldu_78273.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!