BR> Teşvik paketi
Demir çelik sektörünün gelişimine ve
imalat sanayi içerisindeki önemine ilişkin kapsamlı görüşlerin, düzenleyecekleri
panellerde sektörün ve bürokrasinin yetkilileri tarafından ele alınacağını
belirten Boyner, son dönemde ekonomi gündeminde önemli bir yer tutan ''teşvik
paketi'' konusundaki görüşlerini şöyle açıkladı:
''Sanayi stratejilerinin başlıca araçlarından olan teşvik politikaları
konusunda geçtiğimiz dönemde önemli bir aşama kaydettik. Teşvik programlarının
geri dönüş ve takibi yönünde olumlu adımlar atıldı. TÜSİAD olarak teşvik
konusundaki genel görüşümüzü tekrarlamadan önce, şunu belirtmek isterim ki; yeni
teşvik sisteminin içeriği henüz net olarak açıklanmadığı için bu konuda kapsamlı
değerlendirme yapabilmemiz mümkün değil. O nedenle bu genel prensipler
doğrultusundaki yaklaşımımızın altını bir kez daha çizmek istiyorum. İş dünyası
temsilcileri olarak, teşvik sistemi ile getirilmesi öngörülen söz konusu yatay
önlemlerin, tüm sektörlere eşit şartlarda uygulanması gerektiğine inanmaktayız.
Herhangi bir sektörü kayıracak şekilde tasarlanan destek sistemi, piyasa
ekonomisi mantığı gereği kaçınılmaz olarak en iyi ihtimalle destek alamayan
sektörler tarafından eleştirilecektir. Ayrıca, herhangi bir sektöre yönelik bu
tarz objektif kriterlere dayalı olmayan yaklaşımların, toplam refah kaybına yol
açma riski de bulunmaktadır. TÜSİAD olarak, sanayi destek mekanizmasının tüm
sektörleri yatay olarak etkileyecek şekilde yapılandırılması gerektiğini
düşünüyoruz. Destek mekanizmalarının, yüksek
katma değer oranlarını yakalamamıza destek olacak teknoloji üretimi, seçimi ve
kullanımı desteklerini, inovasyon kapasitesini artıran bölgesel destekleri,
sektör ve bölge ayrımı gözetmeksizin, özellikle beşeri veya maddi altyapıya
yönelik olağanüstü yüksek yatırım gerektiren proje desteklerini ilgili sektör
içi rekabet koşullarını ve geçmiş destek uygulamalarından alınması gereken
dersleri göz ardı etmeden kapsamasını arzu ediyoruz.''
Davut Kavranoğlu: Demir çelik sanayimiz, ihracatçı sektörlerimizin de
başında geliyor
Konferansta söz alan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı
Davut Kavranoğlu ise, demir çelik sanayisinin ulaştığı üretim
büyüklüğüyle dünyanın en büyük 10'uncu, Avrupa Birliği'nin ise ikinci demir
çelik sanayisi olduğuna işaret ederek, konuşmasında şunlara yer verdi:
''Demir çelik sanayimiz, özellikle son 10 yılda
büyük başarılara imza atmış, üretimini iki kattan fazla artırmış ve 2011 yılında
34 milyon tonun üzerinde üretim gerçekleştirmiştir. İhracatçı sektörlerimizin de
başında gelen demir çelik sanayimiz, otomotiv, tekstil-hazır giyim sektöründen
sonra üçüncü büyük ihracat kalemimiz durumundadır. 2011 yılında, sektör 15
milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirmiş ve ekonomimiz için ne derece
önemli olduğunu bir kere daha göstermiştir. Tüm bu olumlu gelişmelere dikkat
çekerken sektörle ilgili geliştirmemiz gereken ciddi hususlar olduğunu da göz
önünde tutmamız gerekmektedir.'' Kavranoğlu,
bugün ekonominin en önemli sorununun 'cari açık' olduğu düşünüldüğünde bu
manzaranın değiştirilmesi gerektiğinin altını çizerek, ''Bizim her zaman
vurguladığımız bir husus var. 500 milyar dolar ihracat yaparken 750 milyar dolar
ithalat yaparsanız, ihracatı yükseltik diye sevinmek abesle iştigal olur. Bu
nedenle bütün sektörlerde üzerinde titizlikle durmamız gereken iki konu var.
Birincisi üretimde yerli girdi oranınını artırmak, ikincisi ise daha yüksek
katma değerli ve ileri teknolojili üretim yapmaktır'' diye konuştu. Ekip ruhunu
yaygınlaştırmak amacıyla ilk defa bilim teknoloji diplomasisini başlatacaklarını
ve bu kapsamda dünyanın önde gelen ülkelerinde ''Bilim Elçilikleri''
açacaklarını anlatan Kavranoğlu, bu elçilikleri açmaya ilk olarak Boston, San
Francisco, Almanya ve Tokyo ile başlayacaklarını sözlerine ekledi.
SEDEFED Başkanı Erk: Sanayi
politikalarına rehberlik edecek yeni bir yapı
hazırlığındayız Sektörel Dernekler
Federasyonu (SEDEFED)Başkanı Timur Erk de TÜSİAD ile
hazırladıkları Türkiye Sanayisine Sektörel Bakış Raporu'nun, Türkiye Sanayi
Strateji Belgesi'ne kaynaklık eden önemli bir çalışma olduğunu söyledi. Erk,
SEDEFED'in ana faaliyetlerinden birinin de hükümetin oluşturduğu makro
politikalara ve sanayi politikalarına özel sektör olarak gereken bilgi desteğini
sağlamak olduğunu belirterek, bu kapsamada gelecek dönemde TÜSİAD ile olan
işbirliğinin gelişeceğine ve sanayi politikalarına rehberlik etmek adına yeni
bir yapı hazırlığı içinde bulunduklarını bildirdi. SEDEFED olarak rekabet
gücünün önemine inandıklarını vurgulayan Erk, şöyle konuştu:
''Sanayi politikalarını dikkate alırken dikkat
çekmemiz gereken temel alanın rekabet gücü olduğunu düşünüyoruz. Başta AB olmak
üzere küresel anlamda etkileri halen devam eden ekonomik krizin temel sebebinin
'Sürdürülebilir rekabet gücü eksikliği' olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz.
Bu anlamda gerek ulusal ve yerel gerekse sektörel ve firma bazında politika ve
stratejiler ortaya konurken rekabet gücünün ölçülmesi ve içerdiği tüm sektörleri
yatay kesen bileşenlerin ön plana çıkarılması gerekiyor.''
Erk, Türk demir çelik sektörünün, her yıl
dünyanın 160'tan fazla ülkesine ihracat yapan ve dünyanın en büyük inşaat demiri
ihracatçısı olduğuna dikkati çekerek, ''Türk demir çelik sektörü, iç ve dış
piyasalarda keskin bir rekabet ortamında piyasadan ciddi bir pay alarak
gösterdiği başarı ile bir model olma niteliği de taşıyor'' diye konuştu.
Demir çelik sektörünün bir diğer öneminin ise diğer sektörlerle olan yakın
ilişkisi sayesinde yarattığı sürekleyici etki olduğunu anlatan Erk, demir çelik
sektörünün inşaat, beyaz eşya, otomotiv, tersanecilik gibi temel sanayi
dallarında değer zincirinin en önemli halkalarından birisi olduğunu bunun
sonucunda da demir çelikteki değişimlerin ekonominin tümünde karşılığını
bulduğunu sözlerine ekledi. DÇÜD
Yönetim Kurulu Üyesi ve ÇİB Başkanı Ekinci: İskenderun bölgesi, ülkedeki toplam
kapasitenin yüzde 33'ünü oluşturuyor
Demir Çelik Üreticileri Derneği (DÇÜD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Çelik
İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Kemal Ekinci ise İskenderun
bölgesinin, gerçekleştirilen son yatırımlarla Türkiye'nin en büyük sıvı çelik
üretim merkezi haline geldiğine işaret ederek, bölgedeki ham çelik üretim
kapasitesinin bu yıl itibarıyla 16,4 milyon ton seviyesine ulaştığını söyledi.
İskenderun bölgesinin ulaştığı çelik üretim kapasitesinin, ülkedeki toplam
kapasitenin yüzde 33'ünü oluşturduğunu anlatan Ekinci, ''Son yıllarda demir
çelik ürünleri yatırımı alanında hızlı bir atılım gerçekleştiren bölge, geçen
yıl yüzde 29'luk artışla 10,5 milyon ton ham çelik üretimi yapmıştır'' dedi.
Ekinci, son dönemlerde devreye giren kapasitelerin deneme üretimlerini
tamamlamalarıyla 2012 yılında bölgenin çelik üretiminin 13 milyon ton seviyesine
ulaşacağının tahmin edildiğini kaydetti.
Konferans
açış konuşmalarının ardından ''Demir Çelik Strateji Belgesi ve Sektörel
Yansımaları'' ve ''Türkiye Sanayisine Sektörel Bakış: Demir Çelik Sektörü''
konulu oturumlarla devam etti.
|