Prof. Şükrü Ersoy’un yaptığı çalışmaya
göre, doğal afetler arasında deprem Türkiye için en büyük tehdit durumunda.
Depremi heyelan, su taşkını ve çığ izliyor Türkiye topraklarının yüzde 96’sı
farklı oranlarda deprem, yüzde 25’i heyelan tehlikesiyle karşı karşıya. Nüfusun
yüzde 70’i 1’inci ve 2’nci derece deprem bölgelerinde yaşıyor
Neredeyse tamamı deprem kuşağı üzerinde yer alan ve geçmişi, felaket boyutuna
varan depremlerle dolu olan Türkiye’nin bu yıkıcı gerçeği “bir kez daha” fark
ettiği tarih 17 Ağustos 1999 oldu. Binlerce kişinin hayatını, yakınlarını,
evini, mutlu yaşamını enkaz altında bırakan sarsıntıdan sonra, geniş kitlelerde
büyük bir deprem korkusu yerleşti. Ancak bu korkunun, “17 Ağustos felaketinin de
bu ölçüde büyümesini besleyen” ihmallerin çözümünde ne kadar etkili olduğu
tartışmalı...
17 Ağustos 1999 depremininin ardından hayatımıza giren ve araştırmalarıyla
toplumu bilinçlendirmeye çalışan bilim adamlarından biri olan Yıldız Teknik
Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy,
felaketin 10. yıldönümünde, bizi rehavete sürükleyen unutma hastalığının yeniden
etkisini artırmaya başladığını düşünüyor.
‘Ne korkalım, ne unutalım’
Jeoloji Profesörü Ersoy, başta deprem olmak üzere hem
Türkiye’yi hem de Dünya’yı sürekli hazırlıklı olmaya mecbur kılan tehlikeleri
Milliyet için kapsamlı bir dosya halinde araştırdı. Peyami Safa’nın 1939
Erzincan depreminden sonra söylediği “Rüzgâra esme, sulara taşma, toprağa
sallanma diyemeyiz” sözlerini hatırlatan Prof. Ersoy, “Toplum ne sürekli
korkmalı, ne de felaketleri unutmalı. Yapılması gereken, bilimsel yöntemlerle
güvenli yaşama ortamını sağlamak” diyor.
Prof. Şükrü Ersoy’un araştırmasına göre, heyelan, çığ, su baskınları hatta
hortumun bile büyük tahribatlara yol açtığı Türkiye’de en büyük tehdit deprem.
Verdiği zararlar dikkate alındığında, deprem yüzde 61 oranıyla ilk sırada yer
alıyor.
Türkiye’de 1900-2008 yılları arasında meydana gelen 182 hasar yapıcı deprem
afeti nedeniyle 100 binin üzerinde insan hayatını kaybetti. 600 binin üzerinde
konut, yıkık veya ağır hasarlı duruma geldi. Deprem bölgeleri haritasına göre,
Türkiye topraklarının yüzde 96’sı farklı oranlarda deprem tehlikesiyle karşı
karşıya. Nüfusun yüzde 70’i ise 1. ve 2. derecede deprem bölgelerinde
yaşıyor.
Afetler göç ettirdi
Afetler, Türkiye’deki önemli göç sebeplerinden biri aynı zamanda. Su taşkını,
deprem, heyelan gibi felaketler nedeniyle binlerce aile yaşam alanlarını başka
bölgelere taşımak zorunda kaldı. Resmi verilere göre, 1950-2008 yılları arasında
2 bin 924 yerleşim yerinde 4 bin 67 su taşkını afeti nedeniyle, 29 bin 20 konut
nakli yapıldı.
Aynı yıllar arasında heyelan nedeniyle nakledilen konut sayısı ise 65 bin 759
oldu. 1965-2008 yılları arasında 2 bin 956 kaya düşmesi afeti nedeniyle 20 bin
836 konut nakli yapıldı. 1960-2008 yılları arasında ise etkili olan 1175 yangın,
11 bin 39 konutu yok etti. 1942-2008 yılları arasında, 884 çığ düşmesi nedeniyle
nakil yapılan konut sayısı da 6 bin 308 oldu.
Marmara 600 kez sarsıldı
17 Ağustos depreminin ardından olası büyük bir deprem tehlikesiyle karşı
karşıya kalan Marmara Bölgesi, tarihteki büyük depremlerin merkez üssü
konumunda. Marmara Denizi içinde son 2 bin yıl içinde 6.0 ölçeğinden daha büyük
600 deprem meydana geldi. Bu depremlerin 40’ından fazlası tsunami oluşturdu.
1509 yılında meydana gelen deprem, İstanbul çevresinin en büyük depremi olarak
kabul ediliyor. Bu depremde 160 bin kişi yaşayan İstanbul’da 1000 ev yıkıldı ve
5 bin kişi hayatını kaybetti. Ersoy’a göre, 1509 depremi gibi bir afet
İstanbul’da tekrarlanırsa, 12 milyon yaşayan İstanbul’da ölenlerin sayısı 350
bini bulabilir.
|