"Zorlu Center, Ehil Olmayan Mimara Teslim Edilemez”
Zincirlikuyu'daki Karayolları Hazine Arazisi üzerinde inşa edilecek Zorlu Center için açılan uluslararası yarışmaya davetli olarak katılacak mimarlık ofisleri belli oldu. Yarışma yöneticisi. Dr. Suha Özkan yarışma süreci hakkındaki sorularımızı yanıtladı.

Şu anda yürürlükte olan izlencenin, Açık ya da Sınırlı Katılımlı Yarışma kapsamında olmadığı doğrudur. Yarışmalara bürolar kendi olanakları çerçevesinde ve herhangi bir karşılık beklemeden katılırlar. Uyguladığımız süreç ise gerçekte, bir “Teklif Alma” süreci olup davetli büroların kabul edecekleri ücretle kendilerine proje yaptırılacaktır. Ancak doğası gereği 'yarışma' olarak ilan edilmiştir. Kısacası izlediğimiz yöntem gereğince, ücreti karşılığı proje yaptırılacaktır. İstenilen kriterlere gelince, emanet edilecek alan 410 bin metrekarelik. Bu alana inşa edilecek yapı deneyimi olmayan bir mimara teslim edilemez. Üstelik İstanbul 2010 Kültür Başkenti gündemine girmesi istendiği için bu zamana kadar bitirilmesi gerekiyor. Bu nedenle proje teklifine ehil olan büroların girmesini istememiz normal. Ayrıca büyük ölçekli yapıları gerçekleştirebilmenin kendine özgü sorunları göz önüne alındığında “Projenin Kavramdan (İhaleye değil) İhale Dosyasına” kadar bitirilmiş olması ölçütü, mimarlığın proje üreten bir meslek olduğunun kabulunden kaynaklanmıştır. Uluslararası teklifler beklediğimiz için de uluslararası ölçütler koyduk. Eleştirilen noktalardan biri de bu... Örneğin, mimarın uluslararası bir yayını olması şart koşuluyor. Bir mimarın uluslararası bir yayını olmaması onu daha az değerli mi kılıyor? Evet, öyle oluyor. Bir yapı ilgi çektiyse zaten yayınlanmıştır. Biz uçsuz bucaksız alışveriş merkezleri, fabrikalar, tarım yapıları tasarlayan mimarlar istemiyoruz. Kentsel ortamda bir mikro kent deneyimini bize yaşatabilecek mimarlar istiyoruz. Projelerin Dünya Mimarlık ve Kentsel Tasarım ortamına yetkin bir katkı sağlaması işverenin 'dünya çapında bir eser verme' dileği ve özlemi... Dolayısıyla aranılan referansların dünya ortamında kazanılmış olmasından daha doğal bir tutum olabilir mi? Ayrıca yayın, ödül, jüri üyeliği gibi ölçütler uluslararası düzeyde aranırken “Ulusal” ödüllerimiz kollanmış ve bu ödüllerin Türkiye’deki mimarlığın “en üst düzeydeki” erişimi olduğu kabul edilmiştir. Yayınlara dairse; bu bir yapıtın değerinin meslek kamuoyu ile paylaşılması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, uluslararası ortamda yetenek ararken aynı düzeyde yayın ya da ilginin istenmesi olağan bir tutumdur. Danışma Kurulu ve jüri üyelerinin isimlerinin açıklanmamış olması da soru işaretlerine yol açtı. Danışma Kurulu üyelerimiz belli oldu. Doğan Tekeli, Köksal Anadol, Emre Aysu, Levent Ergül, Zorlu Grubu’ndan biri ve ben Yıldız Üniversitesi'nden de Deniz Çağlar Duman. Jüriyi ilan etmememizin eleştirmesini haklı buluyorum, jüri belli olmadan yarışma olmaz. Fakat bizim jüriye layık gördüğümüz isimlerin çoğu zaten yarışmak istiyor. Bunu açıkça söyleyemediğimiz için sessizlik oldu. Ama iki tanesini söyleyebilirim: Fumihiko Maki ve Charles Correa olacak. Üç yabancı, iki Türk jüri olacak. Danışma kurulu bu isimleri 4 Temmuz’da seçecek. Bu isimler meşgul insanlar oldukları için tarihlerini ayarlamak da çok zor oluyor. Yarışma başvuruları nasıl gidiyor? Geçtiğiz hafta 160 başvuru oldu 110 Portfolyo teslim edildi. Yargı süreci konusunda getirilen yorumlara karşılık ne diyorsunuz ? Zorlu Gayrimenkul proje konusu olan arsayı devletten, üzerinde yine kamu kuruluşları tarafından ayrıntılı olarak belirtilmiş “İmar Hakları” ile birlikte satın almıştır. Adaletin 'teyit' ya da 'tadil' yönünde vereceği kararların uygulanmaması söz konusu olamaz. Böylesine değerli bir kentsel ortamın, özellikle “Avrupa Kültür Başkenti İstanbul 2010” döneminde kullanıma açılmış olması dileği, zamana karşı, yoğun ve kesintisiz bir çalışmayı gerektirmektedir. Arsayı satan devlete güven ve olabilecek gelişmelerde adalete olan saygı bu projenin yürütülmesi sürecinin en büyük güvencesidir. Yarışmaya katılmak isteyip de şartnamedeki kriterler uymadığı için katılamayan bir çok mimar için ne diyorsunuz?
Gerilla bir yarışma düzenlemelerini söylüyorum. Neden olmasın ki? Maksat fikir üretmekse, eskiz düzeyinde ya da fikir düzeyinde de olabilir. Biz de iletiriz Danışma Kurulu’na. İstanbul’da 1915 yılında, Divanyolu’ndaki Alman Dostluk Evi yarışması açıldı. Bruno Taut’tan Theodor Fischer’e kadar 12 mimar katıldı, ancak bir sebepten Erich Mendelsohn’u çağırmadılar. O da gerilla proje yaparak, alternatif bir proje ile kamuoyunda yarışmaya katıldıı. Bugün o yarışmadan Mendelsohn’un projesi hatırlanıyor çünkü hepsinden daha çılgındı.
Zorlu Center için milyar dolarlık ciddi bir yatırım söz konusu. Bu yapı, ekonomik anlamda beklentileri karşılayacak mı? Ahmet N. Zorlu’nun da söylediği gibi, burada kar amaçlı bir projeden bahsetmiyoruz. Zorlu, bu projeyle İstanbul’a ne armağan edebilirim, kente nasıl yeni bir alan kazandırabilirim gibi kaygılarla konuya yaklaşıyor. Bir mimar olarak Zorlu Center’ı kim tasarlasın isterdiniz ? Kentsel kompozisyon kurma konusunda başarılı olan insanlara arasından mesela Richard Meier, Jean Nouvel olabilir. Tadao Ando girsin çok isterdim çünkü onun çok duru bir mimarisi var ve bu ölçekte bir eseri yok, zorladım da ama ne yazık ki zamanı yokmuş. Burada uçuk kaçık yeni formları çok da istemiyoruz, Bilbao’dan beri çok yapıldı ve kendi içinde bıkkınlık uyandırdı. Bizim kültürümüzden kaynaklanan açık mekanlar, avlular, insanların birbirini görebildiği alanlar yaratmak istiyoruz. Türk mimarlardan genç nesilden hemen hepsini çok beğenirim. Her birinin yapılarının ayrı ayrı varlıkları, taşıdığı simgeleri var. Keşke biraraya gelip yapsalar. Hepsi belirlenen kriterleri fazlasıyla taşıyor. |