Danıştay 6. Dairesi, Beşiktaş
Ortaköy'deki "Karayolları arazisi"nin nazım imar planı
değişikliğini oy birliğiyle iptal etti. TMMOB
Şehir Plancılar Odası, İstanbul, Beşiktaş İlçesi, Ortaköy, 30 ada, 157
sayılı parsele ilişkin 27 Aralık 2006’da Özelleştirme Yüksek Kurulu’nca (ÖYK)
onaylanan 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı değişikliğinin iptaline
ve yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi istemiyle Danıştay’da dava
açmıştı.
Davayla ilgili esas incelemesini tamamlayan Danıştay 6.
Dairesi, nazım imar planı değişikliğini oy birliğiyle iptal etti.
Daire’nin kararında, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun 1. maddesinde, bu Kanunun
amacının; İstanbul Boğaziçi Alanının kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal
güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki
nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak için uygulanacak imar
mevzuatını belirlemek ve düzenlemek olduğunun belirtildiği, Kanun’un "Tanımlar"
başlıklı maddesinde, "Boğaziçi Alanı"nın tanımının yapıldığı kaydedildi.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun "Tanımlar"
başlıklı maddesinde de "Yapı" tanımının yapıldığı anımsatılan
kararda, konutun, "yapı tanımının kapsamına girdiği gibi, kendi başına
kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların
oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine, hayvanların
ve eşyaların korunmasına yarayan binaların" da yapı kapsamına girdiği
belirtildi.
Dairenin daha önce verdiği kararlarda, "ATM korunağının" ve
"LPG dolum tankı tesisinin" de yapı niteliğinde olduğuna karar
verildiği anımsatılan kararda, "yapı" ifadesinin, içine konutu da alan çok genel
bir tanımlamayı içerdiği belirtildi.
Boğaziçi Kanunu'ndaki sınırlamalar
"Boğaziçi Alanında ve Etkilenme Bölgesi"nde kalan bir
taşınmaz üzerinde ancak "taban alanı kat sayısı yüzde 15 ve 5 katı geçmemek
şartı ile konut yapılabileceğinin" Boğaziçi Kanunu ile kurala bağlandığı
vurgulanan kararda, "Boğaziçi Kanunu’nun bu maddesinde yer alan sınırlamanın,
sadece konut yapımı için geçerli olduğunu, dava konusu plan değişikliğinde
belirtilen nitelikte yapılacak yapılar için kanunda bir sınırlama
öngörülmediğini kabul etmek, Kanun’un açık hükmü karşısında mümkün değildir"
denildi.
Kararda, dava konusu plan değişikliği ile burada yapılacak yapılardaki
maksimum yüksekliğin tescilli idari blok binasından uzaklık ile bağlantılı
olarak bu binanın 1.5 ile 2 misli yüksekliğini aşmayacağı, planlama alanındaki
toplam inşaat alanının yüzde 15’inin ticaret, yüzde 10’unun yönetim, yüzde
10’unun sosyo-kültürel tesis, yüzde 35’inin rezidans ve yüzde 30’unun turizm
kongre merkezi kullanımına ayrıldığı ifade edildi.
6. Daire kararında, "Bu itibarla, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nda belirtilen
nitelikte, yoğunlukta ve yükseklikte bir yapılaşma öngörülmemiş olması nedeniyle
dava konusu plan değişikliğinde kanuna uygunluk bulunmamaktadır" denildi.
Bilirkişi raporu
Dava konusu imar planı değişikliğinin şehircilik ilkelerine, planlama
esaslarına ve kamu yararına uygun bulunup bulunmadığının incelenmesi amacıyla
yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığı kaydedilen kararda, bilirkişi
raporunda özetle, "dava konusu plan değişikliği ile alanda öngörülen gelişmenin,
çevredeki diğer parsellerde de görüldüğü üzere, parçacı biçimde, birbirleriyle
bütünleşmeyen ve bu nedenle nitelikli kentsel mekanlar (ve kent merkezi
alanları) yaratamayan bir plan yaklaşımıyla ele alınmış olmasının şehircilik
ilkeleri ve planlama esasları açısından olumlu bulunmadığı"nın tespit edildiği
bildirildi.
Bilirkişi raporuna göre, plan değişikliği ile dava konusu taşınmaz üzerinde
öngörülen yapılaşma koşullarının Boğaziçi Kanunu’nun "Etkilenme Bölgesi"nde izin
verdiği yapılaşma koşullarının oldukça üzerinde olduğu belirtilen kararda,
şunlar kaydedildi:
"Boğaziçi etkilenme bölgesinin, metropoliten kentsel gelişmeden, Boğaziçi
alanına geçiş bölgesi olarak sayılan Ortaköy vadisinin, metropoliten kentsel
alan ile buluştuğu taç noktasındaki tampon bölgede yer alan, Boğaziçi alanına
ait özellikleri taşıması ve vadi yeşil alanlar bütünselliğinin, coğrafi ve doğal
yapı sürekliliğinin korunması gereken bir alanda, yukarıda belirtilen nitelikte
ve yoğunlukta yapılaşma koşulları öngörülmesinde şehircilik ilkelerine, planlama
esaslarına ve kamu yararına da uygunluk bulunmamaktadır."
Davalı Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının bu kararı temyiz etme
hakkı bulunuyor. Temyiz istemini, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu
görüşecek.
İstanbul Beşiktaş Ortaköy’de bulunan 30 ada, 157 parsel nolu 96 bin 505,33
metrekare yüzölçümlü taşınmazın satış yönetimiyle özelleştirilmesine ilişkin 7
Mart 2007 tarihinde yapılan ihale sonucunda, Zorlu Gayrimenkul Geliştirme ve
Yatırım A.Ş 800 milyon dolar bedelle en yüksek teklifi
vermişti.
|