 | Kentin güneyden görünüşü |
Tahminlere göre M.Ö. 4. yüzyılın ortalarında, Menderes Deltası yavaş yavaş bataklığa dönüşmeye başlar. Menderes, birikintilerini sürekli batı şeridine doğru ittiğinden, çamurlar büyük bir hızla Prienne’ye doğru yaklaşır. Kentte henüz tam anlamıyla bir kaos havası hakim değildir belki ama, kentin üzerini korku bulutları çoktan sarmıştır. Çünkü artık Prienne’de olumsuz koşullar vardır ve kısa bir zaman içinde Prienne’de yaşam imkansız hale gelecektir. İşte bu nedenle, yeni bir kentin kurulması zorunludur artık.
Fakat yeni kent, ne eskisi gibi bataklık tehtidi altında olacak, ne de doğal koşulların savunmasından yoksun olacaktır. Öyle bir kent olacaktır ki bu, adı terk edildikten yüzyıllar sonra bile “Dünya’nın ilk planlı kenti” olarak anılacaktır...
Yeni Prienne
Prienneliler savaşların, baskınların sık meydana geldiği bir dönemde elbette korunaklı bir yere inşa etmek isterler yeni kentlerini. Bu yüzden yeni kentin sırtını Samsun Dağı’na verirler, kentlerini dağın hemen yamacına kurarlar. Dağın yamacına kurarlar çünkü, su kaynakları kente yakın ve yukarıdadır. Yani, bir daha kentleri bataklığa dönmeyecektir.
Prienne de bir Yunan Kenti’dir ve surları tıpkı Yunan kentlerinin surları gibi aralıklı olarak inşa edilir ve yukarıya; kale tepesine doğru devam eden duvar halkasının içindeki engebeli arazide, çok sayıda geniş cadde, yapı adaları ve kuzey doğrultusuna doğru dik açılı ve düzenli bir yerleşme yer alır.
Kentin planı
Kentin planı, günümüz modern şehir planı “grid”in öncüsü olan, sokakların birbirini dik açı ile kestiği bir dikdörtgen şeklindedir. Ana caddeler, doğu - batı yönünde uzanmış, kuzey-güney doğrultulu sokaklar da bu caddeleri birbirine bağlamıştır. Arazinin eğimli olması yüzünden kuzey - güney doğrultulu sokaklarda sıklıkla merdiven vardır. Kentte, genişliği 7 metre olan doğu – batı doğrultusunda altı ana yol ve genişliği 3.5 metre olan ve ana yolları dik kesen on beş tane tali yol bulunmaktadır. Şehirdeki tüm kavşaklar arasındaki mesafe aynıdır. Dolayısıyla şehir, 80 eşit alanlı bloğa ayrılmıştır.
Girişi üç ana kapıdan yapılan kentin üzerine kurulduğu dik yamaç, güneye bakar. Akropolis 230 metre yukarıdadır. Kent güvenlik kuleleri olan 2 metre kalınlığında taş duvar ile çevrilidir.
 | Prienne Antik Kenti'nin Modeli |
İon tapınak mimarisinin en önemli örneği olduğu düşünülen Athena Kutsal Tapınağı, şehrin batı yakasında, ana yolun kuzeyinde bir terasa kurulmuştur. İşçiliği olan bir merdivenle çıkılan tapınak ön yüzünde 6 kolonu bulunan bir yapıya sahiptir. Mimarının, dünyanın yedi harikasından biri olan Halikarnassos Masüsoleionu yapımında çalışmış olan Pyetheos olduğu kabul edilir.
Athena Kutsal Tapınağı’nın altında evlerin daha da aşağısında, eski yapı bloklarının kullanılmasıyla yeniden inşaa edilen Piskoposluk Kilise’sinin vardır. Kilise’nin hemen yan tarafında 6500 kişilik iyi korunmuş tiyatronun zemin katına ait kalıntıları görülebilen sahne binasının ön cephesi “dor” düzenindedir. Kentin merkezinde sütunlu galerilerle çevrilmiş, politik merkez durumundaki Agora vardır. Agora’nın batısında içinde anteli bir tapınak ve sunağın olduğu dar bir sütunlu galeriyle çevrilmiş Zeus Kutsal Alanı bulunur.
Ana yolun bir yanında, yüzü yola bakan ve kent meclisinin 600 üyesinin toplantı yeri olan dikdörtgen planlı Bouleuterion ve onun yanında bir alışveriş merkezi konumlandırılmıştır. Bu alanın hemen yanında geç Bizans döneminden kalma kale yer alır. Kuzeyde, Belediye binaları, Roma tipi Gymnasium ve Gymnasium ile bağlantılı bulunan Stadyum, şehrin en alçak yerinde, güneyde duvarların içinde kurulmuştur.
Kentte ayrıca temiz su ve kanalizasyon yapıları da açıkça görülebilir.
Evler
Prienne’nin en çekici yönlerinden biri de evleridir hiç kuşkusuz. Evler günümüzde de Akdeniz çevresinde de sık görülen bir tipi yansıtır. Duvarlarla sokaktan ayrılan ev, yabancı gözlerden ırak tutulur. Duvar işçiliği, kamu yapılarındakilerle karıştırılacak kertede özenlidir.
Genellikle, sokağa açılan bir sokak kapısından sonra bir aralıktan geçilerek orta avluya çıkılır. Çoğu kez kapının yanında, aile kurbanlarının yapıldığı bir sunak ve şans getireceğine inanılan, Tanrı Hermes’in bir paye üzerine oturtulmuş başını içeren herme bulunur
Yapıların iç düzenlemesi, şaşılası bir aynılık gösterir. Avlunun kuzeyinde, cephesi avluya açık bir giriş odası, onun gerisinde de evin ana salonu yer alır. Bu iki mekanın yanında, bir ya da genellikle iki oda vardır ve bunlardan biri çoğunlukla yemek odası işleviyle kullanılmıştır. Konutların üst katı günümüze ulaşmamıştır fakat, bazı konutlarda merdivenlerin bıraktığı izlere rastlanır.
 | Prienne Antik Kenti'nin Planı |
Odalar sıcak ülkelere özgü bir tarzda yüksek tavanlıdır. Yükseklik 4.6-6.1 metre arasında değişir. Kış aylarında mangal yardımıyla ısınılmıştır.
Evlerde pencere göze çarpmaz. Bunun nedeni de; olasılıkla duvarların yeteri yükseklikte korunagelmemesi ve avluya açılan kapıların içeri aydınlatmada yeteri ölçüde yardımcı olmalarıdır.
Dört yandan sınırlanan, 47.25 x 35.40 metre boyutlarındaki her yapı adası, önce sekiz ev içerecek biçimde planlanmış daha sonra kısmen daha büyük birimler oluşturulmuştur.
Kentin tarihçesi
Antik Prienne kenti, Aydın’ın Söke ilçesindeki Menderes Vadisi’nin kuzey kenarında, Samsun Dağı’nın kayalık yamacındadır. Arkaik yerleşimin kuruluş tarihi ve yeri kesin olarak bilinmemesine rağmen kurucularının, Belus’un oğlu Aegyptus yönetimindeki İyonlar olduğu kabul edilir. (Yapılan kazılarda ve yüzey araştırma çalışmalarında eski kente dair hiçbir izin bulunamaması araştırmacıların, kentin Menderes suları altında kaldığı tahminlerini güçlendiriyor.)
645-546 yılları arasında Sardes’te yaşayan Lydialılar kente egemen olur.
M.Ö. 4. yüzyılda yeniden kurulan kente Makedonya Kralı Büyük İskender maddi anlamda destek verir.
İskender’in ölümünden sonra Prienne, Helenistik hükümdarların egemenliği altına girer. Trakyalı Lysimakhos, Suriyeli Selevkoslar, Mısırlı Ptolemaioslar ve Pergamonlu Attaloslar kente belli zamanlarda hakim olurlar.
MÖ155’te Prienne, Kappadokia egemenliği için mücadele eden V.Ariarathes’le üvey kardeşi Orophernes arasındaki savaşa girmek zorunda kalır ve Orophenes’e müttefik olur. Bu dönemde kent II. Attalos yandaşlarının hücumuna uğrar. Gene de Romalıların arabuluculuğu ve Orophenes’in bağışlarıyla zararların karşılandığı sanılmaktadır. Çünkü tam da bu dönemi izleyen sürede önemli bir imar etkinliği dikkati çeker.
M.Ö. 129’dan başlayarak Prienne Roma İmparatorluğu’nu Asia Eyaleti’ne bağlanır. Kent 13. yy’da Türklerin eline geçer.
Kaynaklar:
Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi (YEM Yayınları)
Prienne - Frank Rumscheid (Ege Yayınları)
Eski Çağda Ege Bölgesi - George E. Bean (Arion Yayınları)
Vikipedi, Özgür Ansiklopedi
|