br />
Raporun göze çarpan noktalar ise şöyle;
Gelişmekte olan ülkeler küresel yenilenebilir enerji gücünün yarısından
fazlasına sahip.
Türkiye’nin sınıfı geçtiği tek alan, sıcak su üretmeye yarayan güneş
kolektörleri. Kobilerin güçlü yatırımları sayesinde Türkiye bu piyasada Çin’den
sonra dünya ikinciliğine yükseldi.
ABD’de yenilenebilir enerji ülke içi temel enerji üretiminin yaklaşık
%10,9’una tekabül ediyor (%11,3 nükleer) ve bu da 2009’a kıyasla %5,6’lık bir
artış olduğu anlamına geliyor.
Çin 2010 yılında rüzgar türbini ve ısıl güneş enerjisi kurulumunda ve
hidroelektrik enerji üretiminde dünya lideri oldu. Ülke, şebekeye bağlı 29 GW
yenilenebilir kapasite üretti ve bu da 2009 yılındaki değere kıyasla %13 artışla
toplam 252 GW anlamına geliyor.
Yenilenebilir enerji 2010 yılında Çin’in toplam kurulu elektrik kapasitesinin
yaklaşık %26’sini oluşturdu ve bunun %18’i üretim, %9’u son enerji kaynağı
şeklindeydi.
AB rüzgar, güneş enerjisi, fotovoltaik ve ısıl güneş enerjisi ile ısı
pompaları için 2010 yılına yönelik belirlediği tüm hedeflerin üzerine çıktı.
Finlandiya, Almanya, İspanya ve Tayvan gibi ülkeler hedeflerini yükseltirken
Güney Afrika, Guatemala ve Hindistan gibi ülkeler yeni hedefler belirledi.
Şu anda yenilenebilir enerji politikası hedefine sahip olan ülkelerin
yarısından fazlasını ve yenilenebilir destek politikaları benimsemiş ülkelerin
yarısını oluşturan gelişmekte olan ülkeler yenilenebilir enerjinin yükselişinde
önemli bir rol oynamaktadır.
|