br >
‘Çeyrek yüzyıl’ın değişmezleri
Kamil Saka, efsanevi İda Dağı eteğindeki belediye başkanlığında 6.
döneminde..
Güre’nin ‘tarihsel’ koruyucusu
“Kentleşme sürecinin doğayı hızla yok etmeye çalıştığı dünyada Güre, tarihi,
mitolojik dokusu ve doğal güzellikleriyle dimdik ayakta kalmayı başarabilmiş
nadir beldelerimizdendir...”
Bu tanımlama, 29 Mart 2009 seçimlerinde 6. kez seçilen Güre Belediye Başkanı
Kamil Saka’ya ait... Aynı yazısındaki şu vurgulamalar da kentini yönetmekten
“neden vazgeçemediğini” özetliyor:
“Bir zamanlar Batı uygarlığının doğuşuna tanıklık etmiş olan Güre ve çevresi,
İzmirli Homeros’un destansı şiiri İlyada’da ‘Bin pınarlı İda’ olarak anılan Kaz
Dağları’nın eteklerinde, efsaneleri, havası, suyu, denizi ve yemyeşil dokusuyla
‘Ege’nin gözbebeği’dir...”
Yaşamını işte bu güzelliklere adadığı için 25 yıldır üst üste seçilen Kamil
Saka, CHP’nin kıdemli başkanı olmasına rağmen 2009’da partisince aday
gösterilmeyince, “halkın ısrarı”yla “bağımsız” girdiği seçimleri de açık farkla
kazandı. Saka’yla çalışmak isteyen meclis üyeleri de yine CHP’nin tutumu
yüzünden ÖDP’den aday oldular... Başkan Saka, seçim zaferinden sonraki
açıklamasında şunu söylüyordu:
“Güre’nin demokrasinin beşiği olduğunu kime unutmasın...”
Melih Gökçek 1984’ten beri Ankara’nın belediye hizmetlerinde söz ve
karar sahibi...
Başkent’in ‘muhafazakâr’ başkanı
İ. Melih Gökçek’in ilk yerel yöneticiliği, 1984’te ANAP’tan kazandığı
Keçiören Belediye Başkanlığı... 89’da seçilemeyince, 91 seçimlerinde Refah
Partisi’nden (RP) önce milletvekili oldu; 1994 yerel seçimlerinde de Ankara
Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi...
RP kapatılınca Fazilet Partisi’ne geçen Gökçek, 1999’da yeniden seçildikten
sonra 2004 ve 2009 seçimlerini de kazanarak, Ankara’daki AKP’li Büyükşehir
Belediye Başkanlığı’nda şimdi 4. dönemini yürütüyor... Gökçek 84’te kenti
yönetmeye başlarken doğan Ankaralı çocukların, 2014’te 30 yaşına geldiklerinde,
aynı başkanı aday olarak görüp görmeyecekleri merakla bekleniyor...
Halfeti’nin Kuveran köyünde doğan Gökçek’in babası, Adalet Partisi’nin
Gaziantep il başkanıydı. Ailesindeki “sağ” siyasete bağlılığıyla başladığı
“siyasal bilgiler” eğitimini “gazetecilik”le sürdüren Gökçek’in ilk kamu görevi
ise Çalışma Bakanlığı özel kalem müdür yardımcılığıydı...
Özellikle “kent dokusunu tahrip eden -kent içi- karayolu kavşakları”yla
eleştirilen Gökçek, milletvekili seçildiği 91’den bu yana “muhafazakâr”
kimliğiyle siyaset yapmasına rağmen, kentin tarihi semtlerine ilgisizliği
nedeniyle de sürekli sorgulanıyor.
Ne var ki “seçim kazanma” konusundaki “kanıtlanmış” yetenekleriyle, 29 Mart
2009 seçimlerinde CHP’li ve MHP’li güçlü rakiplerini bile geride bırakmayı
başardı...
Aytaç Durak’ın belediyecilik dışındaki uzmanlığı ‘Her koşulda seçim
kazanmak’...
Adana’nın ‘her parti’den başkanı
29 Mart 2009 seçimlerinde “son partisi” AKP’den aday gösterilmeyince “ilk
partisi” MHP’den yarışa girerek Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yeniden
kazanan Aytaç Durak, aynı zamanda Türkiye Belediyeler Birliği’nin de yıllardır
değişmez başkanı...
İnşaat mühendisi olan ve ilk kamu görevlerini DSİ ile YSE’de yapan Durak,
1980’e kadar AP’den 4 dönem Adana Belediye Meclis Üyeliği yaparken, aynı zamanda
2 bin konut üreten bir müteahhit olmuştu...
1984 seçimlerinde MHP’den belediye başkanı seçilen ancak 1989’da kaybeden
Durak, 1994 seçimlerini kazanmıştı… 99 seçimlerinde yeniden başkan seçilince,
“iktidarla yakın işbirliği”ni önemseyerek AKP’li başkan kimliğini yeğleyen
Durak, şimdi de ilk partisi MHP’nin başkanı olarak Adana’da “5. dönem”ini
yürütüyor...
Aytaç Durak’ın “şehircilik başarım” dediği “Yeni Adana” projesi, tarihi ve
“asıl” Adana’nın “sorunlarıyla baş başa” terk edilerek “tarla”ların imara
açılmasıyla yeni bir kentin yaratılması... Bu nedenle akademik ve uzman
çevrelerden eleştiri alsa bile, seçim sonuçları, Adanalıların bu uygulamayı
onayladıklarını gösteriyor.
Benzer şekilde Türkiye’nin “en pahalı” raylı sistem projesi olmasına rağmen,
uzmanların “en plansız uygulama” dedikleri ve yıllardır bitirilemeyen “Adana
metrosu”nun da Aytaç’a verilen desteği olumsuz etkilememesi, yerel demokrasi ile
halkın öncelikleri arasındaki ilişkileri irdeleyen toplum bilimcilerin
“çözemedikleri” bir Adana gerçeği...
|