ürk yapı sektörünün ve bölgenin en büyük fuarı '34. Uluslararası Yapı
Fuarı-Turkeybuild İstanbul', 'Konuk Ülke Rusya
Projesi' kapsamında düzenlediği toplantılarla Türk ve Rus yatırımcıları
konunun ilgilileriyle bir araya getirmeye devam ediyor. Yapı-Endüstri
Merkezi’nin (YEM) Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) / Türk-
Rus İş Konseyi ile birlikte düzenlediği 'Türk Yapı Sektörünün
Rusya Açılımı' toplantılarından ikincisi olan 'Rusya’da
Müteahhitlik hizmetleri ve Türk Yapı Sektörüne Genel Bakış', bugün (23
Şubat Çarşamba) YEM’de gerçekleştirildi.
Toplantıda, DEİK Türk Rus İş
Konseyi, 'OPORA ROSSII' Rusya Küçük ve Orta Ölçekli Girişimcilik Örgütü Meclisi,
Rusya Federasyonu Ticaret ve Sanayi Odası, Türkiye Müteahhitler Birliği, Gentes
Grup, B+L Marktdaten, Rönesans İnşaat, Ant Yapı ve Capital Grup’un üst düzey
yetkilileri konuşmacı olarak yer aldılar.
Toplantının açılışında
konuşan Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) Yönetim Kurulu Başkanı Doğan
Hasol, bu yıl 21 bin metrekare büyüyecek olan fuarı bir günde gezmenin
mümkün olmayacağını söyledi. Düzenlenen toplantıların Fuar süresince de devam
edeceğini, ikili görüşmelerle zenginleştirileceğini vurgulayan Hasol,
yatırımcıların zaman kaybetmeden muhataplarıyla görüşebilecekleri profesyonel
bir ortam yaratılacağını ifade etti. Türk inşaat sektörü için çok önemli bir
ülke olan Libya'da yaşanan gelişmelere de değinen Hasol, 'konuk ülke' projesine
başlarken 'Rusya mı, yoksa Libya mı' tereddütünü yaşadıklarını, ancak
gelişmelerin Rusya tercihinin isabetli bir seçim olduğunu gösterdiğini sözlerine
ekledi.
Daha sonra söz
alan Gentes Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve DEİK Türk- Rus İş Konseyi Başkan
Yardımcısı İzzet Ekmekçibaşı da DEİK ve Türk- Rus İş
Konseyi'nin kuruluşu ve gelişimi hakkında bilgi verdi. Ekmekçibaşı, Rusya ve
bölgesinin önemini, 1972 -2010 yılları arasında Türk müteahhitleri tarafından
tamamlanan projelerin yüzde 44.9'unun BDT üyesi ülkelerde gerçekleştiğine dikkat
çekerek ortaya koydu. Rusya’da ekonomik krizle birlikte yüzde 18’lere varan bir
daralma yaşayan inşaat sektörünün 2010’un ilk çeyreğiyle birlikte ekonominin
canlanması ve petrol fiyatlarının Rusya’nın istediği seviyelere gelmesiyle
birlikte yeniden hareketlenmeye başladığını söyleyen Ekmekçibaşı, önümüzdeki
yıllarda gerçekleşecek 2014 Soçi Kış Olimpiyatları, APEC toplantısı, 2018 Dünya
Kupası gibi organizasyonlar nedeniyle müteahhitlik sektörünün daha da
canlanacağının öngörüldüğünü sözlerine ekledi. Ekmekçibaşı, ulaştırma, enerji ve
konut yatırımlarının sunduğu potansiyeli de unutmamak gerektiğini ifade etti.
Türk
Yapı Sektörü Raporu 2010 verileri ışığında sektör ve Rusya
fırsatları
Açılış konuşmalarının ardından YEM Genel Müdürü
Barış Onay ve B+L Marktdaten Kurucu Ortağı Martin
Langen, YEM’in yapiveri.com sitesinde yer alan verilerle
hazırlanan 'Türk Yapı Sektörü Raporu 2010' ışığında sektöre
dair genel bir değerlendirme yaptılar ve Rusya fırsatlarına değindiler.
Sunumuna Türkiye'nin
Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) rakamları ve bunun dünya ekonomisindeki
yeriyle başlayan Barış Onay, rakamların Türkiye'nin hala
gelişmekte olan bir pazar olduğunu açıkça ortaya koyduğunu belirtti. Onay,
Türkiye'nin önümüzdeki dönemde dünya ekonomisi için öngörülen yüzde 4 - 4,5'luk
büyüme rakamlarının arkasında kalma tehlikesine işaret ettiği konuşmasında,
bunun en büyük sebeplerinden biri olarak bütün dünyayı gölgede bırakan bir
büyümeye sahip olan Çin'i gösterdi. 2009’da Türkiye yüzde 4,6, BDT yüzde 6,5,
Avrupa yüzde 4,1 küçülürken Çin'in yüzde 9,2 büyüdüğüne vurgu yapan Onay, "Yuan
değer kazanıyor; bu trendin süreceğini düşünebiliriz" dedi. Yapı sektörüne
odaklanan bir sunuma genel ekonomik parametrelerle başlamasının sebebini "Hiçbir
ülkede yapı sektörünü genel ekonomiden ayrı düşünemiyorsunuz" şeklinde açıklayan
Onay, "Burada Türkiye’nin geleceğiyle ilgili bir soru işareti var; Türk
üreticisi artık fiyat endeksli rekabet dönemini kapatarak kalite endeksli
rekabete geçmeli. Yoksa fiyat konusunda rekabet etmesi gereken bir dev var"
şeklinde konuştu.
"İnşaat sektörü toparlanıyor, normalize
oluyor"
2010 üçüncü çeyrek verilerine göre Türkiye’nin 1999’dan
bu yana en büyük GSYH cari büyüklük noktasına ulaştığını ve bu büyüklükte inşaat
sektörünün gelişmekte olan bir pazar olarak dikkat çektiğini aktaran Onay, ancak
sektörün cari anlamda henüz 2008'in ikinci yarısında yakaladığı tepe noktasından
uzak olduğuna dikkat çekti. Onay, sektörün 2010'un ikinci çeyreğinde bu noktaya
yakın bir değere ulaştığını, ancak üçüncü çeyrekte yaşanan düşüşün dördüncü
çeyrekte de sürmesinin beklendiğini; ancak toparlanma sürecinin normalize olarak
sürmesinin öngörülebileceğini söyledi. Türkiye GSYH’nın cari büyüklüğüyle inşaat
sektörünün cari büyüklüğü karşılaştırıldığında, inşaat sektörünün oluşturduğu
katma değerin genelin yüzde 5 – 6‘sına karşılık geldiğini belirten Onay, ancak
inşaat sektöründe olacak bir toparlanmanın bankacılıktan başlayarak pekçok
sektöre yansıyacağının gözden kaçırılmaması gerektiğine dikkat çekti.
Onay, reel toparlanmanın imalat kapasite kullanım istatistiklerinden
inşaat maliyet endeksine kadar bir dizi grafikte de görülebileceğini ifade etti
ve yapı sektörünün ihracat açısından Türkiye ekonomisi için önemine işaret etti.
Türkiye'de ihracatın ithalata bağlı yapısına değinen onay, ithalatının üç katı
ihracat yapan yapı malzemeleri sektörünün Türkiye'nin cari açığını fonlayan
sektörlerden biri olarak ortaya çıktığını belirtti. Onay, yurtdışı müteahhitlik
hizmetleriyle, inşaat malzemesi ihracatının birbirine çok yakın bir korelasyon
gösterdiğini de sözlerine ekledi.
Rusya pazarını
istiyorsanız, 5 - 10 yıl sonra değil şimdi girin
Daha sonra söz
alan Martin Langen, bölgesinde anahtar bir ülke olan
Türkiye'nin önemine dikkat çekti, ancak yatırımcıların pazar seçiminde dikkatli
olması gerektiği uyarısında bulundu. Yatırım aşamasında elbette bir ülkenin
büyüklüğünün çok da önemli bir parametre olamayacağına, fakat büyük ülkelerin
talebinin de büyük olacağı için bir kapasite aşımı sorunu yaşanmayacağına
değinen Langen, ancak geçirdiği büyük yapısal değişiklik sonrasında çeşitli
sebeplerle düşen nüfus artışının Rusya için bir sorun olarak görülebileceğini
savundu. Doğu Avrupa ülkelerinde ve Rusya'da konut üretiminin pastanın en büyük
dilimini oluşturduğunu aktaran Langen, Rusya'nın yıllık konut ihtiyacının 860
bin olduğunu açıkladı. Rusya'nın konut yatırımlarına büyük önem verdiğinin
altını çizen Langen, Putin'in önümüzdeki 5 yıl için konut projelerinde yüzde
150'lik bir artış öngördüğünü, 2010'da 60 milyon metrekare olan toplam alanın
2016'da 100 milyon metrekareye ve 2020'de 142 milyon metrekareye çıkarılmasının
beklendiğini söyledi. Langen, mevcut kötü yapı stoğunun ve kentlere yönelen
göçün de söz konusu ihtiyacı beslediğini; değişen yaşam kültürünün de 3 - 5
aileyi içine alacak küçük konut tipolojilerini cazip kıldığını ifade etti.
2009'da gözlemlenen talep daralmasının inşaa edilmiş konut rakamlarına
yansımadığını hatırlatan Langen, bunda Rusya'nın yerel firmalara öncelik
tanımasının etkili olduğunu belirtti. Hükümetin, petrol ve gaza bağlı ekonomik
yapıyı çeşitlendirmeye çalışmasının konut dışı yapısal üretimde de uzun vadeli
cazip bir pazar yaratacağına işaret eden Langen, bunun 25 milyon metrekareden
100 milyon metrekareye çıkma potansiyeli taşıyan bir pazar olduğunu
aktardı.
'Rusya’da Müteahhitlik hizmetleri
ve Türk Yapı Sektörüne Genel Bakış' toplantısının ikinci oturumuna ilişkin
detaylar için lütfen
tıklayınız.
|