BR> Ürdün Şehircilik Bakanı
Kısbi: Son yıllarda kentsel gelişim ve yenilenme süreci bütün ülkelerde
yaşanıyor Ürdün Şehircilik Bakanı
Yahya Kısbi ise özellikle büyüme ve kalkınma fırsatlarını
düşünürken bölge olarak kolektif düşünmek gerektiğini belirterek bir yandan
fırsatları düşünürken diğer yandan karşı karşıya olunan tehlikelerin göz önünde
bulundurulması gerektiğini söyledi. ''Son yıllarda kentsel gelişim ve yenilenme
sürecinin bütün ülkelerde yaşandığını görüyoruz'' diyen Kısbi, bu durumun inşaat
sektörünü desteklediğini, işgücü akışının arttığını ifade etti. Bölgesel
kaynakların serbest bir şekilde akışının sağlandığı ortamlarda inşaat sektörünün
hızla büyüdüğünün görüldüğünü dile getiren Kısbi, şu şekilde devam etti:
''Kentsel projeler bu sayede gelişiyor. Aynı
zamanda bölgede çeşitli iş imkanların doğmasını sağlıyor. Bu tür gelişmeler
ilerde çeşitli sorunlar da yaratabiliyor. Bu gelişmelerin sonrasında oluşacak
ortamı da düşünmeliyiz. Hepimiz sürdürülebilir kalkınmanın vazgeçilmez olduğunun
farkında olmalıyız. Bölgesel ekonomik kalkınma ve büyümeyi gerçekleştirirken
sürdürülebilirliği de düşünmeliyiz. Yani çevresel ve ekonomik olarak sağlam bir
kalkınmayı hedeflemeliyiz. Tek amacımız maksimum ekonomik büyüme ve fırsat
yaratmak olmamalı aynı zamanda böyle bir dengeye otururken sosyoekonomik ve
çevresel yaşam kalitesini artırmayı hedeflemeliyiz. Bu hedefleri
gerçekleştirebilmek için özel ve kamu sektörü uygulamaları tam olarak
gerçekleştirilmeli, bu paydaşlar işbirliğine gitmelidir. Her bir paydaş
sürdürülebilir dönüşüme katkı yapabilir. Kentsel kalkınma makamları, sanayi ve
sektör bir arada çalışmalıdır. Her bir paydaş bu şekilde kentsel dönüşüme katkı
yapabilir.''
Avusturya Eski Başbakan Yardımcısı Busek: Enerjiyi nasıl
dağıtacağımızın yolunu ortak bir yaklaşımla belirlemeliyiz
'Enerji ve Ekonomi, Ekoloji ve Sürdürülebilir Kalkınma'
oturumunda konuşan Avusturya Eski Başbakan Yardımcısı Erhard
Busek, enerjide devletlerin sorumluluğuna dikkat çekerek, ''Enerjide
sorumluluk şimdiye kadar ulus devletlere aitti. Ancak ulus devletleri aslında bu
konuyla başa çıkmaya muktedir değil. Artık bu konu ortak bir sorumluluk haline
geldi'' dedi. Busek, ulus devletlerinin ellerinde yeterli sistem olmadığını ve
enerji sorumluluğunu tek başlarına taşıyamayacaklarını kaydetti. Bu konuya
gönülden bağlı bir insan olduğunu ve AB'ye inandığını anlatan Busek, ancak
AB'nin konuya sahip çıkmadığını söyledi. Busek,
enerji sorununda bütün partnerlerin bir araya geldiğini ama konunun AB'de ulus
devletlere kaldığını ifade ederek, enerji konusunda bölgesel işbirliğinin son
derece önemli olduğunu belirtti. Balkanlar'da Güneydoğu Avrupa Topluluğu içinde
bu konunun ortak bir sorun haline getirilmesi gerektiğinin altını çizen Busek,
şöyle devam etti: ''Enerjide sorumluluk şimdiye
kadar ulus devletlere aitti. Ancak ulus devletleri aslında bu konuyla başa
çıkmaya muktedir değil. Artık bu konu ortak bir sorumluluk haline geldi. Burada
çözülmesi gereken çok sorun var elektrikle ilgili. Yine doğalgaz boru hatları da
çok önemli. Boru hatları arasında güzel bir rekabet var. Kuzey Akımı ve Mavi
Akımın yanı sıra belki kırmızı ve yeşil akım da çıkarabilir. Yeni teklifler
yapabilirsiniz bu konuda ancak bu sistemin en ucuz sistem olması lazım ve daha
fazla siyasi güç yaratılması lazım. Bir anlamda artık herkes siyasi güç peşinde
koşuyor. Ama bu açıdan baktığımızda da bir yandan enerji bitiyor. Enerjiyi nasıl
dağıtacağımızın doğru yolunu ortak bir yaklaşımla belirlemeliyiz. Doğal
kaynaklar, güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi ek imkanlar sunabiliyorlar. Ancak
bütün sorunlarımızı da çözemiyorlar. Yapmamız gereken enerji tasarrufu. Henüz
bunu yapmıyoruz. Bu ekonomik gelişme ve kalkınma açısından da doğru. Çok fazla
enerji harcıyoruz, kesinlikle daha az enerji harcayarak işlerimizi yapabiliriz.
Fakirle zengin arasındaki fark da enerjiyle ortaya çıkıyor.''
Busek, son zamanlarda Orta Avrupa'da özel otomobillerin yerine toplu taşımaya
yönelimin başladığını ve bu konunun enerji tasarrufunu artırdığını sözlerine
ekledi.
|