Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.

"İş Sağlığı ve İş Güvenliğine Öncelikle İşveren İnanmalı"

İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi'nin 3 Ocak'ta yaptığı açıklamaya göre sadece Aralık 2011'de İstanbul'da 52 işçi hayatını kaybetti ve 334 işçi de yaralandı. En çok ölüm ve yaralanma inşaat sektöründe olurken, bunu madencilik ve enerji sektörleri izledi.

yapi.com.tr
"İş Sağlığı ve İş Güvenliğine Öncelikle İşveren İnanmalı"

Farklı sektörlerden birçok firmaya danışmanlık hizmeti veriyorsunuz, eğitim çalışmaları yapıyorsunuz. İşverenin 'iş sağlığı ve iş güvenliği'ne bakışı nasıl? Bir maliyet unsuru ve formalite olarak görüldüğünü söyleyebilir miyiz?

MehmetÇ: İş sağlığı ve güvenliği konusunda yapılması gerekenler, birçok işveren tarafından ölü yatırım olarak algılanabiliyor. Oysa bu konuda yapılacak iyi bir yatırım, aynı zamanda üretime pozitif katkıda bulunacak bir sistem yatırımıdır. Biz, işyerinde oluşabilecek tehlikelerden ve sağlık için zararlı olabilecek koşullardan kaçınmak için sistemli ve bilimsel bir çalışma yapılmasına iş güvenliği diyoruz. Yani iş güvenliği eşittir üretim, eşittir kalite, eşittir çevre performansı. Oluşabilecek kazaların gider maliyetine ve üretim kaybından doğacak maliyete bakın; çok daha büyük bir kayıpla karşılaşırsınız. Bu çerçevede harcayacağınız bir kuruş, size 10 kuruş olarak dönecektir. Ayrıca ölümle sonuçlanan bir kaza olduğunu düşünün; yargıya gidecek, basında yer alacak, diğer işçilerin de çalışmasını olumsuz etkileyecek.



KorhanK: Yabancı firmalar, gerekli önlemleri almaları bir yana; kurallara uyan çalışanlarını da ödüllendiriyorlar. Örneğin, iş güvenliğinin en iyi uygulandığı fabrikada bir etkinlik düzenliyorlar, teşvik edici ödüller veriyorlar. Eğitimlerim sırasında İngiltere’de şunu gördüm: Türkiye’de para kaybı olarak düşünülen şey, Avrupalılar için itibar kaybı anlamına geliyor. Şunu da göz ardı etmemek gerek; ölümlü bir kazanın, davalar, tazminatlar sonucunda işverene maliyeti 300 – 400 bin TL civarında. Oysa bunu iş sağlığı ve iş güvenliği için kullanabilirsiniz. Uluslar arası firmaların Türkiye’ye gelmesi bu anlamda olumlu bir süreci başlattı. Onlar, devletin standartlarına ek olarak kendi kurallarını da koydular.

Çalışanların daha sağlıklı ve güvenli işyeri talepleri işveren tarafından yeterince dikkate alınıyor mu?

MehmetÇ: Büyük, profesyonelleşmiş firmalarda işçiden gelen talepler değerlendiriliyor, alınması gereken tedbirler en kısa zamanda yerine getiriliyor. Yasamızda da var… İşçi, çalıştığı yerde hayati risk taşıyan bir durum tespit ettiyse en kısa zamanda amirine haber verir, o da gereken önlemleri alır ya da aldırır. İşçi, önlem alınmaması durumunda çalışmama hakkına da sahip. Ama bu ne kadar uygulanıyor? Oysa işverene ya da vekiline, herhangi bir kaza durumunda maddi cezaların yanı sıra hapis cezası da öngörülüyor. Bu yeni yeni uygulanmaya başlandı ve çeşitli tedbirlerin alınması için caydırıcı da olmaya başladı.



Foto: Çet-Ka ekibi toplu halde

Bütün tarafların aktif olarak yer aldığı bir işbirliği için ne yapılmalı o halde?

MehmetÇ: İşveren ve işveren vekilleri çok iyi eğitilmeli ve çok iyi bilinçlendirilmeli; öncelikle onlar inandırılmalı. Eğer yasal zorunluluklar nedeniyle formalite icabı bir şeyler yapılıyorsa, bir yere varmamız mümkün değil. Hepimiz Avrupa’ya gittik geldik, orada bu konularda yapılan çalışmaları gördük; daha fabrikaya girmeden kapıdaki güvenlik görevlisi gerekli koruyucu malzemeleri veriyor, ancak bir rehber eşliğinde fabrikayı dolaşabiliyorsunuz. Türkiye’de bir fabrikaya girdiğinizi düşünün; kaç güvenlik görevlisi bu konuda bilinçlidir?

Türkiye genelinde yapılması gereken en önemli işlerden biri de, iş yerlerinin risk değerlendirmelerinin yapılması. Bu değerlendirmeler rehberliğinde, kazalara neden olabilecek riskli durumlar ortadan kaldırılmalı. Ayrıca, çok iyi bir eğitim sistemi oluşturulmalı. Çalışanların, iş güvenliği açısından, hem iş başı eğitimi hem de mesleki eğitimleri sağlıklı ve bilinçli bir şekilde yapılmalı.

Bunlarda biraz geç kalındı. İçerde eğitim verirken arkadaşlar, “Hocam, biz 30 yaşına geldik; biza on kelime söylüyorsan biri kafamızda kalıyor” diyorlar. Doğru, bu bilinç genç yaşlardan itibaren verilmeli. Şu anda ‘sanat enstitüleri’ne gidin, muhtemelen birçoğunda ‘iş güvenliği’ dersi dahi yoktur; varsa da boş geçiyordur. Üniversitelere daha yeni yeni iş güvenliği dersi konulmaya başlandı. Bunları yapmakta geç kaldık. Fuarda duydum; Avrupa’nın birçok ülkesinde ilkokullarda iş güvenliği dersi verilmeye başlanmış. İş güvenliğini sadece çalışma alanlarıyla sınırlı düşünmemeli; evde ya da trafikte olabilecek kazaları önlemek için de değerlendirilebilir. Bunlar yapıldığı taktirde, oluşabilecek kazaları minimuma indirebiliriz.

Bu nedenle iş sağlığı ve güvenliği konusunda devletin, işverenin, sendikaların ve üniversitelerin senede bir defa ‘işçi sağlığı ve iş güvenliği kurultayı’nı organize edip ve ilgili birimleri de davet ederek geçmişte yapılan hatalar ışığında ileriye doğru atılacak adımlar konusunda yön gösterici bir çalışma yapılması lazım. Bu olmadığı taktirde havanda su dövmeye devam ederiz.

TÜMÜNÜ GÖSTER HABERİN DEVAMI:   1  |   2
http://www.yapi.com.tr/haberler/is-sagligi-ve-is-guvenligine-oncelikle-isveren-inanmali_90357.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!