
İzmir UNESCO’ya Hazırlanıyor

Tarihi Kervan ve Göç Yolu...

"Kültürpark’ta Daha Fazla...

Tunceli'nin Kaya Odaları Turizme...

Izgara Planlı Antik Kent Turizme...

Tarihi Maden Alanı Turizme...

Tarihi Çıplak Köyü Etno-Köye Dönüştü

Sakarya'da Taş Ocağı Köyü Yutuyor

Ağaçlı Köyü'nde Hafriyat ve...

Beğendik Köyüne Mıcır Ocağı...

Çorum'da İnşa Edilen Hitit...

HES İnşaatı Köyü İkiye Böldü

Tepebaşı Belediyesi’nden "Yaşam...
İzmir’in 'Hayalet Köyü' Turizme Kazandırılacak
İzmir'in Ödemiş ilçesinde göçler nedeniyle nüfusu 5'e düşen ve "hayalet köy" olarak anılan Lübbey köyü, özgün mimari özelliklere sahip yapıları ve eşsiz doğasıyla ziyaretçilerini bekliyor.

İzmir'in Ödemiş ilçesinde bulunan ve çeşitli nedenlerle halkının göç etmesi sonucu nüfusu 5'e düşen Lübbey köyü, eşsiz doğası ve tarihi yapılarıyla zamana meydan okuyor. Geçmişi antik çağlara uzanan 1000 metre rakımlı Lübbey Yaylası'nda Osmanlı Dönemi'nden kalan evleriyle dikkati çeken köy, Ödemiş'in Bozdağlar'a bakan güney yamaçlarında yer alıyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde yöresinde rastlanılmayacak özgünlükte bir yerleşim yeri olarak dikkati çeken tarihi köy, taş, kerpiç ve çamur sıva karışımından oluşan evleriyle öne çıkıyor. "Eşkıya köyü" olduğu rivayet edilen köyde bitişik düzende inşa edilen evler ufak kalelere benzetiliyor. Cumhuriyet döneminde de uzun süre kış aylarında 300-400 civarında kişinin ikamet ettiği köy, son yıllarda halkının çoğunun ekonomik ve fiziki şartlar nedeniyle yayladaki Çamyayla Mahallesi'ne taşınmasıyla sadece 5 kişiye ev sahipliği yapıyor. Köy, özgün mimarisi ve doğası sayesinde son dönemlerde hafta sonları fotoğraf tutkunları ile yürüyüş gruplarının ilgisini çekip popüler olmaya başlasa da Kovid-19 nedeniyle bu dönemde yine eski yalnızlığına dönmüş görünüyor. Son dönemde bilinirliği arttı "Hayalet köyün", İzmir Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi ile çok sayıda paydaşın katıldığı, Bozdağlar ile Aydın Dağları'nda efelerin yaşadığı mekanları birbirine bağlayan yaklaşık 500 kilometrelik yürüyüş rotası olan "Efeler Yolu" projesi sayesinde daha çok yerli ve yabancı turisti ağırlaması öngörülüyor. Kubbesi ve minaresi olmayan asırlık camisi, ıssız sokakları, yıkılan evlerin arasında çok sayıda kedisiyle dikkati çeken köyün kahvehanesi ise Mehmet Güler'in kararlılığıyla hala açık. Lübbey'in hikayesini anlatan Güler, köyün ismini Lidya Medeniyeti döneminde bir Sardes Kralı'nın Lüb adındaki oğlundan aldığına inanıldığını ifade etti. Lübbey'in bir kışlak köyü olduğunu belirten Mehmet Güler, "Eskiden yazları Çamyayla'ya çıkıp kışın da buraya iniyorduk. Çünkü o dönemlerde kışlar çetin geçiyordu. Kar yağdığı zaman ilkbahara kadar yerde kalıyordu. Yaylada da kalacak sağlam bir yer olmayınca insanlar kışı burada geçirirdi. 1983 yılında Çamyayla'ya elektrik gelince insanların çoğu oraya ev yapıp Lübbey'e gelmemeye başladı. Kışlar da eskisi gibi değil zaten millet oraya sağlam evler yapınca Lübbey'in nüfusu gittikçe azalmaya başladı." diye konuştu. "Şirince, Birgi gibi olabilir" Yapılacak çalışmalar sayesinde Lübbey'in kültür turizmi anlamında cazibe merkezi olabileceğini belirten Mehmet Güler, şöyle devam etti: "Belediyemizin çalışmaları var, Kültür ve Turizm Bakanımız da bir süre önce ziyaret etti. Buraya bir ilgi oluşmaya başladı. Harita çalışmaları yapıldı, jeolojik çalışmalar da devam ediyor. Efeler Yolu projesinden umutluyuz. Bu sayede burası belki ileride Şirince, Birgi gibi olabilir. Yeter ki çalışmalar yapılsın." |