Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.

'Konutun Gücü' Konut Konferansı 2015'te Masaya Yatırıldı

Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) tarafından bu sene altıncısı düzenlenen Konut Konferansı, "Konutun Gücü Adına!" sloganıyla sektör paydaşlarını 24 Kasım 2015 Salı günü YEM'de bir araya getirdi.

yapi.com.tr
'Konutun Gücü' Konut Konferansı 2015'te Masaya Yatırıldı

"Kırla Kent Arasındaki Gerilim: Konut"

Konferans öğle arasından sonra Prof.Dr. Ahsen Özsoy ve Prof.Dr. Gülden Erkut’un katılımıyla ‘Kırla Kent Arasındaki Gerilim: Konut’ başlıklı oturumla devam etti.

İlk olarak sözü alan Ahsen Özsoy, planlı ve plansız olarak gelişen ve dönüşen konut alanlarından kaynaklanan sorunlardan ve bu sorunların kent ve kentli üzerindeki etkilerinden bahsetti. Özsoy sunumunu yoğunluk sorunu, konut tasarım kalitesi sorunu, sınırlar ve arayüzler ana başlıkları altında toplayarak kentten örnek fotoğraflarla detaylandırdı. Özellikle kentsel dönüşüm alanlarında yeniden üretilen konut yapılarının maksimum yoğunlukla inşa edilmesinin kente getirdiği yüklerden, mega projelerin birey ölçeğini ortadan kaldırmasından, dönüşen alanlarda mevcut sakinlerin düşünülmemesinden bahseden konuşmacı dönüşümün bu şekilde gerçekleşmesi hakkında da ‘Kentin kendi sorunlarını çözmek adına büyük bir fırsat kaçıyor’ yorumunu yaptı.

AhsenAhsen Özsoy

Konuşmasına ‘Duyarlı, kaliteli konutlar tasarlamak bu kadar mı zor?’ diyerek devam eden Özsoy, afet sonrası geçici yapılaşmalarda bile olsa her konutun iyi bir tasarımı hak ettiğini belirterek tasarım kılavuzlarının geliştirilmesi, kullanıcıların ve tüm paydaşların sürece dahil olması gibi uygulamalarla  bunun gerçekleştirilebileceğinin altını çizdi. Son olarak kentte geçirimsiz yapı adalarının sayılarının ve boyutlarının giderek artmasının, bu yapılaşmaların çizdiği sınırların (teller, duvarlar, kameralar,..) toplumsal, sosyal ilişkiler ve kentin tüm işleyiş ve mekanizmaları bağlamında ele alınarak daha insani çözümler ve iyi konut tasarımlarıyla dönüştürülmesi gerektiğini söylerek konuşmasını tamamladı.

Oturumun devamında Gülden Erkut, uluslararası Habitat konferanslarından bahsederek iklim değişikliklerine karşı yeni bir kentsel gündemin, kentsel modellerin oluşturulması gerekliliğinin altını çizerek konuşmasına başladı. Kentsel büyümenin getirdiği sorunlar olarak ‘yoğunluk, büyüme, aynılaşma, açık alanların yetersizliği, NIMBY, sosyo-mekansal ayrışma, yoksullaşma, gelirin adaletsiz dağılımı, güvenlik’ gibi başlıkları sıralayan Erkut, ‘ Bu sorunlar neden ortaya çıkıyor? Kararları etkileyen aktörler kim?’ sorusunu yöneltti.

GüldenGülden Erkut

80’ler sonrası İstanbul’da ve Türkiye’de planlama ve yapılaşmada gerçekleşen değişimlerden bahsederek İstanbul özelinde bu dönüşümü ortaya koyan zaman çizelgeleri ve haritalamalarla sunumunu gerçekleştiren konuşmacı, sorunun ekonomik elitler ve siyasi elitler yanında sosyal toplum kuruluşlarının, baskı gruplarının ve şehirde yaşayan herkesin karar alma süreçlerine dahil olamaması olduğunu söyledi. Bu süreçlerin yeniden şekillendirilip şehirde yaşayanların, sivil toplumun, akademisyenlerin, planın ve planlamanın gücünü ve söz hakkını yeniden kazanması gerektiğini vurguladı.

"Kamunun da işin içinde olması gerekiyor"

“Yuvarlak Masaya Sorduk: Konutu Ayakta Tutan Ne?” başlıklı oturumun ilk konuşmacısı olan GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Gökçe, “Mimarlık ve Müteahhitlikte Yatırım mı?” adlı sunumunda , konut sektörünün inşaat sektörünün bel kemiği olduğunu ve inşaat sektörünün de Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olduğunu belirtti. Böyle bir sektörün temsilcisi olarak bütün SSK’ların birlikte çalışması gerektiğini iafde eden Gökçe, konut sektöründe yıllık ortalama 750 bin konuta ihtiyaç duyulduğunu hatırlattı. Gşöyle devam etti: “Bu kadar büyük bir hacimin doğru konumlandırılması ve sürdürülebilmesi gerekiyor. Bu anlamda kentsel dönüşüm bizim için tarihi bir fırsat. Bunu iyi kullanıp kullanamadığımızı doğru tartmalıyız. Ancak bununla ilgili yapılan planlar ve yaklaşımlar yeterli değil, dolayısıyla gayrimenkul geliştiricisi mevcut kurallar çerçevesinde hareket ediyor. Burada sektör tek başına hareket ederek, doğru, sağlıklı ve sürdürülebilir konutlar üretemez. Kamunun da işin içinde olup bizleri ve ekonomiyi doğru şekilde yönlendirmesi gerekiyor.”

"Ortak akıl oluşturulmalı"

Ardından “Çevre Değerlendirmesi ve Kentsel Ekonomi mi?” başlıklı sunumuyla konuşma yapan ULI Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe Hasol Erktin, konuşmasına Urban Land Institute’ten bahsederek başladı. ULI’ın, 1936’da Amerika’da kurulmuş olsa da şuanda uluslararası bir düşünce kurumu olduğunu dile getiren Erktin, kurumun amacının gayrimenkul ve arazi geliştirme konularında katkı veren herkesi biraraya getrimek olduğunu ifade etti. Türkiye’de konutun şuanda bulunduğu noktadan hiç kimsenin memnun olmadığını anlatan Erktin, konuşmasına yurtdışındaki konut sektörünün tartıştığı konuları belirterek devam etti. Erktin, yurtdışında özellikle yoğunluk ve sağlıklı yaşanabilir yerleşkeler konusununda üzerinde durulduğunu belirterek, burada da bu gibi konuların tartışmaya açılması ve ortak akıl oluşturulması gerektiğini belirtti.

"Yaşam kalitesini yükseltmeliyiz"

“Yenilikçi Yapı Malzemesi mi?” sorusuyla devam eden Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar ise, konuşmasına, “Avrupa’da kullanılan malzemelerin daha kalitelelileri bizde üretiliyor ancak ortaya çıkan konut için aynı şeyi söyleyemiyorum” diyerek başladı. “İnsanın yaşam kalitesini yükseltecek bir yapılaşmanın oluşması için ortak akıl oluşturmamız gerekiyor” diyen Hinginar, “Bu noktada şehir plancıları, çevre kurumlarının bütün konuları uyum içinde ele alması gerekiyor. Ortak akıl dediğimiz zaman bütün sektörlerin temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve kamu biraraya gelmeli” diyerek konuşmasını tamamladı.

"Binanın çevreci olması için kentin de öyle olması gerek"

Yuvarlak masanın son konuşmacısı ise “Yeşil Bina mı?” başlıklı sunumuyla ÇEDBİK Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Özdil oldu. Konuşmasına, “Yeni yaptığımız binaları deprem korkusuyla yapıyoruz ama güvenli mi değil mi bilmiyoruz” diyerek başlayan Özdil, “Yapı kültür işidir. Örneğin, cevre dostu bina yapmak, insana dost olan güvenli, konforlu ve sağlıklı yapı yapabilmek için bütünsel tasarım yapılmalı. Bunun için de bir değil belki bir kaç tasarımcı birarada olmalı. Oysa bizim kültürümüzde bu yok. Böyle bir kültürün entegre tasarım üretmesi biraz zor” dedi. Planlanmamış ve planlanması zor olan bir şehirde yaşadığımızın altını çizen Özdil, bir binanın çevreci olması için çevrenin de kentin de çevreci olması gerektiğini belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı: “Binanın çevre dostu olması için çevresinin sağlıklı olması lazım. Bunun içinse başta tam bir ekiple, bütün senaryolar düşünülecek sonra doğru malzelmeyle doğru uygulama yapılacak ve bu kent, semt ve mahalle ölçeğinde sürdürülecek. Sonra da orada yaşayan insanlara bu kültürü aşılamak gerekiyor.”

"Örnek proje geliştirmeliyiz"

Son olarak oturumun kapanışını yapan Yapı-Endüstri Merkezi Genel Müdürü Tolga Türkanık, şimdiye kadar konutla ilgili herşeyi konuşmaya çalıştıklarını vurgulayarak, “Bu bizim gerçekleştirdiğimiz altıncı konferans ve yıllardır konuştuk. Bakanlıktan, belediyeden herkesi buluşturduk ama artık birşeyler yapmak gerekiyor. Artık bakanlığa gidip birlikte adımlar atmanın yolunu bulmalıyız. Yeni bir örnek proje yapmalıyız, sürdürülebilir kent oluşumunu örnekleyebileceğimiz bir proje gerçekleştirmeliyiz” dedi.

NizamNizam Kızılsencer

Yeni neslin kente etkisi

“Eğilimlerin Keşfedilme Serüveni- Konutta Millennial Etkisi” başlıklı bir konuşmayla konferansa katılan Strata Architects Kurucu Ortağı Nizam Kızılsencer, Newyork üzerinden başladığı sunumda, şehrin ve gayrimenkul sektörünün nüfus yoğunluğuna nasıl bir çözüm bulduğunu anlattı. Nüfus yoğunluğunun çok yüksek olduğunun altını çizen konuşmacı, bu durumun yapı yoğunluğunu ve yüksekliğini de beraberinde getirdiğini vurgulayarak, yeni nüfusün yani y kuşağının konuta ve şehirleşmeye etkisinden bahsetti.

CemalCemal Gökçe

"Denetim şart!"

Konferansta “Bana Soracak Olursanız” adlı bölümde Cüneyt Toros’un sorularını cevaplayan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, konutun özellikle güvenli olması gerektiğini belirterek, “Bunun için de denetlenmesi şart” dedi. Sağlıklı bir proje ortaya koymanın sadece proje yapanla ilgili bir süreç olmadığını vurgulayan Gökçe, projenin bir başka göz tarafından da denetlenmesi gerektiğini söyledi. Kentsel dönüşüm konusunda da açıklamalarda bulunan Gökçe, kentlerin yenilenmesi ve düzenlemesi açısında güzel bir adım olabilecekken, sürecin böyle gelişmediğini ve kentsel yoğunluğun, konut sayısının arttığı bir şekil aldığını ifade etti.

"Mimarın Hayali: Bütünün Uyumu"

Andrea Desimone

Andrea Desimone Architetto kurucusu Andrea Desimone İtalyanca gerçekleştirdiği sunumuna dilin, kendini doğru ifade etmeninin ve diyalogun öneminden bahsederek başladı. Kendi ofisinin proje üretme dinamiklerini örneklerle detaylandırarak aktaran Desimone, bu süreçte müşterinin ihtiyaçları, talepleri ve çevrenin ihtiyaçları ile diyalog halinde olmasının en önemli kriter olduğunu ifade etti. Bu diyalogun kurulması için de ofis olarak el çizimlerine çok önem verdiklerini söyleyerek Alessandria kenti projesinden, Moskova’daki Pilot-2, Block 7 ve Avustralya’daki Modular House projelerinden bahsetti. Kullanışlılık, sağlamlık, güzellik olarak tanımlanan üç ana ilkenin yerine diyalog, uyum ve kimlik kavramlarını benimsediğini söyleyen mimar, projelerinde farklı stillerin, ayrıntıların, dokuların, malzemelerin bir araya gelerek birbirinden ayrışan ancak bir arada uyum içerisinde var olan yapı birimleri oluşturmasını hedeflediklerinin altını çizdi.

"Görücüye Çıkan Konutlar"

Gönül Ardal ve Yelin Evcen

Konferansın ‘görücüye çıkan konutlar’ isimli oturumunda ise Gönye Proje Tasarım ve Mimarlık kurucu ortakları Gönül Ardal ve Yelin Evcen, örnek daire tasarımının kriterlerinden ve bu süreçteki risklerden bahsetti. Örnek dairelerin satış ofislerinden ayrı düşünülemeyeceğini belirterek konuya başlayan mimarlar, konsept projeyi oluştururken yola çıktıkları kavramlardan örnekler verdi. Ardal ve Evcen, her tasarım için bir hikaye kurguladıklarını söyleyerek kimi zaman bir fotoğraftan, kimi zaman bir tablodan esinlenerek belirlenen kavramlar doğrultusunda gerçekleştirdikleri projelerden görseller paylaştı. Uygulama aşamasının çok önemli olduğunun altını çizen konuşmacılar, örnek daire tasarımları için dikkat edilmesi gereken kriterleri hedef kitle, bölge, bütçe, m2 satış fiyatları, çoklu imalata uygunluk, malzeme tedarik kolaylığı, çevre projelere göre fark yaratmak ve yatırımcı firmanın vizyonunu yansıtmak başlıkları altında topladılar. Risk olarak ise sıradanlaşmak, kişiselleştirmek, kullanışsız malzeme seçimi, bütçenin aşılmasından bahseden mimarlar, sunumlarını ödüllü projelerinden örneklerle tamamladı.

"Bir Değişimin İç Yüzü"

YaseminYasemin Keskin Enginöz

Yapı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yasemin Keskin Enginöz ise Basın Ekspres hattı üzerindeki değişimi incelediği sunumuyla konferansın son konuşmacısı oldu. Enginöz, Basın Ekspres hattının geçmişi, bugünü ve geleceği hakkında araştırma, inceleme ve sorgulamalara odaklanan sunumuna 14 Kasım’da alanda gerçekleştirilen gezinin video gösterimi ile başladı. Beş farklı belediyenin yönetim alanıyla çevrelenen ve Ayamama deresine paralel olarak gelişen vadi niteliğindeki bölgenin MİA (merkezi iş alanı) olarak kurgulandığından bahseden konuşmacı, sunumun devamında bölgedeki G Plus ve IstWest projelerinin yatırımcı ve mimarlarının saha gezisinde yaptıkları konuşmalara yer verdi.

Yasemin Keskin Enginöz

İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda 7 nolu Alt Bölge’nin içerisinde konumlanan alanın nüfusu donduran ve sanayiyi alanda tutan projelerle gelişmesinin beklendiğini söyleyerek, şu anda alanda konut ve otele yönelik geliştirilen projelerin detaylarını aktardı. Bölgede geliştirilen ofis projelerinin altyapı projelerinin yetersizliğinden dolayı beklenen doluluğa ulaşmadığını da ekleyerek, alandaki daire tiplerini etkileyen nedenler olarak; alanın büro bölgesi olarak algılanması, uzun süreli oturum amaçlı çocuklu ailelerin tercih etmemesi, bölgenin havalimanına yakın olması nedeniyle kısa süreli konaklamalar için tercih edilmesi gibi başlıkları sıraladı. İlerleyen dönemlerde alanın gelişimini etkileyen projeler olarak da 3. Havalimanı - Kuzey Marmara Otoyolu, Olimpiyat Yolu Projesi, Ayamama Deresi Islah Projesi, Mahmutbey Adalet Sarayı, Raylı Sistem Projeleri, Atatürk Havalimanı’nın belirsizliği, Başakşehir-Sefaköy-Halkalı Havaray Hattı projelerini listeledi. Basın Ekspres yolu ve çevresindeki kentsel gelişmeyi etkileyecek dinamikleri yeni bir yönetim modeli, deprem ve sel başta olmak üzere afet riski, göç, kentsel büyüme/akıllı büyüme, kentsel kalite başlıkları altında toplayan Enginöz, alana dair “Karma kullanım yaşamı nasıl besler? Bütüncül bir yaklaşım ve yönetim nasıl oluşturulur? Bölgede yaya ulaşımı? Yeni projeler hattın doğu-batı yakasında içeri girdiğinde karşılaştıkları sosyal baskı? Sanayi alanı ve çalışan yoğunluğu nasıl değişiyor?” gibi yeni sorular üreterek konuşmasını tamamladı.

TÜMÜNÜ GÖSTER HABERİN DEVAMI:   1  |   2
http://www.yapi.com.tr/haberler/konutun-gucu-konut-konferansi-2015te-masaya-yatirildi_138329.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!