Salone del Mobile yaklaşık 50 yıllık serüveninde pek çok kereler kabuk değiştirdi. Katılımcıları ve ziyaretçileri katlanarak artan 'Salone', 2000'lere gelindiğinde Milano Tasarım Haftası olarak anılır oldu ve 2006'da yeni evine, Massimiliano Fuksas imzalı Yeni Milano Fuar Merkezine taşındı.
Bugün artık Milano Tasarım Haftası çatısı altında toplanan ve salonlarını aydınlatma tasarımlarından öğrenci projelerine; profesyonel tasarımcılar ve tasarım atölyelerinden dünya çapında mobilya üreticilerine açan Salone del Mobile, 1961’den bu yana gelişimini sürdürüyor. İtalyan mobilya endüstrisinin gelişimini sağlamak ve sektörde ağırlık oluşturan ülkelerle rekabet edebilmek fikriyle doğan Salone del Mobile’in ilk salonu 11 bin metrekareydi ve 328 katılımcı firmayla kapılarını açmıştı. 2005’e gelindiğinde kapladığı alan, 1500 katılımcı firmasıyla 144 bin metrekareyi buldu. Ve 2007'de şehre yayılan iki merkezli bir tasarım haftası oldu.
 | Milano Yeni Fuar Merkezi |
Büyüme fuarın başarısının bir göstergesiydi ve mekan da buna paralel bir büyüme göstermeliydi. Bu düşünce doğrultusunda mekan değiştirildi. Her yıl Nisan ayında gerçekleşen ‘Salone’nin 2006 yılında adresi Rho-Pero olacaktı. Genişleyen ‘Salone’ ailesi bugün Salone del Complemento d’Arredo (dekorasyon aksesuarları), Euroluce(aydınlatma), Eurocucina(mutfak mobilyaları), Eimu(ofis mobilyaları), Sasmil(mobilya endüstrisi için aksesuar ve ürünler) ve Salone’nin gözbebeği Salone Satellite(alternatif mobilya tasarımları-öğrenci işleri) ile dev bir etkinlik haline geldi.
Her ne kadar Eurocucina, Eimu ve Sasmil iki yılda bir vuku bulsa da, devleşen organizasyonun kabına sığmayacağı 90’ların sonlarında herkes tarafından kabul edilmiş bir gerçekti. Zira daha 10 yaşına basmadan fuar, uluslararası bir nitelik kazanmıştı ve yeni bin yılda şanına yaraşır bir mekanda ziyaretçilerini karşılamalıydı. Salone, sanat, mimarlık ve endüstriyel tasarımı bir çatı altına topluyordu ve yeni evini Massimiliano Fuksas şekillendirecekti.
Yüzyılın fetiş objeleri en az onlar kadar gösterişli bir çatı istiyordu. Fuksas dalgalanan ve tekrara düşmeyen, devasa boyutlardaki yapısıyla 90’lı yılların Expo çadırlarına ‘fütüristik’ bir yorum kazandırdı. Alabildiğine ticari olması beklenen ve bu nedenle etkileyici bir estetik anlatımın çok da umursanmadığı Expo’lardan farklı olarak Fuksas’ın yapısı, izleyende ilk görüşte aşk denebilecek bir bağlılık yaratıyordu. Bir etkinlik olmasa da görmek isteyeceğiniz bir yapıyla karşımıza çıktı Fuksas. Fuar alanı da artık en az kentin kendisi kadar canlıydı ve her kıvrımıyla deviniyordu.
Fuksas Mimarlık Ofisi ve Yeni Milano Fuar Merkezi
Massimiliano Fuksas Mimarlık Ofisi, 80’lerden itibaren Avrupa mimarlığının önemli aktörlerinden biri olacağının sinyallerini vermeye başlar. Ofis, bir yandan dünyanın farklı bölgelerinde önemli yapılar üretirken, diğer yandan kuramsal birikimin yenilikle birleştiği bir düşünüş tarzının yansıması olan konsept projelere imza attı. 69’da La Spienza Üniversitesi’nden mezun olan Fuksas için önemli olan fikrin dönüşüm sürecidir. Eskizden modele, modelden plana ve plandan yapıya....
Massimiliano Fuksas Mimarlık Ofisi’nin imzasını taşıyan işler arasında Ferrari Araştırma ve Geliştirme Merkezi, Roma'daki İtalyan Kongre Merkezi, İtalyan Uzay Ajansı Merkezi, Bordeaux Çağdaş Sanat Merkezi, Strasbourg Zenith Konser Salonu ve Salzburg Europark gibi belli programları olan yapıların yanı sıra Kudüs'teki Behlehem Merdiveni ve gibi konsept projeler de yerini alır.
Litvanya asıllı Romalı Fuksas, farklı şehirlerde çalışmalarını sürdürürken, büyük metropollerin şehircilik problemlerine karşı da yıllar içinde yoğunlaşan bir ilgi geliştirir.
Sadece mimarlık değil şehircilik söz konusu olduğunda da Fuksas’ın tavrı değişmez. Tasarım anlayışının bir ucu varoluşu sorgularken diğer ucu, çıkan sonuçlara şüpheyle yaklaşır; üretimlerinde estetik kaygılarının, kalıcılık ve diğerlerine yarar sağlama amaçlarını gölgelemesine izin vermez.
2000 yılında yönetmenliğini üstlendiği Venedik Uluslararası Mimarlık Bienali'nin başlığı, 'Daha Az Estetik, Daha Çok Etik' olur. 20 Şubat 2004 tarihli Radikal Gazetesi’nde yayınlanan röportajında muhabir Evrim Altuğ’un sorularını yanıtlayan Fuksas, “Ben, ahlakın bir vizyon biçimi olduğu kanısındayım. Bu anlamda geleceğin de bir vizyon olduğunu ve onu yitirdiğimizi sanıyorum. Mimarlar, insanlar, sanatçılar olarak yıllar önce Joseph Beuys'un da dediği gibi bir topyekun yaratının uzantılarıyız. Estetik de ilginçtir ama hayatın sadece bir parçasını oluşturur. Bakın, dört yıl önce yaptığımız bienal’den sonra herkes, etikle diğer disiplinlerin ilişkisini araştırmaya ve birbirine sormaya başladı. Çocuklarımızı düşünmeye başladığımızda, iki türlü ağaç imgesini akla getirebiliriz. Birinci biçimde, üç yıl yetiştirdikten sonra ağacı kereste olarak doğrarsınız. İkinci ağaç örneği ise aynı bir meşe gibi onlarca yıl toprakta kalır, yeşerir, kalınlaşır, büyük, ulu bir şeye dönüşür. Ben gölgesinde insanların serinleyebileceği bir meşe olmaya çalışıyorum” cümlelerini kurar.
Yeni Milano Fuar Merkezi de, bu kalıcı olma tutkusunun bir eseri olarak algılanabilir. Elbette kalıcı olmak kelimesinin altında sürekli devinen, dahası Fuksas’ın da dediği gibi ‘akışkan’ bir yön olmalıdır. Tüm bu sıfatlar yeni fuar merkezini tanımlamak için de kullanılabilir. Örtü sisteminden, taşıyıcılarına, aydınlatmasına, iç mekan tasarımına kadar her haliyle bir bütün olan mekan nefes alan, çok ayaklı bir kabukluyu andırır.
Aynı röportajda Fuksas projelerine dair, “Son beş yıldaki projelerime dikkat ederseniz, 'akışkanlık' olgusu üzerine eğildiğimi görebilirsiniz... Bir örnek vereyim: Şu anda Taksim Meydanı'na bakıyoruz. İnsanlar gelip geçiyor. Onlar bir yerlerden gelip bir yerlere gidiyorlar. Hepsi nereye gittiğinin bilincinde ama biz onların yönlerini tahmin edemiyoruz. Ve gördüğümüz şey, akan birtakım izlerden ibaret. Bu izlerden yola çıkarak bir mimari dile ulaşabilir miyiz? Soru bu. Ya da Kuantum Fiziği'ni düşünün. Onda da düzensizlik, belirsizlik vardır. Kaos gibi görünse de, kanununu çözemediğimiz bir düzendir o. İşte bu akışkan düzeni, 'fluksus'u(akışkanlığı) düşünmeli ve pratiğe geçirmeliyiz” der.
Fuksas’ın yapıları da faklılaşan insan doğası gibi her defasında farklı duygu durumları yaratır. Mimar, yeni fuar merkezi projesinde müşterisinin ondan bir yapı değil, bir duygu yaratmasını istediğini ısrarla vurgular. O halde söz konusu konseptin mimarda ve dolaylı olarak izleyende yarattığı duygu nedir? Elbette bu sorunun yanıtı subjektiftir. Anıtsallığı, hareketli ve akışkan mimarisiyle yapının yarattığı ilk intiba yukarıda da belirttiğimiz gibi hayranlık olsa da yayıldığı alanın büyüklüğü düşünüldüğünde ilk karşılaşma korkutucu da olabilir. Tam da yapıyı çözdüğünüze inandığınız noktada karşınıza çıkan sürprizlerle yapının kişiye yaşattığı duygusunun ‘şaşkınlık’ olabileceğini söylemek de mümkün.
Yapı Dergisi’nin 289. sayısının 74-81. sayfalarında yer verilen ve Burçin Yılmaz tarafından çevirisi yapılan proje metni:
Milano Yeni Fuar Merkezi’nde boyuna oluşturulmuş bağlantı aksı, merkezin ana dinamosu olacak şekilde tasarlanmıştır. Bu aks bütün kompleksin strüktürünü oluşturan bir omurgadır. “Merkezi aks” etkinlik alanlarını, bilgi merkezini, kesişimin ve aynı zamanda varoluşun mekânını temsil eder. Bu konseptler, 0.00 kotunda ve +6.50 kotundaki yaya köprüsü aracılığıyla bağlantılara sahip olan ana aks üzerindeki bina dizileri için geliştirilmiştir.
Binalar; restoranlar, toplantı salonları, bürolar, sergi salonlarına bağlanan resepsiyon bölümleri gibi pek çok işlevi içinde barındırır. Merkezi aks boyunca yer alan bu binalar su, yeşil alanlar ve betondan oluşan peyzajlı bölgelerin üzerinde asılmış gibidir.
Yaya yolu, fuar alanına doğru, biri doğu öteki batı girişi olarak kullanılan iki bölge arasında uzanır. Sergi salonunun yan taraflarındaki paslanmaz çelik ve cam cepheler ekran işlevi görür. Çatı örtüsünün dalgalı, hafif strüktürü bir duvağı andırır.
Pavyonun cephe hatlarıyla sınırlandırılmış merkezi aksın örtüsü 46.000 metrekarenin üzerinde bir yüzey alanına sahiptir. Uzunluğu 1300 metreyi geçer. Genişliğiyse yaklaşık 32 metredir. Çatının paralel kenar formlu ağ strüktürü çelik profillerden oluşmuştur. Paralel kenarlar küresel düğüm noktalarıyla birbirine bağlanmış ve altındaki profillere ayaklarla tutturularak tabakalı camla örtülmüştür. Ağ strüktürü, merkezi aks boyunca tek bir sabit genişlik elde etmek için 2.7x2.25 metre ölçülerinde modüllerden yararlanır. Batı ve doğu girişlerinde genişlik 40.59 metreye çıkarken, yükseklik ise 16 metre ile 23 metre arasında değişmektedir. Ağ strüktüründe 32.000’den fazla düğüm noktası bulunur. Bu da 38.929 paralel kenar çerçeve oluşturur.
Çatı örtüsü 183 adet çelik kolonla desteklenmiştir. Çatı örtüsünün formu tasarlanırken kraterler, dalgalar, kumullar, tepeler gibi doğadaki çeşitli yükseltilerden esinlenilmiştir. Doğada da olduğu gibi aynı biçim asla iki kere yinelenmez ve ziyaretçilere sürekli çeşitlenen bir perspektif verir.
Rakamlarla Massimiliano Fuksas’ın Milano Yeni Fuar Merkezi
Toplam Alan: 2.000.000 metrekare
Yapının Alanı: 1.000.000 metrekare
Resepsiyon: 8.000 metrekare
Ofisler İçin Ayrılan Alan: 35.000 metrekare
Sergileme Alanı: 400.000 metrekareden fazla
Kongre Merkezi: 47.000 metrekare
Toplantı Salonu Sayısı: 80
Restaurant Sayısı: 20, Her biri 1.100 metrekare
Bar Sayısı: 25, Her biri 400 metrekare
Ziyaretçi Park Alanı Sayısı: 20.050
Katılımcı Park Alanı Sayısı: 4.320
Sergileme Pavyonların Sayısı: 10 (İkisi iki katlı)
Pavyonların Boyutu: 164 x 224 mt
Kapalı Sergileme Alanı: 60.000 metrekare
İnşaat Süresi: 27 ay
Bütçe: 750 milyon euro
|