Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Milano'nun Sürreal, 'SuperSize' Hilkatları




İtalyan tasarımcı, neredeyse geniş bir masa büyüklüğünde, neo-klasik kaide üzerinde yükselen beyaz altın kaplama, devasa ‘pasta kasesi’ne gözünü dikmiş şaşkınlıkla, “Neden her şey bu kadar büyüdü?” diyor. İyi soru. Geçen hafta Milano Tasarım Haftası'nda pek çok ‘büyük şey’ vardı. Global mobilya marketindeki hızlı büyüme düşünüldüğünde bunu da 'normal' karşılayabilirdik. Kaldı ki fuar da devasa boyutları, katılımcıları ve ziyaretçileriyle hiç olmadığı kadar çok iş yaptı. İnanılmaz bir trafik kargaşası vardı ve caddeler tıka basa taksilerle doluydu.

Studio Job tarafından Bisazza için hazırlanan "basket" adlı heykelsi çalışma
Fuarın yaratıcı yüzünü yönlendiren ve evinde yenilik arayan milyonlarca insanın esin kaynağı haline gelen tasarımcılara hakim olan ‘supersize-devasa boyutlar’ çılgınlığına bağlı olarak çok sayıda büyük obje vardı. ‘Gigantism’in tek kanıtı bu dev ‘pasta kasesi’ değildi. Etrafında en az onun kadar abartılı versiyonlarıyla demlik, çay tepsisi ve kasesi de vardı. Bu ‘Alice Harikalar Diyarında’ durumu Hollandalı tasarım ikilisi Studio Job tarafından, İtalyan mozaik firması Bisazza için hazırlanmıştı. Görsel çekicilik, zengin sembolik anlatım ve hiç bir özrü olmayan uygulanamazlık... ortaya çıkan işler tasarımın neo-sürrealist stilinin bir çerçevesi niteliğinde. Belli ki, 20. yüzyıl ortasından gelen Piero Fornasetti’nin; Studio Alchymia ve Memphis’in post-modernist ‘kitsch’ fantazileri tasarımcılara esin kaynağı olmuş. Studio Job, Bisazza ve New York tasarım galerisi Moss için hazırladığı devasa boyularda bronz tavalar, kupalar ve kovaları gayet güzel kotarmış. Ortaya çıkan işlerin abartısı da tam ayarında, öyle ki neredeyse her bir mozaik parçası dijital imajdaki bir piksele denk geliyor. Studio Job’dan Nynke Tynagel yapılan işi, “Eğer her bir çalışmayı alışıldık boyutlarına indirseydiniz, pikseller pürüzsüz gümüş yüzey izlenimi yaratabilirdi” şeklinde açıklıyor.
İspanyol Jaime Hayon'ın Bisazza için hazırladığı neo-sürrealist 'Pinokyo'su, grafik ve ürün tasarımını bir araya getiren çift teknikli bir yorum.
İspanyol tasarımcı Jaime Hayon’da, Bisazza için hazırladığı ‘Pixel Ballet’ başlıklı enstelasyonunda, kendine has göz alıcı tarzında ve dahası kırıklı/pürüzlü; bir o kadar başarılı ve ‘abartılı’ mozaik parçalar yaratmış. Bu neo-sürrealist çılgınlığın ticari bir mantığı da var. Avrupalı mobilya üreticileri için bu ‘sansasyon’, küreselleşmenin tekdüzeliğinden kaynaklanan can sıkıntısına ve Çin’in kızıştırdığı rekabet ortamına karşı düşünülmüş akıllıca bir savunma yöntemi. Bu alabildiğine kullanışsız objeler aynı zamanda otel ve ofis lobilerinde görsel cazibe rolünü de başarıyla oynadıkları için, geçtiğimiz hafta boyunca Milano’yu sokak sokak dolaşan yetenek avcısı galericiler ve sanat simsarları tarafından da ‘tasarım-sanat’ olarak alınıp-satıldı. Elbette çok daha farklı yaklaşımlar sergileyen tasarımcılar da vardı. Neo-rasyonalistler... Tasarımın, değişen ihtiyaçlarımıza ve mobilya endüstrisinin hızla tüketilen doğal kaynaklarından doğan çevresel krizlere çözüm üretmesinin gerekliliğine inanıyorlar. Tıpkı erken 20. yüzyılın daha iyi bir dünya yaratmak için çabalayan modernist kaşifleri gibi.
Esin kaynağını Eero Saarinen'in "Womb Chair" ve Hans Wegner'in "Flag Halyard Lounge Chair" gibi klasik modernist sandalyelerden alan "Slow Chair" Fransız tasarımcılar, Ronan ve Erwan Bouroullec tarafından Vitra için tasarlandı ve ileri teknoloji kullanılarak üretildi.
Neo-rasyonalistlerin manifestosu geçtiğimiz hafta 'La Triennale di Milano’da, İngiliz tasarımcı Jasper Morrison ve Japonya’dan Naoto Fukasawa tarafından seçilen ve mütevazi bir zeka barındıran objelerin bir araya geldiği ‘Super Normal’ başlıklı sergide de ilan edildi. 'Super Normal', ‘alışıldık olan’ fikriyle yaratılan objelerin varlığını kutladı ve biz de onları sahip oldukları ruh ve kullanışlı yapıları yüzünden sevdik. Morrison, varolan objeler üzerinden yeni bir tasarım yaratmayı deniyor ve ‘super normal’ objelerin niteliğine inanıyor. Established & Sons için hazırladığı koleksiyondaki ahşap şarap saklama kutusu ‘super normal’ın en iyi örneklerinden biri. Hollandalı tasarımcı Hella Jongerius ise Vitra için hazırladığı vazo, kavanoz ve tabaklarını; tavşan kulağı, kuş gagası ve penguen kanadı gibi eklemelerle daha çekici bir hale getirerek sürrealistlerin stil ve fonksiyon ilişkisiyle flört ederken aynı zamanda neo-rasyonel prensiplere de sadık kalmış oluyor. Fuarın en akılda kalan ve tasarımın çevreye olan sorumluluğuna dair yapılsalcı bir tavır olarak da okunabilecek olan enstelasyonlarından biriyse, Finlandiyalı mobilya firması Artek’in La Triennale’deki pavyonuydu. Pavyon, Japon mimar Shigeru Ban tarafından, yeni bir tür dönüşümlü atık kağıttan tasarlandı ve içine iki yeni koleksiyon yerleştirildi. İki yeni koleksiyondan ilki hızlı büyüyen, ekolojik sorumluluk taşıyan bambulardan yapılmış masa ve sandalyelerdi. Diğeriyse Artek’in kurucularından, Finlandiyalı mimar Alvar Aalto’nun 30’larda tasarladığı, yıpranmış eski sandalye ve taburelerin kullanıldığı bir koleksiyondu. Artek bu ikinci koleksiyon için Finlandiya’daki okul ve anaokullarından topladığı eski sandalye ve taburelerin yerine yenilerini koymayı da ihmal etmemiş. “Bu tasarımlar hala üretimde” diyor Artek’in yaratıcı direktörü Tom Dixon, “Yılların izleriyle de ne kadar güzel olabileceklerini göstermek istedik.” Bakalım Milan 2007’nin ‘supersize’ sansasyonları da yılların izlerini bu kadar iyi taşıyabilecek mi? Alice Rawsthorn International Herald Tribune - 22 Nisan 2007 Orijinal metin için tıklayınız


http://www.yapi.com.tr/haberler/milanonun-surreal-supersize-hilkatlari_95568.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!