www.yapi.com.tr: Bize kısaca Taykon Çelik'ten bahsedebilir misiniz?
T. Telcioğlu: Tan-Metal, sanayi yapılarının çatı ve cephe kaplamalarını yapıyor. Taykon Çelik ise çelik konstrüksiyon üzerine yoğunlaşmış durumda. Hadde mamülü çeliğin kullanılabileceği her alanda varız, bunun potansiyeli daha geniş. Kaplama grubuyla karşılaştırırsanız, kaplama grubu sadece sanayi yapılarında var olabiliyorken, çelik ise mekanların hepsinde var olabiliyor.
www.yapi.com.tr: Çelik konstrüksiyon uygulamaları daha yeni yeni talep görmeye başladı. Siz, pazarın durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
T. Telcioğlu: İnce cidarlı çelik konstrüksiyonu, ki yavaş yavaş İstanbul'da villalarda kullanılmaya başlandı, altyapısında yarı mamulü mamul haline getiren firmalar tarafından yapılıyor. Bizler ise, yurtiçi yurtdışı sac üreten firmalardan tedarik edip, projelendirip, şekillendirip yerlerine uyguluyoruz.
İnce cidarlı çelik konstrüksiyonu konusunda şöyle bir sıkıntı var; 5 ve 6 mm üzeri galvanit Türkiye'de bulunmuyor. 275 gram galvanit kaplama kalınlığı henüz yeni yeni bulunabilmeye başlandı. Bu bağlamda, ince cidarlı çelik konusunda daha yolun başında olduğumuzu düşünüyorum.
Doğru bir uygulama mıdır? Ülkemiz ılıman iklim kuşağında. Soğuk iklim kuşağındaki gibi çelik villalarda başarılı olamaz diye düşünüyorum. Çelik yapıları, villalarda çok doğru bulmuyorum. Bir takım uygulamaları gezdim, fuarlarda yapılan numuneleri inceliyorum. Numunelerde yapılan inanılmaz hatalar görüyorum.
Bu anlamda çok geride olduğumuzu söylemek mümkün. Ama bu bir süreçtir. Türk halkı, birinci dünya ülkelerindeki gibi önceliği fiyata değil de kaliteye verdiği zaman, biz firmalar kendimizi daha çok geliştirip daha yeni teknolojilere açacağız. Gün geçtikçe doğruyu bulacağız. Sanırım ülkemizde son 30 yılda yapılan binaların minimum yüzde 70'i yıkılmıştır ve yerine yenileri yapılmıştır. Bu sürekli dönüşüm, beraberinde kalitesizliği doğuruyor. Kalitesizlik de ülkenin gelişimine engel oluyor.
www.yapi.com.tr: Sektörün karşılaştığı zorluklardan bahsettiniz. Bu zorluklar içerisinde siz nasıl bir strateji uyguluyorsunuz?
T. Telcioğlu:Biz, altyapısından dolayı ince cidarlı çelik yapılarda varolmak istemiyoruz. Ağır hadde mamulleri ve ağır konstrüksiyon içeren çelikte var olmak istiyoruz.
Son yıllarda ağır çelik grubunda da yurt dışı kökenli bazı firmalar, kendi ülkelerinin ürünlerinin kullanılması adına Türkiye'de üretilmeyen ağır hadde mamullerinin projelerini ortaya koymaya başladılar. Yavaş yavaş ülkemizde de, proje grupları buna yönlenmeye başladılar. Aslında dünyada artık çelik çok kısıtlı. Gemideki mamulü, ancak rica minnet alabiliyorsunuz. İthal profil olup da hemen bulabileceğimiz bir proje hemen hemen yok.
Bizim ülkemizde de demir çelik fabrikaları bu tarz ağır hadde mamüllerini üretmeye başlarsa çok daha rahat olacağız.
www.yapi.com.tr: Modernizasyon, çevre, araştırma ve geliştirme gibi başlıkları içeren 'demir çelik sektörünü yeniden yapılandırma programı' yürürlüğe girdi. Siz umutlu musunuz?
T. Telcioğlu: Dürüst olmak gerekirse, bunların biraz fantastik olduğunu düşünüyorum. Konuşmalarda olası ama pratikte uygulanabilirliği yok diye düşünmüyorum. Ülkemizde tüketici bilinci artmadıkça, insanların önceliği fiyat değil de kalite olmadıkça, üretici firmalar kendini geliştirmek adına değil de en ucuzu bulmak adına zamanlarını harcamadıkça ve ürün portföyü genişlemedikçe olacağını sanmıyorum.
Piyasa koşullarında, yaptığınız her yeniliği cebinizden karşılamak durumunda kalıyorsunuz.
İzmir'de 1000'den fazla çelik konstrüksiyon işi yapan firma var, ama 900'den fazlasının kaynak motoru bile yok. Biz, kendi öz kaynaklarımızla makine parkurumuzu hazırladık, tesisimizi kurduk.
Türk halkının genel yaklaşımı, 1 Lira malzemeyse, 1 Lira da işçiliktir şeklinde. Bu mantık, bizim gelişimimize çok engel oluyor. Bizden, mühendislik, proje hizmeti alıyorsunuz. Bizim çalışanlarımızın hepsi çok iyi eğitim alıyor, kaynağı nasıl tutması gerektiğini biliyor. Ama falanca sanayi sitesindeki falanca ustayla rekabet etmemiz olanaklı değil. Ancak bu kısır döngünün aşılmasıyla sektörün önünün açılacağını düşünüyorum. Biz işverenler, kalifiye eleman konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz.
www.yapi.com.tr: Taykon Çelik sektör içerisinde kendini nasıl konumlandırıyor?
T. Telcioğlu: Taykon Çelik olarak yerel bir güç olmaya çalışıyoruz, bölgesel bir güç olmak istiyoruz. Çelikte ön plana çıkardığımız şey ahlakımız. Sektörde, bir tarafta çelik malzemesi satıcısı adı altında simsarlar var. Aylık yüzde 4 vade farkıyla mal satmaya çalışıyorlar. Nerden ne kazanırsam kardır diyen tedarikçilerimiz var. Ben kaynakçıyım diye dolaşan üç- beş bin insan var. Bunların hiç iş ahlağı ve etik değerleri yok. En ürkütücü olanı ise, "Evet inanıyorum, sen kalitelisin. Ama usta fiyatına yap" diyen bir zümre var.
İzmir inşaat Mühendisleri Odası'na "Çelik konstrüksiyon konusunda deneyimli proje müdürleri aranıyor" diye bir ilan koyduk aylar önce. Ama koca İzmir'de yok. Çok karamsar bir tablo çizmek istemiyorum, ama durum bu. Bölgede çelik konstrüksiyonun çok bakir olduğunu düşünüyorum. İzmir, daha çeliği bilmiyor. Biz biraz erken yol alıp süreç içerisinde hazırlığımızı tamamlayarak çelik talep edilmeye başlandığında yola çıkmak istiyoruz.
www.yapi.com.tr: Fuarı nasıl buldunuz?
T. Telcioğlu: İzmir Yapı Fuarı, sektördeki diğer firmalara "Biz buradayız, yaşıyoruz" demenizi sağlıyor. Pazarlama aktivitesi için insanlara güven veriyor. Burası, bölgesel çalışanlar için kesinlikle doğru bir yer.
www.yapi.com.tr: İleriye dönük beklentilerinizden ve hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?
T. Telcioğlu: Biz kendi pazarımızı kendimiz yaratıyoruz. Taykon Çelik olarak, otomatik kumlama ve boyama hattımızı devreye sokacağız. Ağır çelik konstrüksiyon uygulamaları, birinci dünya ülkelerinde nasıl yapılıyor diye araştırıyoruz. İnsan gücü az, iş gücü ağırlıklı makineyle sıfır hata yapmak için alt yapı çalışmalarımıza devam ediyoruz.
www.yapi.com.tr: Özellikle çelik sektöründe satınalmalarla, şirket evlilikleri ile sektör yeniden şekilleniyor. Sizin bir yabancı ortak arayışınız var mı?
T. Telcioğlu: Ortaklık düşüncemiz var. Geçmişte bazı girişimlerimiz oldu, ama denemek istemediklerini söylediler. Kurumsallaşmasını tamamlamış büyük firmalar bu anlamda daha avantajlı. Bizim gibi kobilere yurt dışında bakış açısı tamamen olumsuz. Bunun için fantezi yapmanın anlamı yok.
|