Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

"Uzmanın Görevi, Yatırımcıyı ve / veya Tasarımcıyı Doğru Yönlendirmektir"

Cemil Yaman, LEED sertifikası almış hiçbir yatırımcının pişman olmadığını söylüyor ve "Bu konuda ne kadar çok talep gelirse, yatırımcılar da o kadar ilgili olacaklardır; yeşil bina sayısı da o kadar artacaktır" diyor.

Mesut Tufan
2 "Uzmanın Görevi, Yatırımcıyı ve / veya Tasarımcıyı Doğru Yönlendirmektir"

Gündemde olan birçok 'yeşil' projede 'danışman' olarak onların ismi geçiyor: ERKE Tasarım. Türkiye'nin ilk LEED Gold sertifikalı yeşil binası Siemens Gebze tesislerinde, aydınlatma, ısıtma, soğutma ve HVAC sistemlerinde yüzde 30 enerji tasarrufu, yüzde 70 su tasarrufu sağlandı. Wilo Pompa A.Ş'nin İstanbul Orhanlı-Tuzla’daki tesis yatırımı ise sektöründe Avrupa'nın ilk LEED Gold Sertifikalı binası oldu. Projede, yüzde 27 enerji tasarrufu, yüzde 58 su tasarrufu elde edildi. Yüzde 33 enerji tasarrufu, yüzde 45 su tasarrufu sağlayan Torium AVM de, Türkiye'nin ilk Gold sertifikalı alışveriş merkezi oldu.

2007 yılında kurulan ve aslında oldukça geniş bir yelpazede hizmet üreten ERKE Tasarım, 'yeşil bina' danışmanlığının yanı sıra, düzenlediği eğitimlerle de 'yeşil bina' sertifikasyon sistemleri konusunda uzmanların yetişmesine, sektörün bilinç çıtasının yükseltilmesine katkıda bulunuyor. USGBC LEED® Faculty™,  LEED AP BD+C, BREEAM Assessor Cemil Yaman, gelinen noktadan memnun. Yaman, şu an yapılmakta olan bütün ticari yapıların, özellikle ticari projelerin yeşil bina kriterlerine uygun olarak inşaa edildiğini söylüyor. LEED sertifikası almış hiçbir yatırımcının pişman olmadığını söyleyen Yaman, "Bu konuda ne kadar çok talep gelirse, yatırımcılar da o kadar ilgili olacaklardır; yeşil bina sayısı da o kadar artacaktır" diyor.

Siemens Gebze tesisleri projesiyle başlayarak Türkiye'deki 'yeşil bina' pratiğinin içinde olan Cemil Yaman, www.yapi.com.tr'nin sorularını yanıtladı. SiemensSiemens Gebze MesutT: Yeşil bina kavramıyla ve sertifikasyon sistemleriyle tanışmanız nasıl oldu?

10 yıl Siemens San. ve Tic. A.Ş’de Gayrimenkul Yönetimi Departmanı’nda İnşaat Yatırımları Müdürü olarak çalıştım. 2006 – 2007 yıllarında Siemens’in Gebze tesislerini projelendirdik ve inşaatına başladık. Yeşil bir proje olan tesis yatırımı, bir anlamda Türkiye’de de LEED’in gündeme gelmesine katkıda bulundu. Türkiye’de LEED Gold sertifikası alan ilk proje olduğu için, özellikle inşaatın tamamlanmasının ardından mimarlar, mühendisler, çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından ciddi bir ilgiyle karşılandı. Gebze projesi üzerinde çalışırken konuyu sevdim ve yurt dışına gittim; gerekli eğitimleri alarak LEED AP (uzman) oldum. Eğitimlere devam ederek, LEED Faculty ünvanını da aldım. Böylece, Türkiye’nin Amerikan Yeşil Bina Konseyi (USGBC) adına resmi eğitim veren öğretim görevlisi (LEED Faculty) oldum.

Özellikle yeşil binalar konusunda uzmanlaşmış bir firma kurmak fikri nasıl ortaya çıktı?

ERKE Tasarım, 17 yıllık mühendislik, proje, danışmanlık deneyimi ile 2007 yılında elektrik proje tasarımı hizmetleri veren bir mühendislik firması olarak eşim tarafından kuruldu. ERKE Tasarım, benim desteğim ile 2007-2008 yılları arasında yeşil bina konularında da hizmet vermeye başladı. Zamanla aydınlatma, enerji, LEED ve BREEAM konularında danışmanlık veren, enerji ve gün ışığı modellemeleri üzerinde yoğunlaşan, son olarak da akustik hizmetleri sunan bir firma oldu. Şu an her bir alanda devam etmekte olan bir çok projemiz var. Özellikle yeşil bina konusunda 20’nin üzerinde projede çalışıyoruz. Çok ciddi, kurumsal firmalarla işbirliği yapıyoruz. Bir yandan da yurtdışına açıldık; Amerikan şirketleriyle çalışıyoruz. Örneğin Coca Cola’nın Pakistan Karachi projesi bunlardan biri. Kale Havacılık ve Pratt & Whitney ortaklığının İzmir’de hayata geçirilen fabrikasına da danışmanlık hizmeti veriyoruz.

Bu yıl USGBC ile imzaladığımız sözleşmeyle, söz konusu kurumun Türkiye’deki eğitim anlamındaki tek resmi partneri de Erke Tasarım oldu. Bu eğitimlere LEED AP’ler de katılabiliyorlar. Bildiğiniz gibi LEED AP’ler sertifikalarını iki yılda bir yenilemek zorundalar. Bunu da ya sınava girerek, ya da iki yıl boyunca girdikleri çeşitli eğitimler ve etkinliklerden 35 kredi toplayarak yapabiliyorlar. Türkiye’de bu anlamda tek resmi eğitim ERKE Tasarım tarafından verildiği için, bu eğitime katılacak uzmanlar 7 kredi alacaklar. Eğitimlere, Uzakdoğu’dan, Güney Afrika’dan dahi katılanlar olabiliyor. Ayrıca gün sonunda verdiğimiz sertifika ile uzmanlaşmak isteyen Mühendis ve Mimarlar  LEED Green Associate sınavına girebilmeleri için ön koşulu sağlamış olacaklardır. Yeşil bina denilince daha çok ticari yapılar akla geliyor. Bunun dışında da yeşil bina uygulamaları var mı?

Şu anda yapılacak olan bütün binalar, özellikle otel, alışveriş merkezi, ofis gibi ticari yapılar, sanayi tesisleri yeşil bina kriterlerine uygun olarak inşa ediliyor. Ama elbette ‘yeşil’ konut projeleri de var. Örneğin şu anda Dumankaya ile Kurtköy’deki Flex projesini yapıyoruz. Ayrıca ESİN Yapı’ya ait ve Zincirlikuyu’da inşaa edilen Istanbloom binası da danışmanlığımızda LEED sertifikası almaya çalışan bir ofis ve konut projesidir. Konut sektöründen de bu anlamda ciddi bir talep olduğunu söyleyebiliriz.



Foto: Wilo Pompa A.Ş.

En başından bu yana sürecin içinde olan biri olarak, yatırımcıların ‘yeşil bina’ algısında ne gibi değişiklikler gözlemliyorsunuz?

Siemens’in Gebze projesi yapılırken, ‘yeşil bina’ konusu Türkiye’de çok az bilinen bir konuydu. Yatırımcılar, öncelikle maliyetin ne olacağıyla ilgileniyorlardı. Bu konuda uzman olsun olmasın, herkes fikir yürütüyordu. Kimisi yüzde 1, kimisi ise yüzde 10 civarında ek maliyet getireceğini iddia ediyordu. Oysa sertifika, danışmanlık ücretleri ve bazı simulasyonlar dışında bu işin ek bir maliyeti yok. Bu, sadece bir bilinç işi; yapacağınız işi doğru noktasından yakalamanız yeterli. Örneğin malzeme seçimini, rengi ve şıklığı yanında insan sağlığına etkilerini de değerlendirerek yapmak gibi. Yeşil binalar her şeyden önce, tasarım ve inşaat sürecinde ilgili tüm kişilerin, partnerlerin bilgi düzeylerinin ciddi biçimde artmasına, daha bilinçli tasarım yapmalarına ve daha bilinçli bir satın almaya yardımcı oluyor. Şöyle söyleyeyim; piyasa kabülleri belirleyici olduğu için bu konuda ne kadar çok talep gelirse, yatırımcılar da o kadar ilgili olacaklardır; yeşil bina sayısı da o kadar artacaktır.

Uluslar arası yatırımlarda görülen artışın bu anlamdaki yansımalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gerçekten yurtdışından ciddi bir ilgi olduğunu görüyoruz. Türkiye’de proje düşünen uluslar arası şirketler, yatırımlarının mutlaka yeşil bina kriterlerine uygun olmasını istiyor. Bu konuda bir anekdot aktarmak isterim. Yaklaşık üç yıl önce LEED kriterleri kapsamında değerlendirdiğimiz  bir projede, yatırımcı daha ilk değerlendirme toplantısında sertifikaya gitmeyeceğini belirtti. Aynı yatırımcı, yaklaşık iki yıl sonra yine geldi ve LEED sertifikası almak istediklerini söyledi. Sahaya gittiğimde binanın kaba inşaatının bittiğini, elektro-mekanik sistemlerinin siparişinin verildiğini gördüm. Bu noktada artık yapılacak bir şey kalmamıştı. Nedenini sorduğumda, yabancı bir yatırımcının projeyle ilgilendiğini, ancak LEED sertifikası olması şartını aradığını öğrendim. Artık kullanıcıların da yeşil binaları tercih edeceklerini söyleyebiliriz. ABD’de ekonomik kriz öncesinde çalışanların en önemli kriterlerinden biri de çalıştıkları ofis binasının yeşil olup olmadığıydı. Bugün görüyoruz; LEED sertifikası almış hiçbir yatırımcı pişman değil. Yatırımcının LEED ya da BREEAM tercihinde belirleyici olan nedir? Yerine getirilmesi gereken kriterlerin zorluğu olabilir mi?

Her iki sistemi de yatırımcıya doğru anlatmak gerekiyor. Kriterlerin hepsi uygulanabilir, herhangi bir zorluklarının olduğunu söyleyemeyiz. Sonuçta her iki sistem de ‘yeşil’ bir bina yapmak için oluşturulmuş. Yatırımcının doğru karar verebilmesi için önüne konulan yatırım hesaplarının (fayda-maliyet analizleri) doğru ve  mantıklı olmasıdır. Geri dönüşü kısa olan tüm yatırımlar genellikle kabul görülmekte ve yatırımcılar tarafından gerçekleştirilmektedir. BREEAM 1994 yılında, LEED ise 1998 yılında geliştirilmiş; her iki sertifikanın amacı da çevreye saygılı, su ve enerji tasarruflu, sağlıklı binalar yapılmasını sağlamaktır. Mutlaka birbirlerinden farkları olacaktır; çünkü biri ABD, diğeri ise İngiltere kaynaklı.

Bizim gördüğümüz, ABD’lilerin çok pratik oldukları. Sürecin takip edilmesi ve yönetilmesi anlamında çok kolay bir sistem oluşturmuşlar. LEED online üzerinden her şey otomasyona bağlanmış. Leedonline’da bulunan çeşitli LEED şablonlarını doğru olarak doldurduğunuzda, hiçbir sıkıntı yaşamıyorsunuz. Bu noktada BREEAM’in, LEED’e göre biraz daha manuel bir sistem olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca LEED’in referans aldığı standartlar, mühendislerimizin, özellikle makine ve elektrik mühendislerimizin bildikleri standartlar. Mühendislerimiz, yaptıkları yeşil bina olmasa bile ASHRAE standartlarını takip ediyorlar. İki sistemin malzeme yaklaşımı da biraz farklı. BREEAM, malzemenin yaşam döngüsü boyunca çevreye olan etkisine bakıyor; LEED ise emisyon salımına.



Foto: Torium AVM

Sertifika alabilmek için çeşitli başlıklar altında sınıflandırılmış kredileri tamamlamak gerekiyor. Türkiye’nin koşullarına uygun olmadığını düşündüğünüz kriterler var mı?

Türkiye’de uygulanmayan birkaç kredi var; ama diğerlerinin uygulamasında bir sorun olduğunu söyleyemeyiz. Bir projede suyla ilgili kredilerin tamamını, bir diğerinde sürdürülebilir alanlarla ilgili  kredilerin tamamını rahatlıkla alabiliyoruz. Elbette her kriteri her ülkeye uygulayamayabilirsiniz; örneğin her ülkede ‘yenilenebilir malzeme’ bulunamayabilir, bulunsa da üzerinde çalışılan projeye uygun olmayabilir. Ya da maliyetinden dolayı projede yenilenebilir enerji kaynaklarının uygulanması yatırımcının ilgisini çekmeyebilir. Ama enerji, su tasarrufuyla ilgili inanılmaz güzel çalışmalar yapıyoruz.

Türkiye’de yeşil malzemelere yönelik bir etiketleme sistemi henüz yok. ‘Yeşil’ malzemelere ulaşmak konusunda bir sıkıntı yaşıyor musunuz?  

Birkaç yıldır Türkiye’de de yeşil malzemeler konuşuluyor. Örneğin linolyum, geri dönüşümlü ve insan sağlığına zarar vermeyen halılar, sertifikalı ahşap, bambu gibi malzemelere Türkiye’de de rahatlıkla ulaşılabiliyor. LEED, BREEAM gibi sertifikaların bir amacı da, yeşil bina yapımına uygun ürünlerin geliştirilmesini sağlamak. Böylece üretici de motive oluyor; piyasaya yeşil ürünler sunmak noktasında teşvik ediliyor. Zaman zaman seramik, yapıştırıcı, boya vs üreticileriyle görüşüyoruz; onlar da ürünlerini nasıl sertifikalandırmaları gerektiğini soruyorlar. Aslında bir ürünün ille de etiketli olması gerekmiyor; belli kriterleri karşılaması yeterli. Bu kriterlerin ne olduğu da LEED’de açıkça belirtiliyor.

Çalıştığınız projelerde ne gibi uygulama sorunlarıyla karşılaşıyorsunuz?

Uygulamada kesinlikle bir zorluk yaşamıyoruz; ancak bu süreçlerin uzman firmalar ve kişiler tarafından yönetilmesi gerek. Bu nedenle, amaçlanan sonuca ulaşmak için, sürecin teorik ve pratik aşamalarının profesyonel, tecrübeli kişiler tarafından yönetilmesi şart. Elbette her projede olduğu gibi bu tür projelerde de insan kaynaklı bazı sıkıntılar yaşanabiliyor. Burada önemli olan karşı tarafın işini kolaylaştırmak. Siz karşı taraftan doneleri alacaksınız, bunları planlayacaksınız. Örneğin atık yönetimi planını yapmak, LEED AP olan kişinin işidir. Uzmanın görevi, yatırımcıyı ve / veya tasarımcıyı doğru yönlendirmektir. Yatırımcıların, düşük maliyet yüksek sertifika seviyesi elde etmek için teorik ve pratik(uygulama) tecrübesi yüksek, teknik konularda fikirler yürütebilecek, tüm disiplinlerin dilinden anlayabilecek uzman firmalar ile çalışmasını öneriyorum.

Disiplinler arası çalışma gerektiren bir süreçten bahsediyoruz. Koordinasyon nasıl sağlanıyor?

Koordinasyonu sağlamak danışmanlık hizmetini veren uzmana düşüyor. Biz, partnerlerden birinde olan bir değişikliğin diğerlerine de doğru aktarılması ve onların projelerinde de dikkate alınmasını sağlamak için tümleşik tasarım yönetim sistemini uyguluyoruz. Bütün partnerlerin bir arada olduğu toplantılar yapıyoruz. Tasarım aşamasında bu görev biraz da tasarımı koordine edecek ekibe düşüyor. Bu, mimari ekip de olabilir, proje yönetimi ekibi de.

Peki proje, sertifikayı alınca her şey bitiyor mu? Sonrasında ne oluyor?

Bu işin en önemli kriteri sürdürülebilirlik. Eğer bunu sürdüremiyorsanız, binayı dört dörtlük yapmış, sertifikayı almış olmanızın hiçbir anlamı yok. Bu noktada işletme ekibine büyük bir sorumluluk düşüyor. Bakımların düzenli olarak yapılması, ilgili kriterlerin sürekli izlenmesi gerekiyor.

Verilen sertifikanın geri alınması söz konusu mu?

Hayır, binaya verilen sertifikanın şartlarının korunup korunmaması yatırımcıya ya da işletmeciye kalmıştır. Sertifikanın geri alınması diye bir şey söz konusu değil.
   
Erke Tasarım'ın üzerinde çalışmakta olduğu projelerden bazıları

AMPLIO HILTON GARDEN INN OTEL (İstanbul)
PD Prime Development Gaziantep Alışveriş Merkezi
Transvaro TOSB WORK INN OTEL (İstanbul)
Birleşim Mühendislik Fabrika ve Yönetim binası (İstanbul)
Gelal Ofis ve Üretim Binası (Çankırı)
Istanbloom Ofis ve Konut Binası (İstanbul)
Coca Cola Karachi Project (Pakistan)
Method Reserach Company (İstanbul)

17 Eylül'de LEED eğitimi

Amerikan Yeşil Bina Konseyi'nin (USGBC) Türkiye'deki tek resmi eğitim partneri olan Erke Tasarım'ın düzenlediği LEED eğitimleri de devam ediyor. 17 Eylül Cumartesi günü yapılacak eğitimle, LEED BD+C değerlendirme sistemi, kredi amaçları, gereklilikler, referans standartlar, krediler arasındaki ilişkiler ve LEED sertifikasyon sürecinin temelini ele alacak. The Green Park Hotel Bostancı'da 08:30 - 18:30 saatleri arasında yapılacak eğitim, özellikle LEED AP'ler, LEED Green Associate'ler ve LEED AP BD+C sınavına katılmak isteyenler için öneriliyor. Cemil Yaman 'ın (USGBC LEED® Faculty™,  LEED AP BD+C) vereceği eğitimin sonunda verilecek USGBC onaylı sertifika ile LEED Green Associate sınavına girme hakkı kazanılacak.

http://www.yapi.com.tr/haberler/uzmanin-gorevi-yatirimciyi-ve-veya-tasarimciyi-dogru-yonlendirmektir_88839.html

Read Comment Section
2 Yorum Yorum Yaz
  • Cemil Yaman burda diğer eğitimlerin kabul edilmediğini deil ama USGBC adına eğitim verebilen Türkiye'deki tek partnerin olduğunu söylüyor. Ben eğitimine de katıldım, tüm dökümanlar ve sunum Amerikan Yeşil Bina Konseyinine ait. Linkten USGBC adına eğitim veren tek kurumun ERKE Tasarım olduğunu görebilirsiniz : http://www.usgbc.org/ShowFile.aspx?DocumentID=10114 Yani bence yanlış yönlendirme yok. YANITLA
  • Bu yazı diyor ki: Bu yıl USGBC ile imzaladığımız sözleşmeyle, söz konusu kurumun Türkiye’deki eğitim anlamındaki tek resmi partneri de Erke Tasarım oldu. Burada bir yanlışlık olmalı. Biz Türkiye'de bu konuda USGBC ile MOU imzalamış olan STK olan ÇEDBİK'den eğitimler aldık ve USGBC bu eğitimleride kabul ediyor. Yani LEED Associate veya LEED AP kalmak isteyenler ÇEDBİK'den de eğitim alabilirler. Burada Cemil Bey yatırımcıyı/tasarımcıyı doğru yönlendirmiyor... YANITLA
2 yorumdan 2 tanesi gösteriliyor. 
Yorumunuzu ekleyin
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!