
Türkiye’de Şehirler Bisikletle Barışacak

İklim Değişikliğine 'Dur'...

6. Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu

Kent Yöneticilerine Özel E-öğrenme...

5. Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu

İstanbul Yaşanılmaz Kentler Arasında

Geleceğin Şehri İnşa Ediliyor

Adalar'da Sürdürülebilir Ulaşım...

Akıllı Şehirler, Teknoloji...

Enerjide Türk Planı: A, B, C

Enerji İthalatında Düşüş

"Büyüyen Kentlerin Bisiklet...

3. Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu

Dünyanın En Yaşanabilir Şehirleri

2. Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu

Türkiye'nin Yaşanabilir Şehirlerinden...

"Yaşanabilir Şehirler / Livable Cities"
3. Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu'nda Akıllı ve Enerjide Verimli Çözümler Tartışıldı
WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler’in, bu yıl İTÜ Ayazağa Kampüsü'nde düzenlediği 3. Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu, dünya ve Türkiye’den 40’ı aşkın konuşmacının katılımıyla geçekleştirildi. İki gün süren sempozyumda uzmanlar, “Yaşanabilir Şehirler” için “Akıllı ve Enerjide Verimli Şehirlerin” önemine dikkat çekti.

"Sürdürülebilir Kentsel Gelişim: Dönüşüm ve Verimlilik" Moderatörlüğünü Marmara Belediyeler Birliği Çevre Merkezi Yöneticisi Ahmet Cihat Kahraman’ın yaptığı "Sürdürülebilir Kentsel Gelişim: Dönüşüm ve Verimlilik" konulu oturumda, WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Danışma Kurulu Üyesi ve Özyeğin Üniversitesi Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi Direktörü Prof. Dr. Pınar Mengüç, WRI Bina Verimliliği Yöneticisi Jennifer Layke ve EMBARQ Mexico Şehir Networkü Koordinatörü Gisela Mendez bilgi, deneyim ve çözüm önerilerini paylaştı. Mengüç: “Türkiye’deki 6,5 milyon binanın 2023'e kadar yenilenmesi gerekiyor” Konuşmasında sürdürülebilir şehirlerin ortaya çıkmasında üniversitelerin rolüne değinen WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Danışma Kurulu Üyesi ve Özyeğin Üniversitesi Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi Direktörü Prof. Dr. Pınar Mengüç, “Üniversiteler özellikle enerji açısından sürdürülebilir şehirlere önemli katılar yapmaktadır. Bir iklim değişikliği yaşıyoruz. Binaların iklim değişikliğine etkisi oldukça önemli seviyelerde. Örneğin sıcaklık artıkça klima kullanımı artıyor. Bu sorunların üstesinden gelmek için üniversitelerden yüksek teknolojik çözümler getirecek radikal fikirler çıkmalı. Üniversitede açılan araştırma merkezleri bu açıdan oldukça önemli role sahip. Bu merkezler farkındalığı artırabilir. Bu sayede bilim yapabilir, yeni teknolojiler üretebiliriz. Bu merkezlerde nano teknolojiden sürdürülebilir finansa kadar birçok proje üretiliyor. Bu çözümlerin topluma ulaştırılması açısından STK’lar oldukça önemli. WRI gibi STK’lar ile çalışarak bu sorunun üstesinden gelmeye çalışıyoruz.” dedi. “Çözümlerin topluma ulaştırılması için birleştirici bir düşünceye sahip olmamız gerekiyor” diyen Mengüç, “Psikoloji ile mühendislik ya da mimarlık ile finans bir arada çalışmalı. Örneğin, insanlara bir çözüm götüreceğimiz zaman nasıl düşündüklerini, düşünce yapılarını bilmemiz lazım. Radikal olup bildiklerimizi unutarak elde edeceğimiz yeni bilgiler ile çözümler üretmeliyiz. Türkiye’de 6,5 milyon bina var. Bu binaların 2023 yılına kadar yenilenmesi gerekiyor. Bu da ancak yüksek teknoloji sayesinde kolay ve ucuz bir şekilde yapılabilir. Birçok üniversite, STK, bakanlıklar ortak akılla hareket etmeli. Burada amaç bu işin sonunda amaç mümkün olduğunda fazla enerji tasarrufu yapabilmek.” şeklinde konuştu. Layke: “Her yıl 4,3 milyon kişi, konut kaynaklı kirlilikten hayatını kaybediyor” Sürdürülebilir şehirler için binalarda dönüşüm konusu üzerinde duran WRI Bina Verimliliği Yöneticisi Jennifer Layke, “Birçok kişi binaların statik birer yapı olduğunu düşünüyor. Ancak aslında binalar bizimle çalışıyor, bize rahat bir hayat imkânı sunuyor. Şehirlerdeki alanların yüzde 50’sini binalar oluşturuyor.” diyerek “Peki, bu binalar bize uygun ortamı sunuyor mu?” sorunu yöneltti. Önemli olanın bu sorunun yanıtı olduğunu dile getiren Layke, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Binalarımız, enerji tüketiminden kaynaklanan sera gazı salımının 3’te birini oluşturuyor. Şehirler büyüdükçe, yeni binalar inşa ediliyor. Sonuç olarak daha fazla enerji tüketiyorsunuz, bu da daha fazla sera gazı emisyonu anlamına geliyor. Bina inşaatlarımızı bu şekilde sürdürmemiz durumunda 2050 yılına kadar bu emisyon iki katına çıkabilir. Binalarda bizim için uygun ortamlar yaratacak şekilde bir değişime gitmeliyiz. Yaşanabilir şehirler için binalar ile ilgili çözümler geliştirmek gerekiyor. Bunun da yolu, bina verimliliği için aksiyon ve politikalar üretmekten, binalarda yenileme için hedefler koymaktan, standartlar belirlenmekten geçiyor. Enerjide verimlik projeleri hayata geçirilmeli. Bu şekilde binalar verimli hale getirilirken temiz enerji de bölgesel bazda sağlanmalıdır. Enerji verimliliği çevremizi koruyabilir, sağlık durumumuzu iyileştirebilir. Dünyada her yıl 4,3 milyon kişi konut kaynaklı kirliliğe bağlı olarak hayatını kaybediyor.” Mendez: “Yaşanabilir şehirler kurarak 17 trilyon dolar tasarruf elde edebiliriz” Yeni bir iklim ekonomisi ile karşı karşıya oldukları uyarısında bulunan EMBARQ Mexico Şehir Networkü Koordinatörü Gisela Mendez ise, “Bunun için şehirler, arazi kullanımı ve enerji konularında değişiklikler yapmamız gerekiyor. İklim değişikliği ile mücadele için bu üç temel unsuru dikkate almalıyız. Yaşanabilir şehirler kurarak 2050 yılına kadar 17 trilyon dolar tasarruf yapabiliriz. Bu amaçla toplu taşıma ve araçlara olan talebin yönetilmesi, verimli binalar, vatandaş katılımı, kamuya açık yerlerin yönetimi gibi bir çok alanda entegre çözümler üretiyoruz.” dedi. |