Projenin şemasını oluşturma aşamasında göz önüne alınan ilk hedef, yalnızca
sanat şaheseri olacak bir alışveriş mağazası tasarlamak değil ama aynı zamanda
Birmingham için mimari bir ‘landmark’ haline gelecek bir proje ortaya koymak
olmuş. Böylelikle yapının kendisin de kentsel dönüşüm için gerçek bir katalizör
olacağı öngörülmüş. Tasarıma ön ayak olan fikir de böylelikle ortaya çıkmış.
Bir süpermarketin ana hedefini yeniden yorumlamaya girişen
tasarımcılar, bunu sadece biçin ve görünüş anlamında kotarmanın yeterli
olmadığını düşünmüş olsa gerek ki, bu gibi mağazaların toplumdaki işlevini ve
rolünü değerlendirmeye girişmişler. Varılan sonuçlardan ilki, bu gibi
mağazaların dini yapılarla kurduğu ilişki olmuş. Yüzlerce yıldır bir arada
gelişen kentin dini ve ticari yaşantısı dikkate alındığında ise Selfridges
tasarımı ortaya çıkmış.
Proje, St. Martin’in tipik Gotik mimarisine aşkın
bir tür arka fon oluştururken, süpermarket ile kentin kilisesi arasında güçlü
bir görsel gerilim oluşuyor. Birmingham’ın güneyinden gelen trenlerden ilk
ipuçlarının algılanabileceği bu silüet etkileşimi, bir kez 21. yüzyıl Rönesans’ı
yaşayan kentin gizem ve heyecanını yansıtıyor.
Yapının biçimi bir bedenin
yumuşak hatlarını veya bir tekstilin kıvrımlarını hatırlatırken yüzeyi
dalgalanarak zeminden yükseliyor. Bu sırada çatıyı da şekillendiren bu yüzey
hareketinin devamlılığını sürdürüyor. Binlerce alüminyum diskin bir araya
gelmesi ile oluşturulmuş kabuk, sürünen pullarına benzer ince, heyecan verici
dokusu ile bir Paco Rabanne elbisesini andırıyor. Güneş ışığında parlayan bu
yüzey, havadaki dakikalık değişimleri yansıtıyor; yanından geçen her canlı ve
cismin renklerine ve biçimlerine bürünüyor: Aynı nefes alan, hareket eden bir
varlık gibi…
Selfridges süpermarketin iç mekan
tasarımının boş bir kanvas olarak değerlendirilmesi çok sayıda değişken
fitting’in bir araya gelmesine olanak tanımış. İç mekanın temel noktaları
tasarlanırken dramatik çatının iç avluyu aydınlatması, heykelsi asansörler ve
hacimde küçük ama aynı şekilde güçlü iç avlu hacmi gibi elemanların entegrasyonu
en önem verilen kriter olmuş. Elbette dış kütlenin yarattığı beklentilere cevap
vermek üzere…
|