TCDD Çalışanı ve Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Üyesi Soner Önal
Marmaray Projesi’nin dosyaları arasında, TCDD ile Belediye tarafından imzalanan bir protokol var. Bu protokole göre yaklaşık 20 tane istasyonun kentsel dönüşüm projesi kapsamında değerlendirilmesi söz konusu. 5793 Sayılı Kanun çıktıktan sonra bunun da hukuki zeminini hazırlamak çok zor olmayacak. Pendik’ten başlayarak, Halkalı’ya kadar merkez istasyonları arazileriyle birlikte istiyorlar. Bunlar da güzergah üzerindeki kentsel dönüşüm projelerine denk düşüyor. Mesela Yakacık’ta hastane arazimiz var. Bu hastane İstanbul’daki iki sanatoryum hastanesinden biriydi. Ancak kurum hastanelerini devrederken ortadan kaldırdılar. Şu an Sağlık Bakanlığı’nda ve başka özellikte bir hastane olarak kullanıyor. Ama sonuçta bu arazi Demiryollarının arazisi. Şimdi buranın Marmaray güzergahıyla ne alakası var? Demiryolunun geçmediği bir yerde, çok yukarıda bulunuyor. Ama Marmaray Projesi kapsamında, kentsel dönüşüm anlamında planlanması gereken yerlerden biri olarak görünüyor.
Bizim iddiamıza
göre Marmaray Projesi’nde iki önemli nokta var. Bir kere yapacakları kentsel
dönüşüm kuşağında bir ulaşım ağı örmüş olacaklar. Bunu yaparken direk arazilere
el koymak yerine, yeni bir hale sokarak el koyacaklar. Çünkü o zaman yaptıkları
şeyi makul yollarla açıklayabilecekler. Şimdi çıkıp Belediye "Ben TCDD’nin 20
tane istasyon arazisi ve binasını aldım, buralara gökdelen dikeceğim" dese tepki
çeker. Ama bir proje kapsamında bunu yapması çok farklı olacaktır. Bir taşla iki
kuş vurmuş olacaklar anlayacağınız. Hem ulaşım koridorunu oluşturmuş oluyorlar,
hem de orada planladıkları kentsel dönüşüm projelerine arazi yaratmış oluyorlar.
Çünkü özel mülkiyet arazileri kısıtlıdır. Bu nedenle arazi konusunda bir sıkıntı
var. Örneğin gökdelen projeleriyle ilgili tartışmaya açılan yer İETT arazisidir.
TCDD’nin Marmara kıyılarındaki arazileri de bu açıdan bulunmaz nimettir.
Yanılmıyorsam TCDD, kamu kuruluşları arasında en fazla arazi ve gayrimenkule
sahip kurumdur. Çünkü çok büyük bir ağı var. Eskiden demiryollarının kenarında
30 metreye kadar paylar vardı. Şimdi 12 metreye kadar indirdiler. Özellikle
Kartal’dan Haydarpaşa’ya gelene kadar demiryoluna çok yakın bahçe sınırları ya
da binalar görebilirsiniz. Aslında onlar TCDD arazisidir. Şimdi Marmaray Projesi
kapsamında 63 kilometrelik bir banliyö hattını alacaklar.
1995 yılından itibaren hazırlanması istenen, yeniden yapılanma programları çerçevesinde TCDD’nin tasfiyesine yönelik çabaların bir parçası olan bir kanun var. Bu kanun tasarısı şu anda meclise gönderildi ve bu tasarı içinde Marmaray, TCDD arazisi olarak görünmüyor. Orası belirsiz bırakılmış. Yine yabancı bir konsorsiyuma devredileceği yönünde söylentiler var. Olay sadece Haydarpaşa’yı Marmaray kapsamından çıkarıp orada bir proje gerçekleştirmek değil. Bunun Belediye ile TCDD arasındaki protokolle iyice görüyoruz.
Haydarpaşa ile ilgili olarak 2004’ten beri şunu söylüyoruz: "Marmaray Projesi’yle devre dışı bırakıldıktan sonra Haydarpaşa işlevsiz kalacak." Şu anda Marmaray’ın CR1 etabı olarak adlandırılan banliyö hatlarının iki yoldan üç yola çıkarılmasıyla ilgili DLH ile TCDD arasında bir protokol var. Bu protokole göre inşaatın 8 Aralık’ta başlaması gerekiyor. Bunu düzelten bir emir de yayınlanmış değil. İnşaat kapsamında 28 istasyon binasını yıkacaklar. Bunların içinde büyük çoğunluğu tarihi olmak üzere 157 tane sanat yapısı var. Bu inşaat başladığı takdirde Haydarpaşa’yı da onların istediği noktada tartışmak zorunda kalacağız.
|
