Ütopyanın Düşündürdükleri* Bugün Dünden Farklıdır
Son yıllarda Bilbao kentinde gerçekleştirilen Guggenheim Modern Sanatlar Müzesi de mimaride bir ütopya. Yapı tasarımındaki şimdiye kadar süregelen bütün birikimi sarsan bir imge. Aynı aile tam elli yıl önce New York’ta o zamanın taşlarını yerinden oynatan müzesini yaptırmıştı. Bunun için gerekli mimar seçimini bilen veya öğrenen kişilerdi. Yaptırdıkları işler kilometre taşları oldu. Paris’te Louvre Müzesi’ndeki cam piramit, mimarından fazla Mitterand’ı, Kültür Merkezi ise Pompidou’yu unutturmayacak. Vizyonu olan yöneticiler olarak tarihte yerlerini alacaklar. Kültürel düzeyin yansımaları yalnız toplumsal değil, bireyseldir de. Politik veya finans gücünün kimin elinde olduğu önemlidir. Türkiye’nin elinden kaçan yalnız yeni bir başkent kurma büyük fırsatı değil. Bütün Anadolu yeniden kuruluyor, baştan inşa ediliyor. Geleceğin toplumunun temel taşları gençliğin eğitildiği biçimlendirildiği, yönlendirildiği onlarca üniversite kampusu genelde sıradan konular gibi ele alınmış, mimarları yerli veya yabancı olsa da, çağdaş uygarlığa bir katkımız olamamıştır. Gelişen finans çevrelerinin büyük yatırımları da mimarlık ortamını
etkileyecek tasarımlar için kaçırılmış fırsatlar olmuştur. Zenginlerimiz
geleceğe katkıda bulunacak deneysel ilgiler yerine, geçmişin anılarıyla doyum
sağlamayı yeğliyorlar. Örneğin, eski eşya veya kolay ulaşılan tablo
koleksiyonları yapıyorlar. Oraya gelebildik. * Çimsa Çimento San. ve Tic. A.Ş.’nin 22 Eylül 2000’de Ankara’da düzenlediği “Beyaz ve Mimarlık’ta Ütopya” konulu panelde sunulan bildiriden..
|