Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ÇED Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı




Sadece Haydarpaşa değil, şu anda bütün kıyılarımız, okullarımız, eski eserlerimiz, garlarımız çok büyük bir tehdit altındalar. Şu sıralar öğrendiğimize göre Söğütlüçeşme tren istasyonunu da kaldıracaklar. Salı Pazarı’nın kurulduğu Kuşdili Çayırı, Taş Yapı tarafından turizm ticaret merkezi haline getirilecek. Bu konuda da davalar açıp mücadele ediyoruz. Kadıköy yakasında çok ciddi tehditler var. Zaten ufak ufak Moda’daki otelle başladılar. Bizim Boğaz’ı kurtaracak diye dört gözle beklediğimiz Marmaray Projesi, aslında bir sürü mega kentsel dönüşüm projesinin hızlı ulaşım ayağı haline getirildi.

Haydarpaşa Garı ve liman, İstanbul için çok önemlidir. Dünya lojistik sektörü, gelişmiş ülkelerde son derece büyük ataklar yaparken; Türkiye’de ihracatın önemli bir kısmını gerçekleştiren bu kadar önemli bir konteynır limanı ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Üstelik bütün 100 bin ölçekli planlarda, liman için yer bulunamamışken. Bir bakıyorsunuz kıyı kanunları değiştiriliyor; Haydarpaşa’ya cruise limanı yapılmaya kalkılıyor. Temel olarak ülke ekonomisinin dışa bağımlılığı için hazırlanmış bir oyunun parçasıyla karşı karşıya olduğumuzu görüyorum. Anadolu’nun İstanbul’a açılan kapısı yok ediliyor ve şu anda dünyanın yeni turizm stratejistlerinin hiç doğru bulmadığı cruise turizmi bize dayatılıyor. Oysa ki artık yüzen kumarhanelerde geçirilen bir tatil anlayışının değil; dünya kültürlerini birbirleriyle buluşturacak farklı turizm konseptlerinin geliştiğini görüyoruz.

Son günlerin en önemli gündemi ekonomik kriz... Aslında çok belliydi bu gidişin sonu. Çünkü artık doğal, tarihi, ekolojik değerlerin yok edildiği bir sürece girildi. Bunu biz en çok İstanbul’da yaşıyoruz. Bu anlamda bakıldığında, Haydarpaşa Projesi bugüne kadar gördüğümüz en "hain" projedir. Marmaray, liman ve yaratılacak kapalı alanları işin içine dahil ettiğinizde; bütün kentsel, tarihsel, ekonomik parametrelerle birlikte değerlendirdiğinizde, sadece garın ortadan kaldırılmasına ilişkin bir proje olmadığını görürsünüz.

Dünyada toplumsal algıyı yönlendirmek çok ciddi bir sanat oldu şu sıralar. Bütün iktidarlar önce bunu yapıyorlar. GAP İnşaat’ın hazırladığı, büyük yapı yoğunluğu olan proje önce el altından sanal alemde yayıldı. Yanına Haydarpaşa’nın bakımsız resimleri koyuldu. "Böyle çöplük olarak mı kalsın?" denildi. Üstelik bu oyuna bazı akademik çevreler de dahil oldular. İdeolojik olarak da bu kılıfı hazırlıyorlar. Akademik çevre, Batı’dan gelen son neo-liberal ekonominin kentçilik anlayışını, Harvey’in "umut mekanları" dediği satılacak hale getirilmiş, ambalajlanmış mekan teorisini çok fazla benimsiyor. Kentsel dönüşüm lafı çıkıyor, üniversitelerde bütün çocuklarımıza kentsel dönüşüm projeleri yaptırıyoruz. En son çok büyük bir üniversitemizde gördüğüm bir projeden bahsedeyim size... Göksu Deresi’nin kenarında kültür merkezleri, tiyatrolar... Derenin her iki tarafı da yapılanmış. Böyle bir akademik algı var. Diyorlar ki, "Efendim dünyada Londra Garı örneği var". Yahu senin garın kullanılıyor! Yaşayan bir kültürel mirası sen işlevsiz bırakıyorsun. Zaman içinde kendiliğinden işlevsiz kalmış değil burası. Hatta o kadar ihtiyaç var ki bu aksa, daha fazla güçlendirmek bile gerekiyor.

Geçenlerde yine bir arama toplantısı yapıldı. Samimi olarak biz de gittik. Çünkü planı artık belediye, yani kamu yapacaktı ve bu bizim için anlamlıydı. Çünkü kurul kararına göre artık bir koruma planı yapılması ve bunu da doğal olarak kamunun yapması gerekiyor. O toplantıda birçok akademisyen ve kurum temsilcisinin aldığı karar şuydu: "Haydarpaşa İstanbul’un çok önemli bir kentsel, kültürel ve lojistik değeridir. Gardır ve gar olarak kalmalıdır." Ne oldu? Bu karar da açıklanmadı.

Son olarak bir Torba Kanun çıkarıldı. En kötüsü de yapılan 100 bin ölçekli planlarda, belediyenin planlamayla ilgili kurumlarının bile eleştirilerine rağmen, Haydarpaşa bir turizm - ticaret merkezi ve cruise liman olarak gösterilmiş durumda. Biliyorsunuz bunu iptal ettirdik. İptal gerekçelerimizin en önemlilerinden biri de Haydarpaşa’ydı. Başka bir 100 bin ölçekli plan hazırlandı. Bunda da aynı şey... Karşı taraf çok ısrarlı ama biz de çok kararlıyız. Israrlı olmalarının nedeni de verilmiş sözler, alınmış paralar olabilir. Ben daha üst düzeyde, IMF programlarında verilmiş sözler olduğunu düşünüyorum. Ayrıca elde edilecek bu beş milyar dolar direkt sizin kasanıza girecek bir para değil. Siz zaten sadece Cumhuriyet Bayramı’nda atılan havai fişeklere 2,5 milyon dolar harcayabilen bir ekonomisiniz. Dünya krize girerken sarsılmayan bir ekonomi, beş milyar dolar için kendi varlığını satar mı?


TÜMÜNÜ GÖSTER HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3
http://www.yapi.com.tr/haberler/mimarlar-odasi-istanbul-buyukkent-subesi-ced-danisma-kurulu-sekreteri-mucella-yapici_95877.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!