Sınırların Ötesinde Tasarlamaya Dair…
UIA, anahtar konuşmacıların ses getiren sunumlarının yanı sıra mimarlar arasında paylaşıma olanak veren alçakgönüllü sunumlara da sahne oldu. Mimar Robert Brown’ın “'Dansçı, Mimar, Tasarımcı ve Tapınak' Japon Tasarım Duyarlılıklarının İnsan, Mekan ve Tektonik Üzerinden Keşfi” adlı sunumu 7 Haziran 2005 Perşembe günü G2 salonunda gerçekleşti. Yaptığı sunumun anlaşılması güç başlığına karşıt bir samimiyet vadeden Robert Brown konuşmasına “taklit etmemek ama canlandırmak, dayamamak ama saygı duymak için sınırların ötesinde çalışırken, nasıl davranmalıyız?” sorusuyla başladı. Güney Afrika’da Ndebele’lilerin turistik açıdan oldukça ilgi çeken renkli evleri üzerinden “otantiklik” kavramını irdeleyen Brown, aslında bu boyaların 1940’larda devlet teşviki ile yapıldığından ve kentin bilinçli olarak bu imgeye doğru evirildiğinden bahsetti. Küreselleşen dünyada otantik olanın ayırdına varmanın güçlüğüne dikkat çeken konuşmacı, yabancı olarak farklı kültür algımızın kendi deneyimlerimizden kaynaklandığını, söz konusu algının yalnızca görsel deneyimlere dayandığında yanlış çözümlemelere yol açabileceğini belirtti. Geçtiğimiz yıl Plymouth Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nin, Japan 21 Foundation desteği ile gerçekleştirdiği workshoptaki deneyimlerini izleyicilere aktaran Brown, öğrencilerin kendi değerlerini dayatmadan yeni bir “yerel” değer tasarlamalarını, aynı zamanda var olanı tekrarlamadan canlandırmalarını amaçladıklarını aktardı. Öğrencilerin 1400 yıllık bir Shinto tapınağına ek yapı tasarlamalarının istendiği workshopta Japonya’yı ziyaret etme fırsatı bulamayan öğrencilerin bilinen klişelerin dışına çıkamayacaklarının kaygısını taşıdıklarını ifade etti. Workshop’a konu olan Japon tapınak geleneğinin köklülüğünden bahseden Brown, insanların bu tapınaklara arınmak için gittiğini ama görsel olarak da buraların birer tapınak imgesi taşıması beklentisi içinde olduklarını anlattı. Brown, öğrencilerden öncelikle Japonya’yı tanımladıklarına inandıkları bir resim istemiş. Klişelerin dışına çıkamayan bu çalışmadan sonra, anahtar okumalar yapılmış. Günün sonunda birer değerli eşya getirmeleri ve birbirlerinin değerli eşyaları için birer muhafaza tasarlamaları istenmiş. Bu çalışma, anlam ve temsil gibi konulara odaklanıyor. Bu çalışmanın sonrasında workshop iki gün boyunca Japon dansçı/koreograf, tasarımcı ve yazar olan bir eğitmenle devam etmiş. Çalışma boyunca, dans, çay kültürü ve banyo aracılığı ile Japon ve Shinto kültürüne ait duyarlılıkların irdelenmesi amaçlanmış. Robert Brown’a göre; öğrencilerin yapılarını başarı ve mutlulukla tasarlamalarının ardından çıkarılacak sonuç, alternatif doğruların varlığı ve bunlarla çalışmaya açık olmanın gerekliliğidir. Dışarıdan gelen için doğru olan, o yerel durum için geçerli olmayabilir. Bizim artık malzeme olarak gördüğümüz, başkası için yapı malzemesi olabilir. Tüm bunlarla birlikte dünyaya, inançlar ve kavramların özüne yönelik eleştirel bir bakış taşımak gerekir. Bu eleştiri ancak kendi dışımıza çıkıp, başkaları ile ilişkili olursa kendi klişelerimizi aşabilir. Brown konuşmasını yerel kimliği destekleyen daha insancıl bir mimarlık yaratma konusundaki umudunu dile getirerek sonlandırdı. “Globalleşme” değerlerine derin, insancıl ve entelektüel bir mimari bakışla yaklaşan Brown’ın sunumu izleyicilerin beğenisi ile karşılandı. www.yapi.com.tr Banu Uçak
|
