Ünlü Mimarlar İstanbul'un Renklerini Arıyor…

UIA Mimarlık Kongresi paralel etkinlikleri kapsamında 7 Temmuz Perşembe günü Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda, Marshall tarafından “İstanbul’un 1001 Rengi" başlıklı bir panel düzenlendi. Michael Sorkin, Charles Correa, Vassilis Sgolitas, Gökhan Erel ve Ayşegül Kuruç’un katıldıkları oturumda, toplantıya konuşmacı olarak katılacağı ilan edilen Kadir Topbaş’ı Büyükşehir Belediyesi, Turizmden Sorumlu Başkan Danışmanı Tülin Ersöz temsil etti. Michael Sorkin ilk konuşmacı olarak söz aldı ve konuşmasında İstanbul’un etkileyici bir kent olduğunun altını çizdi. Kentlerin renk imgelerlerini, beyaz kentler olarak anılan “Chicago” ve “Tel Aviv”, altın şehir olarak bilinen Kudüs ve Oz Büyücüsü’nde anlatılan zümrüt şehir üzerinden örnekleyen Sorkin, İstanbul’un tek bir renkle tanımlanmasının güç olduğunu, böyle bir kentin ancak büyük bir paletle ifade edilebileceğini belirtti. Michael Sorkin’den sonra söz alan ünlü Hint asıllı mimar Charles Correa rengin, kenti bütünleyici ya da farkları vurgulayıcı bir eleman olarak kullanabileceğini belirterek konuşmasına başladı. Yunanistan, Portekiz, İtalya ve Hindistan’dan renk imgeleri ile öne çıkan çeşitli yapılar üzerinden konuşmasına devam eden Correa İstanbul’un kutsal olan rengini bulmak için kendi kültürümüzü, öz değerlerimizi incelemek gerektiğini belirtti. Boyanın Hindistan’da rengin ötesinde sembolik bir yüzey tanımladığından bahseden Correa, kendi tasarımlarında da renk seçimlerini kültür ve aidiyet kavramları ile ilişkilendirerek yaptığından bahsetti. Yunanlı mimar Vassilis Sgolitas konuşmasına Charles Dickens’in “İki Şehrin Hikâyesi” kitabından, Londra ile ilgili bir bölüm aktararak ile başladı. Hepimizin farklı yaradılışlara sahip olduğumuzu ve bu nedenle renklere farklı tepkiler verdiğimizi belirten Sgolitas, günümüzde kentsel yönetimlerin kullanılacak renkleri kısıtlayan skalalar oluşturmalarını eleştirdi. İtalyan şehirlerinde yaygın olarak uygulanan bu yöntemin, özgürlüğü kısıtlayan tehlikeli bir tavır olduğunu belirten Sgolitas mimarların tasarladıkları yapıların renkleri üzerinde yeterli kontrolleri olmadığını kaydetti. Binaların özellikle reklâm panolarının işgali altında olduğunu belirten Sgolitas, mimarların renk seçimlerini dikte etmeleri gerektiğinin altını çizdi. Toplumun renk kullanan mimarlardan ürktüğünü belirten mimar bu sorunun uzun vadede kullanıcıların eğitimi ile çözüme kavuşabileceğine inanıyor. İrlanda’da temel mimarlık bilgisinin orta öğretim düzeyinde zorunlu ders haline geldiğini belirten Sgolitas, umudun bu yaklaşımda olduğu inancında. Ayşegül Kuruç konuşmasına John Gage’in “Renk ve Kültür” metnini okuyarak konuşmasına başladı. Çağdaş yapılarda renk kullanımını birkaç örnek üzerinden tartışan Kuruç, daha sonra Marshall’ın UIA kapsamında gerçekleştirdiği ‘Hayalinizdeki İstanbul’u Boyayın’ temalı atölye çalışmasındaki işlerden örneklerle konuşmasını sürdürdü. Ayasofya’nın renginin yıllarla sarıdan kırmızıya değiştirilmesi, Karaköy’deki antrepoların renk değişiminin farklı boyutlarını kent ölçeğinde ele alan Kuruç’tan sonra sözü Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş adına toplantıya katılan Tülin Ersöz aldı. Ersöz renk kullanımının insanın yaşama sevinci üzerinde çok olumlu etkilerinin bulunduğunu belirtirken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İstanbul’un çeşitli bölgelerinde kullanılabilecek renkler konusunda bir çalışma gerçekleştirdiğini, erguvan ağacı tonlarında renklerin İstanbul imajına yakışacağına inandıklarını anlattı. Mimarların, renk kavramı ve İstanbul’un renkleri üzerine düşüncelerini paylaştıkları toplantı ilgiyle karşılandı. Toplantı moderatör Gökhan Erel’in kısa kapanış konuşması ile son buldu. www.yapi.com.tr Banu Uçak