Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.

Van Kırsalı için Kapsamlı Bir Model Önerisi

Van Depremi sonrasında, Mimarlar Odası temsilcisi olarak Van’a giden ve bu çerçevede hasar tespitinde bulunan Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim görevlilerinden Dr. Ali Parsa, Van kırsalına odaklandığı çalışmasında model önerisinde bulundu.

Van Kırsalı için Kapsamlı Bir Model Önerisi

Analiz çalışmalarınız kapsamında hem yapı boyutunu hem de sosyal boyutu ön plana çıkardığınızı söylemiştiniz. Bu anlamda köydeki yaşama dair ya da genel yapılanma için bir öneriniz oldu mu?

Evet, en çok önem verdiğimiz konulardan biri çevre düzeni oldu. Köylere gittiğiniz zaman adeta çevre yok, herkes istediği yerde yapı yapıyor, istediği noktada kanalizasyon suyunu sokağa veriyor, çok büyük bir altyapı düzensizliği mevcut. Bu anlamda çevre düzenini de sağlamaya çalıştık.

Biliyorsunuz Van kurak bir bölge, bu nedenle özellikle kırsal alan için su ve suyun tekrar kullanılması çok önemli, biz de bu konuyu projemize taşıdık. Bu anlamda birkaç foseptik alanı tanımlayarak yağmur suları ile kanalizasyon sularının o fospetiklerde toplanmasını, buradan büyük bir havuza aktarılarak kirli suyun dönüşebilir hale gelmesini analiz ettik ve bu konuda önerilerde bulunduk. Bununla birlikte hayvan gübresi ‘biogaz’ anlamında önemli bir malzeme, ancak kullanılmıyor. Türkiye’de benim bildiğim 1 adet Biyogaz oluşturma merkezi var o da Ankara’da. Ülkenin çeşitli yerlerinden toplanan hayvan gübreleri bu merkeze ulaşıyor ve yakılıyor. Şimdi, biraz önce evlerin izolasyonundan ve iklim özelliklerinden bahsettik. Van’ın ve Doğu Anadolu’nun ciddi anlamda enerjiye ihtiyacı var. Bununla birlikte evlerin iklim koşullarına uygun yapılmaması da bir konu. Van kırsalında akşamları tek odada 10 kişilik aile toplanıyor, inanılmaz enerji harcıyorlar ve o odanın dışına çıkıldığı zaman buz gibi bir yere gidiyorlar. Bu ısı farkı aslında hem yapının hem de insanın konforunu bozuyor. Buna yönelik Van’da bir ısınma sistemi kurulmasını önerdik, belki 5 ya da 10 köy için faydalı olabilecek bir sistem ama en azından nakliye parasının ortadan kaldıracak. Hem köylünün refahına, ekonomisinin gelişmesine hem de yaşam konforunun yükselmesine yönelik önemli bir vurgulamaydı. Ayrıca Van, Türkiye’de en çok güneş alan ikinci kent, bu durumu projelerimizde dikkate aldık.

Bu çalışma sırasında köy yaşamının zorluğunu çok iyi hissettik. Ben daha önce, 99 Depremi’nden sonra Marmara köyleriyle ilgili araştırmalar ve benzer projeler gerçekleştirmiştim. O zaman da bunu görmüştüm, köy hayatı çok zor bir hayat. Bu hayatı sineye çekebilmeniz için, göç etmemeniz için, köydeki hayata devam edebilmeniz için şehirdeki bazı olanakların köye taşınması gerekiyor. Aksi takdirde o göç kaçınılmaz oluyor.

Köylerde okul var ama okulların yetmediği,  akşam saat 5’ten sonra özellikle Doğu Anadolu’da köy yaşamının bittiğini, insanların evlerine çekildiğini görüyorsunuz. Halbuki bu insanlar akşamda faal olabilir. Bu anlamda kendi kendini amorti edebilecek bir sosyal merkezin önemine de projemiz kapsamında vurgu yaptık. Söz konusu sosyal merkez ile; bayanların üretimlerini değerlendirebileceği, çocukların okul dışında faaliyet gösterebileceği, erkeklerle bayanların beraber vakit geçirebileceği, ki Van’ın bütün kırsalında erkek ile kadının beraber çalıştıklarını, hayatlarını beraber paylaştıklarını gördük, köye dair sorunların konuşulabileceği, hayvancılık ya da tarım alanına yönelik eğitim alınabileceği bir mekan oluşturmayı hedefledik. Bu amaçla köyde bir meydan oluşturduk ve o meydanın bir kenarında da böyle bir mekan tasarladık. O mekanının inşasında da ‘alker’ kullandık. Projemizi buraya kadar getirdik burada noktaladık.

Model önerinizi Van Valiliği ya da Van Belediyesi ile görüştünüz mü? Projenin uygulanması anlamında bir fikir oluştu mu?

Başlangıçta biz Valiliğin izni ve bilgisiyle bu araştırmaya başladık. AFAD’ın da bu konuda bilgisi ve izni söz konusu oldu. Devamında sergi açılışı sırasında bilgi verdik, tabii Van hala bir deprem bölgesi ve bütün yöneticiler orada ciddi anlamda meşguller, daha günlük ve daha akut sorunlarla boğuşuyorlar.

Van kırsalı ile ilgili hazırlamış olduğumuz bu projemizi Mimarla Odası ve Van Üniversitesi ile görüştük. Proje ile ilgili sergimiz Van’a gidecek, o dönem atölye üyelerimiz ile Van Üniversitesi öğrencileri bir çalıştay oluşturacaklar. O çalıştay çerçevesinde yetkililer de orada olacak. Bu noktada projenin daha verimli bir şekilde görüşülebileceğini düşünüyorum. Hiçbir zaman geç değil, bu konu her zaman gündemde olması gereken bir konu. Şu anda Van kırsalda aynı yanlışlıklarla aynı yapılaşma devam ediyor. Onun için geç değil.

Bu projenin devam ettirilmesine yönelik çalışmalarınız var mı? İleriki dönemlerde başka bölgeler ve kentler için benzer bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?

Bu çalışma sadece Van’ı değil bütün Anadolu’yu, Doğu Anadolu’yu ilgilendiren bir çalışma. Bu anlamda Doğu Anadolu’yu kapsayan diğer iller için de model olabilecek bir çalışma.

Bir defa depreme uygun Doğu Anadolu köy evleri diye bir kitap hazırlığı yaptık. 2012-2013 eğitim yılı başlamadan önce basılacak ve öğrencilerin dikkatine çekilecek. Özellikle ilgili bölgeye gönderilecek. Bu, şu anda devam eden bir etkinliktir. Bu kitap çalışmasına da oldukça büyük önem veriyorum; model, modelin üretimi ve modelden hareket ederek geliştirilebilecek tasarımlar bu kitap kapsamında yer alacak. Ayrıca temelden çatısına kadar bir kırsal yapı nasıl yapılabilir üzerine öğrencilerimizle birlikte bir de model hazırlıyoruz. Elbette yönetmeliğin bize sunduğu bilgilerden de faydalanıyoruz. Ayrıca bu çalışmanın 15 dakikalık kısa bir video belgeseli de olacak. Bu oradaki köylü için de çok önemli çünkü süreklilik söz konusu olacak. Bu projemizi de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile paylaşmayı hedefliyoruz.

Bu çalışma kapsamında şunu gördüm: kesinlikle idealist bir gençlik var. Bu idealist gençleri bu konuda duyarlı tutmak için bu konu da bir şeyler yapmak lazım. Depremle ilgili onlarında kaygı ve tecrübeleri var. Bu konuda karşılıklı bir bilgi akışı söz konusu oluyor.

Gelecek sergi ne zaman, nerede gerçekleşecek?

Sergi konusunda öncelikle şunu söylemeliyim; bu proje, kişisel çalışmadan çok bir ekip işi, hem kurumlar hem meslek odalarının yer aldığı hem de araştırmaya yönelik TUBİTAK gibi kurumların çalışmalarından faydalanıldığı bir çalışmayı kapsıyor. Bu nedenle serginin, öncelikle benim de bağlı olduğum Yıldız Teknik Üniversitesi’nin dahil olacağı bir birliktelikle gerçekleşmesini ve sürece katkıda bulunan öğrencilerin dahil olmasını çok önemsiyorum. Bu anlamda, Şubat ya da Mart ayında bir serginin hazırlanması üzerine düşüncelerimizin bulunduğunu söyleyebilirim.

TÜMÜNÜ GÖSTERSONRAKİ SAYFA HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3
http://www.yapi.com.tr/haberler/van-kirsali-icin-kapsamli-bir-model-onerisi_100022.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!