Yapı Dergisi'nin Mayıs Sayısı Çıktı
Yapı’nın Ocak Sayısı Çıktı!
Yapı Dergisi'nin Temmuz Sayısı Çıktı
Yapı'nın Haziran Sayısı Çıktı!
Yapı Dergisi'nin Mart Sayısı Çıktı
Yapı Dergisi'nin Şubat Sayısı Çıktı!
YAPI’nın 'Konut'a Odaklanan...
İPKB, 28 Okulu Yıkıp Yeniden Yapıyor
YAPI Dergisi Ağustos Sayısı ile Raflarda
Yapı Dergisi'nin TEMMUZ Sayısı Çıktı
Askeri Alana Toplu Konut ...
Dönüşüm ile Sağlık Alanını...
YAPI Dergisi’nin Haziran Sayısı Raflarda
Okmeydanı Hastanesi’nde Sismik...
YAPI Dergisi MAYIS Sayısı Raflarda
Köyleri Yaşatmak için Yine...
Danimarka Sahillerini Doğa...
Gaziosmanpaşa'ya Sürdürülebilir...
'Yeşil Motivasyon'u Odağına...
Kimliksiz Binalara İnat Köyünü...
YAPI Dergisi Nisan Sayısıyla...
Boşaltılan Kavramların İçini...
Parçacıkların Çarpıştığı Yerde...
Eski Binaları Yıkıp Yeniden...
Londra da Yüksek Bina Yapıyor,...
Yeşili Unutun; Önemli Olan Şeffaflık!
İşte Türkiye’nin İlk Pasif Evi!
Yapı Dergisi Seçkisi: Eğitim Yapılarının Dönüşümü
Sekiz yıldır yarattığı tartışma ortamı ve yayınları ile ülkemizde sürdürülebilir tasarım ve kentleşmenin önünü açmayı hedefleyen EKODesign Konferansı, Yapı Dergisi Seçkisi -Vaka Etütleri paneli ile sona erdi.
|
Yapı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yasemin Keskin Enginöz'ün moderatörlüğünü üstlendiği oturumda, İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında yürütülen 44 okulun projesi ile Piri Reis Üniversitesi üzerinden okul yapılarının dönüşümü ve bunun arkasındaki motivasyonlar ele alındı. Eğitimin, bugün sosyal, kültürel, mesleki, mimari gibi pek çok alana yayılan sorunların çözümü için bir anahtar olduğuna işaret eden Yasemin Keskin Enginöz; mekânın kalitesinin ve donanımının yalnızca bilgi akışında değil, bir kültürün oluşmasında da oldukça etkili olduğuna dikkat çekti. "Öğrencilerin küçük yaştan 'tasarlanmış' mekânla tanışması, ileriye dönük farklılık yaratabilir" diyen Enginöz, anaokulundan yükseköğrenime kadar nitelikli mekânda yetişen bireyin, çevre bilincine sahip olmasının, bulunduğu fiziki ve doğal çevreyi sahiplenip korumasının da mümkün olacağına işaret etti.
İstanbul'da 44 okul 'İstanbul'da 44 Okul' projesinin tasarımını üstlenen Uygur Mimarlık kurucu ortaklarından Semra Uygur da, projenin 5 yıllık bir hikayenin ürünü olduğunu söyledi. Okulların bulundukları araziye göre yeniden ve yeniden tasarlandığını, sürdürülebilir özellikler kazandırılırken mekansal yetilerinin de artırıldığını ifade etti. Semra Uygur, okulların kamusal alanlarla yüzleşilen ilk mekanlar olduğunu ve bu anlamda çıkış noktalarının anaokuldan başlayarak tasarlanmış binalarda eğitim gören öğrencilerin ileride daha iyi tasarlanmış mekanlar isteyeceği düşüncesi olduğunu belirterek; tasarımlarında, özellikle spor salonlarını geniş tuttuklarını, hayatın kendisini okul iç bahçelerinde, dolaşım alanlarında da devam ettirmek istediklerini ifade etti. "Devlet okullarının uzun zamandır tip yapılar olarak elde edilmesi bizim için bir utanç kaynağıydı; ama 'özel sektör yaparsa iyi yapar' düşüncesi de kırılması gereken bir ön kabüldü" diyen Semra Uygur; artık muhtemelen tip okul yapılmayacağını, bunun da mimarlar için bir kazanım olduğunu söyledi.
'İstanbul'da 44 Okul' projesini 'toplumsal bir proje' olarak tanımlayan Özcan Uygur ise proje kapsamında yıkılan okul yapılarının bulundukları yere yabancılıklarına işaret ederek, bunun da sürdürülebilirlik için bir sıkıntı olduğunu belirtti. Eğitimin sadece dersliklerle kısıtlanamayacağını vurgulayan Özcan Uygur, öğrenci gelişimi açısından 'derslik dışı'nın öneminin altını çizdi.
|





İŞTE Proje Yönetimi ve Mimarlık Hizmetleri Kurucu Ortağı Alev Akın ise 'proje yönetimi' sürecine değindi. 2010 yılında projeye dahil olduklarında işverenin zaten 'yeşil' bir yerleşke için ikna olduğunu söyleyen Akın, "Biz, daha önce hiç yeşil bir proje yönetmemiştik; BREEAM dokümanlarını okumamız epey zamanımızı aldı" dedi. Ancak derslerine iyi çalıştıklarını ve uygulama aşamasında da tasarımda vaadedilen değerlerin yakalandığını aktaran Akın; planlanan bütçeyi sadece yüzde 2 gibi bir sapmayla gerçekleştirdiklerini ve kendi kriterlerine göre Piri Reis Üniversitesi'nin başarılı bir proje olduğunu kaydetti.
Oturumun son konuşmacısı TURKECO İnşaat ve Enerji Ltd kurucu yöneticisi Duygu Erten de proje için, "Sürdürülebilirlik danışmanı olarak sözlerimize çok değer verilen bir proje oldu" yorumunu yaptı. Standartların dışında yapılardan oluşan proje için BREEAM'ın mevcut bazı kriterlerini değerlendirmeye almadığını, olmayan yenilerini eklediğini anlatan Erten; yerleşkenin sürdürülebilirlik yaklaşımını sadece sertifika almak olarak sınırlamadıklarını söyledi. Yeşil yerleşkelerin, üniversite eğitiminde dünya genelinde gittikçe popülerleşen bir yönelim olduğuna vurgu yapan Erten, Türkiye'de bunun örneklerinin yaygınlaşmasını beklediklerini aktardı. Erten, yeşil binanın sadece bir tasarım konusu olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, artık 'yeşil bina yönetimi'nin de gündeme gelmesi gerektiğine dikkat çekti.
