Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.

Bodrum Gibi Olmak İstemiyoruz!

Polonezköy’ü imara açacak olan planın bir aylık askı süresi 24 Ocak’ta sona eriyor. O zamana dek plana itiraz hakkı var ve bazı çevrelerden plana itiraz sesleri yükselmeye devam ediyor. Polonezköy Muhtarı Antoni Vilkoşevski de bu planın Polonezköy'ü yaşanmaz hale getireceğine dikkat çekiyor.

Bodrum Gibi Olmak İstemiyoruz!

Polonezköy’ün imara açılmasının önüne geçmek üzere çeşitli kampanyalar sürerken Polonezköy Muhtarı Antoni Vilkoşevski ile polonezköy halkının plana bakışını ve ne istediklerini konuştuk. Vilkoşevski, imar planlarının bir yerin dokusunu bozmayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Dünyanın hiçbir yerinde plansız bir yer yoktur; yani mimarın bir planı olması lazım. Ancak bir imar planı yapıldığı zaman oranın yapısını, dokusunu bozmamak lazım. Hele ki burası bir köy ise! Bugüne kadar yeşili ve doğası korunmuş bir köy için imar planı yapılıyorsa ve koruma amaçlı bir plan yapılıyorsa buranın dokusunu bozmadan ve herhangi bir yol genişletmesine, yol çalışmasına müsaade etmeyecek şekilde yapılması lazım. Bu planın var olan dokuyu koruması amaçlaması lazım. Türkiye’de imar demek bir yerin katliamı demektir. 30-40 sene önceki Bodrum’a bakalım; tamamıyla betonlaşmış bir şehir olduğunu görüyoruz…”

Çok anlamsız bir plan!

Planla birlikte köyün girişinden çıkışına kadar 12-14 metrelik yollar yapılacağını ifade eden Vilkoşevski, planın çok anlamsız olduğunu vurguladı:Köyümüz 1994 yılından beri Tabiat Parkı alanıdır. Bizim babalarımız, dedelerimiz ve İstanbul’dan gelenler burada büyük inşaatlar yapmadan, yapılmasına izin vermeden bu dokuyu korudu. Ama bundan sonra bu imar planında köyün girişinden çıkışına kadar 12-14 metrelik yollar yapılabilecek. Eğer böyle bir yol yapılacaksa Beykoz’dan başlasın örneğin Şile’ye, Cumhuriyet köyüne kadar 14 metre genişliğinde tutulması lazım bu yolun. Ama giriş çıkışlara kadar mevcut yol genişliği korunuyor, köyün içinde genişletiyorlar. Bu da çok anlamsız bir plan. Köy içinde 14 metre, ara sokaklarda ise 12 metre genişliyor yol. Hiç gerek yok buna; çok anlamsız.”

Bir yer imara açılınca tüm ekosistem bozuluyor

Vilkoşevski, İstanbul’da sadece Anadolu yakasında yaşanacak yerler kaldığına dikkat çekti ve bu şekilde imarlar çıkarsa buraların da yok olup gideceğine vurgu yaptı: “Polonezköy imara açılıyor ama bu kısıtlı bir açılma olsun. Örneğin; bazı şahısların 70-80 dönümlük yerleri var ve imardan yararlanmak isteyecekler. Tamam da bu doğal güzelliği bozmak doğru değil. Bozmak kolay, tekrar geri getirmek zordur. İstanbul’da sadece Anadolu yakasında yaşanacak yerler kaldı. Polonezköy ve etrafındaki köyler, Şile tarafları örneğin… Bu şekilde imarlar çıkarsa buralar da yok olup gidecek. Bazı insanlar kendi çıkarları için bir şeyler yapıp gidecekler ama biz burada devamlı kalacağız. Burada kimi şahıslar imara açılsın ve ev yapalım diyor, kimileri ise aman yapılmasın diyor. Şöyle bir durum da söz konusu; birkaç sitenin sakinleri de var burada ve onlar imara açılmasını istemezler. Çünkü yapmışlar zamanında. Eğer imara açılırsa kendi yerlerinin değeri düşecek. Bu da madalyonun diğer bir yüzü. Bazı şahıslarınsa boş arazileri var, küçük bir ev yapmak istiyor; onların da engellenmemesi lazım. Mevcut planda “koruma amaçlı” ibaresi yazıyor ama bunun uygulanması lazım, yani gerçekten korunması lazım. 2000’li yıllardaki muhtarlık dönemimde şöyle bir çözüm önerim vardı; 3 dönüme bir ev yapılsın; yani yüzde 5, yüzde 6 oranla 3 dönümlük bir alana ev yapılsın. 30 dönümlük yeri olan insan 30 tane villa yapmasın yani. Bir yer imara açılınca havası, suyu değişiyor; tüm ekosistem bozuluyor. Buna izin vermemek lazım. Sanatçı Erol Evgin ve İstanbul’dan pek çok arkadaşımız var bu konuya hassasiyet gösteren ve hukuki açıdan bize yol gösterecekler.”

"Elbirliğiyle bir şeyler yapmamız lazım. Benim duyumuma göre; köyün yerleşimcilerinden büyük oranda ‘hayır-red” oyu çıkarsa ve bunu dilekçelerle sunarsak plan iptal oluyormuş. Ancak hukuki açıdan doğru olup olmadığını bilemiyorum” diyen Polonezköy muhtarı Vilkoşevski sözlerini şöyle noktaladı: “Köyümüz 172 seneden beri bugüne kadar kendi çabalarıyla korundu ve 1994’ten sonra Tabiat Parkı olması da korunmasını sağladı. Ve Başbakan Erdoğan, daha uzun yıllar köyümüzün bu şekilde korunmasına yardımcı olursa çok mutlu oluruz. Bugüne kadar bu yeşili, doğayı koruduk; çocuklarımıza da bırakmak istiyoruz.”

 

http://www.yapi.com.tr/haberler/bodrum-gibi-olmak-istemiyoruz_115787.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!