İstanbul Boğazı'nda Yeni İmar...
Ünlü Yalıya 100 milyon Euro...
Topkapı Sarayı'nda 'Yangın' Sempozyumu
Sigorta Yok ama Yangın İçin de Sebep Yok
Boğaziçi'nin İmarı Görüşülüyor
Boğaz'da "SİT Talanı"!
TÜYAK Yeni Yönetim Kurulunu Belirledi
Galatasaray Binası 'Betonarme'ye...
Boğaz’a Beton Planına Danıştay’dan Ret!
Alevler Tarihi Tibet Kentini Yuttu
Boğaz'da Kamulaştırmaya Yargıtay'dan...
Rockwool Taş Yününün Yalıtımdaki...
2007'den Önce Yapılan Yüksek...
Yangında Ne Yapacağımızı Bilmiyoruz
"Boğaz Çirkin Olur"
Tarihi Restoranda Yangın
Tarihi Handa Yangın Çıktı
Türkiye'nin En Yüksek Binasında...
Haydarpaşa'da Yangının Sebebi...
Yine Tarihi Bina, Yine Çalışma,...
Bursa'nın Yangın Risk Haritası...
Yangınla Mücadelede İş Makineleri...
Kamu için Kritik Yapılar Yangına...
Galatasaray Yangını ve Düşündürdükleri
"Yangın Güvenliği İçin Pahalı...
Mimari Bir Deneyim Olarak...
TÜYAK'tan 'Çadır' Yangınları Açıklaması
İstanbul’da Yangın Sigaradan...
'Yeni Yangın Yönetmeliği ve...
Boğazdaki 240 Yalı Risk Altında
TÜYAK 2013 – Yangın ve Güvenlik Sempozyumu ve Sergisi öncesi açıklamalarda bulunan Abdurrahman Kılıç, "Tespitlerimize göre boğazda 240 ahşap yalı yangın açısından büyük risk taşımaktadır" diyerek; konut olarak yapılan sarayların ve yalıların, amacına uygun önlemler alınmadan işlev değişikliğine gidilmesinin tehlikelerine işaret etti.
10 Nisan'da İstinye’de bulunan tarihi Müşir Fuat Paşa Yalısı'nın çatısında başlayan yangın, yaklaşık 1 buçuk saat süren çalışma sonrası kontrol altına alınabilmişti
|
Türkiye Yangından Korunma Vakfı (TÜYAK), Yangından Korunma Derneği ve Sektörel Fuarcılık tarafından 14-15 Kasım 2013 tarihleri arasında bu yıl üçüncüsü düzenlenecek TÜYAK 2013 – Yangın ve Güvenlik Sempozyumu ve Sergisi öncesinde basın mensuplarıyla biraraya gelen Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, tarihi binalardaki yangın riskleri üzerine açıklamalarda bulundu. Ahşap olan tarihi yapıların büyük çoğunluğunun ciddi yangın riski taşıdığını vurgulayan Kılıç, sayıları her geçen gün azalan ve geçmişi geleceğe bağlayan köprüler olarak tanımladığı tarihi yapıların korunmasının öneminin altını çizdi.
Yangınların tarihi yapılar için her zaman bir tehdit olduğunu, ancak iletişim olanakları günümüzdeki kadar gelişmediği için gündemde bugünkü kadar yer bulamadığını kaydeden Kılıç; tespitlerine göre İstanbul Boğazı etrafındaki 240 ahşap yalının büyük risk taşıdığını vurguladı. Yanan tarihi binaların tamamına yakınının resmi binalar olduğuna dikkat çeken Kılıç, bilgisizlik veya ayrılan bütçe nedeniyle kaliteli sistemler yaptırılmamasının, bakım ve onarımlara yeterince önem verilmemesinin ve uzman personel bulunmamasının bunun en önemli sebepleri olduğunu sözlerine ekledi. Kılıç, Haydarpaşa Garı, Gazi Osman Paşa Yalısı, Müşir Paşa Yalısı, Galatasaray Üniversitesi, Milli Eğitim Müdürlüğü Binası, Hünkar Kasrı yangınlarını anımsatarak; bilinçsiz restorasyon çalışmalarının, mutfakların, sobaların ve kalorifer dairelerinin, elektrikli ısıtıcı, baca ve sigaraların tarihi bina yangınlarının en önemli sebepleri olarak öne çıktığını ifade etti. "Tarihi yapıların okul, lojman, ofis olarak kullanılması cinayettir" Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, hala tartışma konusu olan iki güncel örnek üzerinden tarihi yapılarda yangın güvenliği için yapılması ve yapılmaması gerekenleri şöyle açıklıyor: Galatasaray Üniversitesi Galatasaray Üniversitesi'ndeki yangınla ilgili İstanbul İtfaiyesi ön çalışma raporunda, ihbarın saat 19:37'de İtfaiye Komuta Merkezine yapıldığını, Beşiktaş İtfaiye grubu ekiplerinin tam takım halinde hareket ettiğini ve saat 19:43'te meydana gelen yangına müdahaleye edildiğini, ikinci ekibin Beyoğlu İtfaiye Grubumuzda saat 19:50'de olay yerine ulaşarak müdahale çalışmalarına katıldığını, yangının ilk fark edildiği nokta olan binanın boğaz cephesinde ikinci katında bulunan ve Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyeleri tarafından kullanılan odadaki yangına müdahale edildiği belirtilmiştir. Tarihi yapılarda yangının genişlemesine en çok çatılar neden olmaktadır. Çoğunlukla perdeleme yapılmadan tek bir hacim olarak yapılan ve birbiriyle bağlantılı olan çatıların bir bölümünde meydana gelen yangın, tozlarla ve ahşap yapı elemanları ile bütün çatıya ve daha sonra alt kısımlara doğru genişlemektedir. Çatı yangınlarına müdahale zor olduğundan yangının söndürülmesi kolay olmamakta ve çoğu zaman sıkılan su diğer katların da büyük oranda zarar görmesine yol açmaktadır. Tarihi yapılarda yangının genişlemesinin bir nedeni de bağdadi duvar ve tavanlardır. Birbirine paralel olarak çakılan tahtalar ve arası tuğla veya değişik malzeme ile doldurulan bağdadi duvarların yangına dayanıklı olması için bir sıva ile kaplanmakta, fakat alçı sıvalar iç kısımdaki ahşabın ısınmasına ve çürümesine neden olmaktadır. Sıvanın çatlayan bir bölümünden duvar içine giren kıvılcımlar bütün duvarın iç kısmında, yavaş yavaş ilerlemekte ve beklemeyen bir noktadan yangını diğer bölümlere geçirmektedir. Bu nedenle bağdadi yapılarda yangının söndü zannedilmesine rağmen, çok sonra yeniden büyüdüğü sıkça görülmektedir. Restorasyon çalışmalarına başlamadan önce riskler değerlendirilmediği ve çalışmalar kontrol altında tutulmadığı için tedbirsizlikle oluşan yangın tarihi yapıya büyük zarar vermiştir. Restorasyon çalışmaları sırasında yeterli yangın önlemlerinin alınmamasının eksikliği bu yangında bir kez daha görülmüştür. |


