Birleşmiş Milletler tarafından kısa bir
süre önce açıklanan rapora göre yaklaşık bir milyar kişi, temiz içme suyundan
yoksun. Her yıl 1,5 milyon çocuk kirli ve mikroplu suyla bulaşan hastalıklar
sonucu can veriyor. İklim değişikliği, dünya nüfusunun hızla artması ve sanayi
tesisleri gibi faktörler nedeniyle suların giderek daha da kirlenmesi, yakın
gelecekte dünyadaki temiz su ihtiyacının had safhaya ulaşması anlamına geliyor.
Diğer yandan insanların içme suyu ve enerji ihtiyacını karşılamak için kurulan
devasa barajlar ise çevreciler tarafından sert bir biçimde
eleştiriliyor. Deutsche Welle
Türkçe, Dünya Su Günü nedeniyle hazırladığı
haberinde, Türkiye ve Fransa'dan güncel örneklere yer
veriyor.
'Ilısu'yu durdur' kampanyası
Yaklaşık 6 bin yıllık bir kültürel miras niteliğindeki
Hasankeyf’i sular altında bırakacak olan Ilısu
Barajı'na karşı yapılan yoğun protestoların ardından, Almanya, İsviçre
gibi ülkelerin yanısıra Avrupa'dan çok sayıda banka ve firma, projeye verdikleri
desteği geri çekti. Ancak Türkiye bir süre sonra baraj inşatına tek başına devam
etmeye başladı.
“Stop Ilısu - Ilısu'yu durdur” kampanyasının
Avusturya sözcüsü Ulrich Eichelmann, bu
barajla Dicle nehrinin yaklaşık 400 kilometresinin ve birçok nehir kolunun
tahrip edileceğini ifade ediyor. Eichelmann, Hasankeyf’in yanı sıra yaklaşık 200
arkeolojik buluntunun da sular altında kalacağını ve 100'e yakın balık türünün
yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalacağını kaydediyor. Eichelmann, Ilısu
projesini “Pervasız bir kibirlilik saplantısı” olarak değerlendiriyor ve "Bu
projeyi durdurmak için yeni standartlara ihtiyaç yok, zira Dünya Baraj Komisyonu
(WCD) 1990’ların sonunda gerekli önerilerini yaptı" diye konuşuyor ve ekliyor:
“Öneriler harikaydı. Toplam 10 öneri geldi. Bir baraj inşa edilmek
isteniyorsa 5 sosyal, 5 de çevre faktörünün dikkate alınması gerekiyor.
Bunlardan ilki, 'Bu bölgede mutlaka bir baraj yapılmalı mı ya da bunun alternafi
yok mu?' diye düşünmek gerek. Eğer yapılacaksa bundan olumsuz etkilenen çevre
sakinleri de projeye dâhil edilmeli. Bu Ilısu'da sanki yapılıyormuş gibi
gösteriliyor ancak gerçekler çok daha farklı. Bu proje, en eski standartlara
göre inşa ediliyor ve idda ediyorum ki bu standartlar 1990’ların
standartlarından bile çok daha kötü. Çünkü o yıllara kıyasla, baraj projeleri
giderek büyüyor.”
“Nehirler yaşam için var, barajlar için değil”
Türkiye'den geçiyoruz Fransa'ya... “Nehirler yaşam için var,
barajlar için değil” diye slogan atıyor göstericiler... Fransa’nın
Marsiya kentindeki ana tren garının önünde toplanan çevreci
protestocular, ardından garın önündeki merdivenlerden yuvarlanıp, kendi
kurdukları baraj setinin önünde ölü gibi uzanıyorlar. Baraj karşıtı
protestocular bu devasa projerin yeşil enerji üretmediğini öne sürüyor. Birçok
çevreci aktiviste göre, baraj projeleri ormanların katledilmesine, nehirlerdeki
suyun azalmasına ve buna bağlı olarak da birçok balık ve canlı türünün yok
olmasına neden oluyor. Ayrıca çevre örgütleri, dünya çapında 80 milyona yakın
kişinin baraj kurulacak bölgelerden göçe zorlandığını öne sürüyor.
Çevre örgütleri, baraj ve bentleri daha çevre dostu inşa etmek için yapılan
son girişimleri de yetersiz buluyor. Örneğin 2011 yılında hükümetler, çeşitli
sivil toplum ve kalkınma örgütleri ile su sektöründeki bazı işletmelerin ortak
kararlaştırdığı Hidro-enerji Sürdürülebilirlik Değerlendirmesi Protokolü
(HSAP) gibi. Uluslararası Hidro-enerji Birliği’nin
(IHA) girşimi ile düzenlenen ve yasal bağlayıcılığı olmayan bu
protokol, küresel baraj standartlarını belirliyor.
Fransız çevre örgütü Les Ami de la Terre’in sözcüsü
Rancon Monabay, bu protokolü sert bir biçimde
eleştirenlerden biri. Monabay “Öncelikle bunlar çok zayıf standartlar. İkinci
olarak ise baraj projelerine not verenler zaten bu barajları inşa edenlerin
kendisi. Ve üçüncü olarak da zaten var olan bazı standartları daha da düşürmeye
gerek yok. Yani önümüzde muazzam büyük sorunlar bizi beklerken, bu standartlar
kesinlikle yetersiz kalıyor” diye konuşuyor.
Türkiye, 21
Mart Dünya Ormancılık, 22 Mart Dünya Su ve 23 Mart Dünya Meteoroloji Günlerini
birlikte kutladı
Öte yandan Türkiye, 21 Mart Dünya Ormancılık, 22
Mart Dünya Su ve 23 Mart Dünya Meteoroloji Günlerini,
dün (21 Mart Çarşamba) Ankara Ticaret Odası Kongre Merkezi'nde düzenlenen
programla kutladı. Kutlama programına Orman ve Su İşleri Bakanı Prof.
Dr. Veysel Eroğlu, milletvekilleri ve Bakanlık yetkilileri katıldı.
Prof. Dr. Veysel Eroğlu, burada yaptığı konuşmada, üç önemli günün arka arkaya
tesadüf ettiğini kaydederek, Bakanlığına bağlı 3 önemli genel müdürlüğün
bayramlarını ayrı ayrı kutladı. Prof. Dr. Eroğlu, Orman Genel Müdürlüğü'nün en
köklü teşkilatlardan biri olduğunu anımsattı ve "Bu sene 173. kuruluş yıldönümü.
Kanun Hükmünde Kararname'yle Orman Genel Müdürlüğü güçlü bir hale getirildi.
Orman Genel Müdürlüğü, sadece ormanların bakım ve onarımından sorumlu değil,
aynı zamanda ağaçlandırma, erozyon kontrolü, çölleşmenin önlenmesi, yangınla
mücadele ve odun dışı ürünlerin geliştirilmesi konusunda da söz sahibidir” dedi.
Eroğlu, odun servetini 936 milyon metreküpten 1 milyar 400 milyon metreküpe
çıkardıklarını vurgulayarak, 2015 sonunda 1 milyar 600 milyon metreküpe
ulaştırmayı hedeflediklerini söyledi.
Destanlar yazan genel müdürlük: DSİ
Prof. Dr. Eroğlu, Bakanlığına bağlı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün ise,
su konusunda destanlar yazan bir genel müdürlük olduğuna işaret ederek, böyle
bir teşkilatın eski genel müdürü olmaktan da gurur duyduğunu vurguladı. DSİ'nin
2003 yılında bu yana bin 128 tesisi milletin hizmetine sunduğunu belirten
Eroğlu, bunlar arasında 206 dev barajın olduğunu bildirdi. Eroğlu, 9 yılda
11 milyon dekar araziyi modern sulama sistemiyle hizmete açtıklarını dile
getirerek, 43 milyon vatandaşa içmesuyu temin edildiğini ve susuz şehrin
kalmadığını belirtti. DSİ Genel Müdürü olduğu dönemde Türkiye'nin hidroelektrik
potansiyelinin yılda 168 milyar kilowatt/saat olduğunu, bunun da ancak 26 milyar
kilowatt/saatini kullanabildiklerini hatırlatan Prof. Dr. Eroğlu, bu oranı yılda
61 milyar kilowatt/saate çıkardıklarını, 2015 sonuna kadar da 110 milyar
kilowatt/saate yükseltmeyi planladıklarını vurguladı.
|