Enerji kaynaklarını çeşitlendirmenin önemine işaret eden Boydak, "Son dönemde bu yöndeki politikaların hayata geçirilmesinde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Güneş enerjisine yönelik en son düzenlemeler ile birlikte yenilenebilir enerji mevzuatında kayda değer adımlar atılmıştır" görüşünü paylaştı. Yenilenebilir enerjiye ilişkin 2023 yılı hedeflerine ulaşmanın oldukça zor olduğunu dile getiren Boydak, "Örneğin, Ağustos 2013 itibarıyla rüzgar enerjisinde kurulu gücümüz yaklaşık 2 bin 600 megawatt. 2023 hedefimiz ise rüzgarda kurulu gücümüzü 20 bin megawatt'a çıkarmak. Bu hedef, sadece rüzgar enerjisinde yılda yaklaşık olarak bin 750 megawatt'lık bir kapasite eklememizi gerektiriyor" ifadelerini kullandı.
Rekabetçi bir enerji piyasasına ulaşmak için sektörün serbestleşmesine dönük adımların atılmasının önemli olduğunun altını çizen Boydak, Elektrik Piyasası Kanunu'nun yasalaşama sürecinde özel sektör katılımına fırsat sağlandığı için kamuya teşekkür etti.
Enerji borsasına da değinen Boydak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İşte bu referans fiyatın şeffaf ve piyasa temelli bir çerçevede oluşmasının en verimli yoludur. Enerji borsası, aynı zamanda enerji sektörünün serbestleşmesi ve rekabetçi bir yapının oluşturulması için gereken önemli bir aşamadır. Ancak unutulmamalıdır ki Doğal Gaz Piyasası Kanunu elektrik piyasasına ve enerji borsasına ilişkin düzenlemelerin tamamlayıcısıdır. Bu itibarla kanuna ilişkin değişiklik metni üzerinde çalışılmakta olduğunu da gözönüne alarak; maliyet bazlı fiyatlandırma, BOTAŞ'ın yeniden yapılandırılması ve kontrat devri konularının, sektörün liberalleşmesi açısından kritik nitelikte olduğunu belirtmek istiyorum. Bu vesileyle TÜSİAD olarak Doğal Gaz Piyasası Kanununun revizyonu sürecinin özel sektör katılım ve katkılarıyla ivedilikle sonuçlandırılması arzusunda olduğumuzu da yinelemek isterim."
"Enerjide rekabetçiliğin artırılması, iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik çabaların azaltılması anlamına gelmiyor"
Boydak, enerji tartışmalarında bir yanda arz güvenliği ve rekabetçi fiyatların oluşturulması ihtiyacı, diğer yanda küresel iklim değişikliğiyle mücadele zorunluluğunun hassas seçimlerin yapılmasını gerektirdiğini söyledi. TÜSİAD olarak bunun zor bir denklem olduğunu her fırsatta ifade ettiklerini vurgulayan Boydak, "Büyüme hedeflerimizi gerçekleştirirken enerji kaynaklı emisyonlarımızı azaltmayı sağlayacak ancak bunu yaparken de rekabet gücümüzü korumamızı mümkün kılacak stratejiler belirlemek zorundayız" dedi.
Enerjide rekabetçiliğin artırılması, iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik çabaların azaltılması anlamına gelmediğini ve gelmemesi gerektiğini anlatan Boydak, bu nedenle yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması yanında enerjinin hem üretim hem de kullanım süreçlerindeki verimliliğine yönelik uygulamaların yaygınlaştırılmasına da çaba göstermesi gerektiğini dile getirdi. Türkiye'nin enerji politikasının, enerji piyasalarının çok boyutlu ve çok katmanlı yapısına paralel olarak sorumlu ve etkin bir şekilde tasarlanması gerektiğinin altını çizen Boydak, şunları da kaydetti:
"Bir başka deyişle enerji politikamız arz güvenliğinin tesis edilmesini sağlarken diğer yandan da çevresel kaygıları dikkate almalıdır. Bu itibarla ekonomik büyüme ve kalkınmayı sürdürme yolu olarak yeşil büyüme giderek daha fazla kabul görmektedir. Birçok ülkede mevcut sürdürülebilir kalkınma girişimleri üzerinde yapılanan yeşil büyüme, bir yandan yeşil bir ekonomiye geçişle ilgili yapısal değişimleri yönetiyor. Diğer yandan da yeni yeşil endüstriler, iş ve teknoloji geliştirme fırsatlarını kullanmak da dahil olmak üzere daha temiz büyüme kaynakları saptamayı amaçlıyor. Kaynak çeşitliliği, yenilenebilir enerjide yapılması gereken atılım, rekabetçi bir piyasa ve bunun sonucunda oluşan rekabetçi fiyatlar, sadece her boyutta sürdürülebilir değil aynı zamanda yeşil büyümeyi de destekleyen bir enerji piyasasının oluşumuna katkıda bulunacaktır."
|