Magnus Wallin, İtalyan Rönesansı’ndan çağdaş dünyaya uzanan bir gelenek dahilinde kültürel kodlar aracılığıyla değerlendirilmiş olan insan bedeninin hareket ile ilişkisini incelemek amacıyla, genellikle bilgisayar oyunlarıyla özdeşleştirilen 3D-Animasyon tekniğini kullanır. Sanatçı, bedenin medyadan ve teknolojiden bağımsız olarak nasıl toplumsal bir kurgu olageldiğini incelemektedir. Anlatısal bir yapıya sahip olan kısa video çalışmaları, imgelerini, son derece kişisel olan ve genellikle belirsiz anlamlar taşıyan rüyalardan alır.
Limbo anıtsal meta estetiğine doğru çıkılan şiddetli bir yolculuk. Film diğer filmlerimden, soyut bir yapıdan çok daha fazlasını içermesiyle ayrılıyor. Melekler bir ideali temsil ediyorlar. Gerçeklik, içinde sağ kalan üç kişi bulunan bir helikopter biçiminde ortaya çıkıyor. Helikopter stadyuma iniyor, Olimpiyat Ateşi’ni söndürüyor ve ütopyasal uyumu bozuyor. Bu yüzden, melekler helikoptere saldırıyorlar onu bir uçuruma doğru sürüklüyorlar. Düşüş sırasında, helikopter parçalanırken, tam önlerinde, Esther Williams’a benzeyen kopyalanmış yüzücüler, havuzda geometrik mükemmelliğe sahip bir gösteri sunuyorlar. Limbo, bir atalet durumunu betimliyor ve bir tırtılın dönüşüm aşamasında aldığı biçimlere benziyor.
|