arte povera akımının öncülerinden ve çağdaş sanatın en önemli isimlerinden biri olan Michelangelo Pistoletto’nun 1987 tarihli Paçavraların Venüs’ü adlı yapıtı, serginin en önemli ve heyecan uyandırıcı yapıtlarından biri. Eski kıyafetlerden ve paçavralardan oluşmuş bir yığının önüne yerleştirilmiş bir "Venüs" heykelinden oluşan yapıt, dünya hâkimiyetinin batılı perspektiflerini ve merkez/çevre basmakalıplarını tüm dünyada konuşulmadan önce sorgulayan öncü bir yapıt olma özelliğini taşıyor. Bu yapıtında, Michelangelo Pistoletto, aşk tanrıçası Venüs’ü betimleyen klasik bir heykelin röprodüksiyonunu kullanıyor. Heykelin duruşu, meşhur efsanedeki, yıkanmak için suya giren Venüs’ün bir şeye şaşırdığı ve elleriyle bedenini örtmeye çalıştığı anı temsil eder. Genellikle böyle bir yapıt, izleyicinin, duruşun erotik biçimin görebilmesine izin verecek şekilde, ön taraftan izlenir. Oysa Pistoletto, heykeli, yüzü bir paçavra yığınına doğru dönmüş şekilde yerleştirerek, yapıtın geleneksel anlamını değiştirir ve esprili bir alternatif öykü önerir: Venüs çıplak bedenini artık bu paçavralarla örtebilecektir. Sanatçı bu yolla, gündelik malzemeler lehine geleneksel değerlere ve estetik yaklaşımlara sırtını dönen, sanat konusunda yeni bir demokratik anlayış önerir. Pistoletto paçavraları kullanmaya 1967’de başlamıştı. Sanatsal imgeleri dikte ettirir görünen baskıcı toplumsal yapıların iptal edilmeye başladığı ve yalnızca görünümler aracılığıyla, altta yatan gerçeklikleri görebilmenin mümkün olmaya başladığı bir dönemdi. Hem Doğu’da hem de Batı’da var olan güçlü öğretinin hayaletleri, dışlanmışların- dünyanın hemen yer yerinde var olan ve genellikle toplumun ayaktakımı olarak görülen sıradan ve umutsuz cemaatlerin; Üçüncü Dünya’nın yoldan çıkmış, yozlaşmış kitlelerinin, kadınların, mahkumların- kargaşası ve çokdeğerliliğiyle doğrudan bir karşıtlık oluşturuyordu. Onlar toplumun paçavralarıydılar. Bu yapıtının akışkan karakteri, sonsuz yorumlama olasılıklarına izin veriyor: her bir okuma, yığının içinden seçilen bir paçavraya eşdeğer. Yapıt, herhangi bir bağlama yerleştirilebilir, içine yerleştiği bağlama göre anlam değiştirebilir, hatta mizahi öğeleri bile barındırabilir.
|