Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.

Yapı Denetimi Serbest Piyasa Koşullarına Göre Şekillenemez

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) adına yürütücülüğünü İMO Diyarbakır ve Ankara şubelerinin yaptığı ve 5-6 Ekim 2013 tarihlerinde Diyarbakır`da gerçekleştirilen 3. Yapı Denetimi Sempozyumu’nun sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, bir kamu hizmeti olan yapı denetiminin piyasa koşullarına göre şekillenmesinden duyulan rahatsızlık öne çıkıyor.

yapi.com.tr
Yapı Denetimi Serbest Piyasa Koşullarına Göre Şekillenemez

Yapı denetim alanında yaşanan sorunlara kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla bir mektup eşliğinde ulusal yayın yapan gazetelerin köşe yazarlarına da gönderilen sonuç bildirgesinde; bir kamu hizmeti olarak tanımlanan yapı denetiminin, hiçbir şartta asla piyasa dengelerine, vahşi rekabetçi serbest piyasa koşullarına terk edilemeyeceğinin altı çizliyor ve sistemde bu yöndeki gelişmelerden duyulan rahatsızlık dile getiriliyor.

Kamusal bir hizmet olan yapı denetimine ilişkin yeni düzenlemelerle mimarlık ve mühendislik alanlarına yapılan olumsuz müdahalelerin, her defasında mevcut olan hak ve yetkileri sürekli erozyona uğratarak mühendislik ve mimarlık meslekleri ve yapı denetim işini yapılamayacak bir konuma sürüklediğinin belirtildiği bildirgede; 10 yıl boyunca 19 pilot ilde uygulanan ve 2011 yılının başından itibaren de tüm yurtta uygulanmakta olan Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un uygulanmasında karşılaşılan sorunların başında hizmet sunumundaki haksız rekabet gösteriliyor. Mevzuatta öngörülen yapı sahibi - yapı denetim kuruluşu ilişkisinin uygulamada kurulamadığına işaret edilen bildirgede; yasaya göre yapı denetim kuruluşlarının yapı sahipleri tarafından belirlenmesi gerekirken, uygulamada müteahhitlerin belirleyici oldukları belirtiliyor.

"Denetimsizliğin temel nedeni, rant ilişkilerinin tekniğin önüne geçmesi"

Türkiye'deki denetimsizliğin temel nedeninin rant ilişkilerinin tekniğin önüne geçmesi olduğunun savunulduğu bildirge, şöyle devam ediyor:

"Yer seçiminden başlanılarak yapılan hatalar ve TMMOB'nin ilgili Odalarının yapmak istediği kamusal denetimin engellenmesi, başta kaynak israfı ve niteliksiz yapı üretimi gibi çok önemli sorunları ortaya çıkarmaktadır. Denetim, yapı inşaatının başlaması ile başlamaz. Yapının yapılacağı yerin zemin etüdünün doğru yapılıp yapılmadığı, hazırlanan plan ve projelerin İmar Kanunu ve Yönetmeliklerine, teknik şartname ve kurallarına, hizmetin türüne ilişkin Türk Standartları ile Oda Yönetmelik, Yönerge ve Çizelgelerine uygun olarak üretilip üretilmediğinin denetimi bu sürecin ayrılamaz parçalarıdır. Yapı denetim kuruluşlarında mimari, statik, makine ve elektrik projeleri aynı zamanda denetlenebilmeli, birbirini etkileyen tesisat çeşitleri konusunda farklı uzmanlık alanlarındaki projelerdeki olması gereken değişiklikler düzeltilebilmeli, ondan sonra proje denetçisi mühendis ve mimarlar tarafından onaylanmalıdır.


Denetçi belgesi alabilmek için beş yıl meslek deneyimi aranmaktadır. Uzun yıllar farklı konularda uzmanlaşan ve bina yapısı ile ilgili bir deneyimi olmayan bazı mühendis ve mimarlara mesleki deneyim süresini doldurmaları nedeniyle denetçi belgesi verilmekte ve proje ile yapı uygulamalarından sorumlu tutulmaktadır. Denetçi belgeleri; uzmanlık alanlarına göre ve meslek odalarınca verilecek eğitimler sonunda, değerlendirme sınavından başarılı olmuş ve en az yedi yıl meslek deneyimi olan mimar ve mühendislere verilmelidir".

"Düşük bedelin karşılığı düşük maliyet ve düşük ücretler"

Temel sorunlardan birinin de yapı denetim hizmet bedeli oranlarında gerçekleştirilen düşüşler olduğuna dikkat çekilen bildirgede; başlangıçta yapı yaklaşık maliyetinin yüzde 4`ü ile yüzde 8`i arasında tespit edilen hizmet bedelinin önce yüzde 3`e, ardından da yüzde 1,5`a düşürüldüğü anımsatılıyor:

"Yapı denetim hizmet bedellerinin bugün bir emlakçılıktan bile aşağıya çekilmesi, nitelikli yapı denetimine siyasiler tarafından verilen önemi göstermektedir. Yapı denetimi; yapı sahipleri için talep edilen bir hizmet olmaktan çok yasal bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu yaklaşımın özü, ticaretin kamu güvenliğinden daha önemli olduğudur. Düşük bedelin karşılığı düşük maliyet ve düşük ücretler olarak sektörün belirleyicisi olmaktadır.

Yapı sahibi, yapısını denetleyecek yapı denetim kuruluşunu kendisi seçmekte, bu da denetimin bağımsızlığı felsefesine aykırı bir durum oluşturmaktadır. Yapı sahibi ile denetçi kuruluşun ticari ilişkisine endekslenmiş bir denetim(sizlik) süreci, en çok denetçi ve kontrol elemanı olarak istihdam edilen mühendis ve mimarları mağdur etmektedir. Sonuç olarak devlet tarafından yönlendirilen düşük ücret politikası niteliksiz bir yapı denetim sürecini teşvik etmektedir.

Düşük ücret kıskacındaki ve mevzuattan kaynaklı birçok sorumluluğu bulunan mühendis ve mimarlara yetki de verilmelidir. Uygulama projelerinde imara uygun değişiklikler, sonradan proje tashih ve tadilatı yapılması şartı ile yapı sahibinin talebi üzerine; proje müelliflerinin oluru ve yapı denetim kuruluşundaki ilgili denetçi mimar ve mühendislerin onayı ile yapılabilmelidir".
Sonuç bildirgesinde dile getirilen çözüm önerileri:

1) Yapı Denetimi Hakkında Kanun ve Yönetmeliklerinde kamusal bir yaklaşımla yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Gerek kanunun hazırlanmasında ve gerekse uygulamasında TMMOB ve ilgili taraflar aktif rol almalıdır.

2) Denetim, yanlışlıklardan arındırılarak tarafsız ve etik kurallar çerçevesinde yapılmalıdır.

3) Denetimin bağımsızlığı felsefesine uygun olacak şekilde, yapı denetim kuruluşunun seçimi; yapı sahibi, yapı müteahhidi, proje müellifi ve ilgili idare inisiyatifinden çıkartılarak bağımsız hale getirilmelidir.

4) TMMOB'nin kanunundan gelen haklarını kullanmasına yönelik engellemelere son verilmelidir. Yapı üretim sürecinin tek muhatabı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmamalı, tüm ilgili kurum ve kuruluşların sağlıklı denetim yapılması konusunda eşgüdümü sağlayacak yeni düzenlemelere gidilmelidir.

5) Denetçi ve kontrol elemanı mimar ve mühendislere yönelik olarak taraflarca Tip Hizmet Sözleşmesi yapılması sağlanmalıdır.

6) Merkez Yapı Denetim Komisyonu ve İl Yapı Denetim Komisyonlarında TMMOB ve ilgili diğer taraf temsilcilerinin bulunması sağlanmalıdır.

7) Kamusal bir denetim olan yapı denetimin amaçlanan nitelikte olabilmesi için;

a) Denetimde aktif rol alan mimar ve mühendisler, yasal düzenlemelerle, kendi meslek örgütleri olan TMMOB tarafından denetlenip sicilleri tutulmalıdır.
b) Yapı denetim kuruluşları, kendi Birliği tarafından düzenli olarak denetlenmeli ve etik kuralları oluşturulmalıdır.

8) Denetçi ve kontrol elemanı mimar mühendisler ve yardımcı kontrol elemanları ile şantiye şefi mimar mühendisler için; Mesleki Sorumluluk Sigortası sisteme dahil edilmelidir.

9) Yapı denetim sistemi içerisinde çalışacak mimar ve mühendislerin yetkin ve konusunun uzmanı olması sağlanmalı, denetçi belgesi, uzmanlık alanlarına göre ilgili Meslek Odasınca düzenlenecek eğitim ve yapılacak değerlendirme sınavına göre ilgili Meslek Odasınca verilmelidir.

10) Cezai sorumlulukların; 818 sayılı Borçlar Yasası ve diğer mevzuat hükümleri ile uyumlu, mimar ve mühendis haklarını koruyacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.

11) 648 sayılı KHK ile 6495 sayılı Torba Kanun ile getirilen muafiyetlerin kaldırılması ve tüm kurum ve kuruluş yapılarının da kapsam alanına alınması sağlanmalıdır.

12) Uygulama projelerinde imara uygun değişiklikler, sonradan proje tashih ve tadilatı yapılması şartı ile proje müelliflerinin oluru ve yapı denetim kuruluşundaki ilgili denetçi mimar ve mühendis onayı ile yapılabilmelidir.

13) Mevcut yönetmelikte olduğu gibi, o ilde ruhsata bağlanacak yapı alanları miktarına göre, amaca uygun yapı denetim hizmetinin verilebilmesi için, yapı denetim kuruluşu sayısı sınırlandırılmalı ve Bakanlıkça uygun dönemlerde güncelleme ve denetleme yapılarak kuruluş sayısı belirlenmelidir.

14) Yapılacak etkinliklerle güvenli ve sağlıklı yapılarda yaşama arzusu, bilinci ve talebi güçlü hale getirilmelidir.

15) Yapı üretim sürecinin unsurlarından olan müteahhitlik kurumu yasal altyapıya kavuşturularak, bu alan isteyen herkesin faaliyet gösterebileceği sektör olmaktan çıkarılmalıdır.

16) Yapılarda CE veya G işaretli ürünlerin kullandırılması sağlanmalı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri bu belgeleri veren onaylanmış kuruluşlar üzerinde ciddi denetimler yapmalı, "naylon" belge verilmesinin önüne geçilmelidir.

17) Yapı denetim, yapıların yapı güvenliğinin ötesinde genel işlevsellik ve görüntü düzgünlüğü sergilemesi gerekliliğinden hareketle estetik, çevreye uyum ve ekonomik bakımlardan da denetlenmesini içerecek şekilde genişletilmeli, kaynak israfının önlenmesi için her türlü tedbir alınmalı ve tüm bu hususlarla birlikte 'yapı kalite sigortalaması' kapsamında ek düzenlemeler yapılmalıdır.

http://www.yapi.com.tr/haberler/yapi-denetimi-serbest-piyasa-kosullarina-gore-sekillenemez_114517.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!